Sanayii çuvallarsa ekonomi de arpa boyu yol almaz
1994’de Robert J. Sternberg, “In search of human mind” kitabını yayınlamıştı. İnsanların neden çuvalladığını şu başlıklarla özetliyordu. 1. Eksik motivasyon. 2. Kontrolsüzlük. Bunlar, dürtülerine hakim olmakta zorlanırlar. 3. Üstüne yılan atsan kıpırdamazlar. Yetersiz azimle vazgeçmeye her an yatkındır. 4. Hatalı yeteneklerini kullanırlar. 5. Sonuca yeterince odaklanamazlar. 6. Başladığı işi bitiremezler. 7. Kendilerine olması gerekenden çok fazla acırlar. 8. Başlamaktan korkarlar. 9. Düşünceler eyleme dönmez. Dönemez. 10. Ya aşırı özgüvende ya da yetersiz özgüvende olurlar. Ortasını bulamazlar. 11. Başarısızlık korkusunu aşamazlar. 12. Sürekli ertelerler. 13. Kolayca başkalarını suçlarlar.
Biz Endüstri 4.0’dan konuşuyoruz. Oysa Almanya bu konuda bayrağı eline almış bile. Geleceğin liderliğine koşuyor. “Namaza meyli olmayanın kulağı ezanda olmaz” ki... Politikalar, en az insan kadar ilginçtir. Türkiye artık yapmak istemediği işlerle ilgilenmiyor. Çünkü ilgilenemiyor. Sanayi işi ayrıntı işidir. Bizimse bunlar hiç ilgi alanımızda yer almıyor. Sanayi beşeri sermaye ile beslenir. 1961 yılında Theodore William Schultz, Almanya ve Japonya’nın büyüme hızlarının gerçekte hesaplandıklarından çok daha yüksek olduklarını fark etti. Beşeri sermayenin büyüme hesaplarında yer almadığını anladı. Sonradan sanayiinin 2 devi olacak bu ülkeleri, eğitim açısından inceledi. Çok açık bir teori geliştirdi. Schultz’a göre, ikinci dünya savaşı sonrasında Japonya ve Almanya’nın gelişimini yüksek eğitim düzeyleri desteklemiştir. Yüksek eğitimli, sağlıklı bireylerin oluştuğu Alman ve Japon toplumlarının getirisi de üretkenliği de hep yüksek olmuştur.
Asansör analizlerini bir kenara koyma zamanı gelmedi mi artık
Bugün, indi çıktı analizlerini elimizin tersiyle itelim. Uzun vadeli bakalım şu sanayii üretimine. Tüm grafiklerde yıllık ortalamaları inceleyelim. İlk grafik de en önemlisi olsun, imalat sanayii.
Grafik. Mevsim ve Takvim Etkiden Arı “İmalat Sanayii” Yıllık Ort. Aylık Değ.(%)
İmalat sanayi üretimin kalbidir. Ya “ara malı”? Bu da ihracatın gücüdür. İhracat nedir. Rekabet üstünlüğüdür. Cari açık, bütçe açığı, net pozisyon açığı veren ülkeler içinse; ilaçtır, ilaç.
Grafik. Mevsim ve Takvim Etkilerden Arı “Ara Malı” Yıllık Ort. Aylık Değ.(%)
Grafik: Mevsim ve Takvim Etkisinden Arı “Dayanıksız Tüketim Malı” Yıllık Ort. Aylık Değ(%)
Dayanıksız tüketim malı üretimi en sert düşenler arasında yer alıyoruz. Bunun tek nedeni var. Bu segmentte küresel rekabet üstünlüğümüzü tamamen yitirmiş olmamız.
Grafik. Mevsim ve Takvim Etkiden Arı “Dayanıklı Tüketim Malı” Yıllık Ort. Aylık Değ.(%)
Herşeye rağmen bir medar-ı iftihar bir üretim sektörümüz var; dayanıklı tüketim malı. Teşvikler, kitlesel üretim avantajımız; Arçelik, BSH, Vestel bölgesel devlerin hem organik hem de inorganik büyüyebildiği tek üretim segmentimiz çıkarmış ortaya. Zaten endüstri 4.0 da bu firmalarda uygulanıyor ya da uygulanacak.
Grafik: Mevsim ve Takvim Etkisinden Arı “Sermaye Malı” Yıllık Ort. Aylık Değ.(%)
Grafik: Mevsim ve Takvim Etkisinden Arı “Orta Düşük” Yıllık Ort. Aylık Değ.(%)
Grafik: Mevsim ve Takvim Etkisinden Arı “Orta Yüksek” Yıllık Ort. Aylık Değ.(%)
Grafik: Mevsim ve Takvim Etkisinden Arı “Yüksek” Yıllık Ort. Aylık Değ.(%)
Özgüvenimiz yerinde. Mesele bize bizden başkasının güvenmiyor olmasıdır. Kendimizi satamıyoruz. Dış siyaseti, küresel ticareti de bilmiyoruz. Sonuçta yabancının ilk çırpıda pılını pırtını satıp çıktığı sektörler oluyoruz. İşte sermaye yatırımları da bu nedenle sürekli düşüyor. Gerçek olan şu ki, Türkiye’ye doğrudan yabancı sermaye yatırımı anlamında, bir çivi çakan yok.
Grafik: Mevsim ve Takvim Etkisinden Arı “Düşük” Yıllık Ort. Aylık Değ.(%)
Üretimimizi niteliklerine göre incelersek şu grafikleri elde ediyoruz: 1. Düşük 2. Orta Düşük 3. Orta Yüksek yetenekte üretimler patır patır çöküyor.
Grafik: Mevsim ve Takvim Etkiden Arı “Orta Düşük” Yıllık Ort. Aylık Değ.(%)
Grafik: Mevsim ve Takvim Etkiden Arı “Orta Yüksek” Yıllık Ort. Aylık Değ.(%)
Grafik: Mevsim ve Takvim Etkiden Arı “Yüksek” Yıllık Ort. Aylık Değ.(%)
Tek yükselen üretim niteliğindeki segmentimiz de en olması gerekenidir. yüksek kaliteli üretim yetenekli üretimdir. Buradaki potansiyel trendimiz mükemmeldir. Son dönem düşümüz moralimizi bozmasın. Çok iyi gidiyoruz. İlk sözde belirttiğim gibi, Robert J. Sternberg’in “In search of human mind” kitabındaki uyarıları dikkate alalım. Biz yeter ki, genel sanayii politikamızı uzun vadeli oluşturalım. Sanayi için hızlı trenler yapalım. Bunları limanlara bağlayalım. Ulaşım hubı özelliğimizi öne çıkaralım.
Unutmayalım. Gelir dağılımımızdaki uçurumu çözecek, sanayii; gıda ürünlerinde, içine düştüğümüz “tarla-raf” fiyatı uçurumundan bizi çekip çıkaracak, sanayii; beşeri sermayemizin tüm açmazlarının anahtarını yalnızca, sanayii de…