Sanayiden büyüme için iyi haber gelmedi
Parasal sıkılaştırma sürecinde yüksek faiz-düşük kur ve dış pazar daralması gibi faktörlerin giderek artan etkisiyle sanayide yaşanan kan kaybı ekim ayında da devam etti. Toplam sanayi üretimi, aylık bazda yüzde 0,9, yıllık bazda yüzde 3,1 düşüş gösterdi.
Gayri safi yurt içi hasıla (GSYH) verisinde üst üste iki çeyrek olmak üzere ikinci ve üçüncü çeyreklerde yaşanan küçülme ile Türkiye ekonomisi “teknik resesyon”a girmişti. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı ekim ayı sanayi üretim verisi, ekonomide küçülme sürecinin son çeyrekte de devamına işaret etti.
Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış endeks bazında önceki aya göre elektrik, gaz ve buhar üretimindeki yüzde 3,3’lük artışa karşılık en büyük ağırlığa sahip olan imalat sanayiinde yüzde 1 ve madencilik ve taş ocakçılığı üretiminde yüzde 4,8 düşüş yaşandı. Aylık değişime elektrik, gaz, buhar sektöründeki artış 0,2 puan pozitif, imalat sanayiindeki gerileme 0,9 puan ve madencilikteki düşüş 0,3 puan negatif etki yaptı.
Takvim etkisinden arındırılmış endekse göre de yıllık bazda elektrik, gaz ve buhar üretimi yüzde 7,6 artarken, imalat sanayii üretimi yüzde 3,3 ve madencilik ve taş ocakçılığı üretimi yüzde 14,2 düşüş kaydetti. Böylece yıllık bazda yüzde 3,1 düşen toplam sanayi üretiminde bu bazda gerileme süreci beş aya ulaştı. Toplam üretimde yıllık bazdaki düşüşün yüzde 2,9’luk kısmı tek başına imalat sanayii üretimindeki gerilemeden kaynaklandı. Yıllık bazdaki değişime elektrik, gaz ve buhar üretimi 0,6 puan pozitif, madencilik ve taş ocakçılığı ise 0,8 puan negatif etki yaptı.
Petrol ürünlerinde dramatik düşüş
Toplam sanayi üretiminde yaşanan gerilemede imalat sanayii belirleyici olurken, alt sektörleri içinde en çarpıcı gelişmeyi rafine petrol ürünlerindeki yıllık bazda yüzde 21,1’lik düşüş oluşturdu. Ancak bu alt sektörün üretiminin önceki aya göre ise yüzde 11,4 arttığı belirlendi. Başka deyişle sektörün üretimi, aylık bazdaki yüksek artışa rağmen bir yıl öncekinin hala çok altında kalmaya devam etti. Aylık bazda üretim düşüşünde ise yüzde 18,2 ile bilgisayar başı çekti. Bu alt sektörde üretim yıllık bazda da yüzde 18,9 düşüş kaydetti.
Diğer ulaşım araçları ekimdeki aylık yüzde 0,5’lik artışa rağmen yıllık bazda yüzde 16,7 üretim düşüşü ile en fazla kan kaybı yaşanan üçüncü alt sektör oldu. İhracat açısından en önemli alt sektörlerden motorlu kara taşıtlarında üretim aylık bazda yüzde 2,5 ile düşmeye devam ederken, yıllık bazda üretim düşüşü yüzde 12,5’e ulaştı. Deri sektörünün üretimi ekim ayında yüzde 0,5, son bir yılda yüzde 10,1 düşüş kaydetti. Kayıtlı medyanın basımı ve çoğaltımında aylık yüzde 7,3, yıllık bazda yüzde 9,8, ağaç ürünlerinde aylık yüzde 1, yıllık yüzde 8,9 üretim düşüşü yaşandı.
Giyim eşyası ekimdeki aylık yüzde 2,3 düşüşe rağmen yıllık bazda yüzde 11’le en yüksek üretim artışı kaydedilen alt sektör oldu. İçecek imalatında aylık bazda elde edilen yüzde 10,8’lik artışla yıllık bazda yüzde 7,6 oranında üretim artışı gerçekleşti. Üretimi yıllık bazda artışta olan diğer alt sektörler ise yüzde 3’le ana metal sanayii, yüzde 2,5’le fabrikasyon metal ürünleri, yüzde 2,1’le kimya, yüzde 1,6 ile mobilya, yüzde 1,3’le tütün, yüzde 1,1 ile temel eczacılık.
Sanayi faiz, kur ve pazar kıskacında
Sanayide yaşanan kan kaybının başlıca nedenleri şöyle:
-Enflasyonu üç yılda tek haneli oranlara düşürmek amacıyla başlatılan ve on yedi aydır uygulanmakta olan parasal sıkılaştırmaya dayalı ekonomik program kapsamında kredi faizlerinin aşırı yükselmesi ve krediye ulaşımın zorlaşması.
-Yüksek faiz ve genel olarak parasal sıkılaştırmanın ekonominin tüketim ayağından çok üretici kesimleri olumsuz etkilemesi; özellikle, sanayi firmalarının ezici çoğunluğunu oluşturan KOBİ’lerin, üretim, tedarik ve satış sorunları ile birlikte ciddi finansal sorunlar yaşaması.
-Yüzde 8,5’ten yüzde 50’lere çıkarılan politika faizi paralelinde yükselen faizlerin cazibesinin, kaynakların üretimde kullanılmak yerine TL faiz getirili enstrümanlarda değerlendirilmesini teşvik etmesi.
-İhracata dönük üretim yapan sanayicilerin TL’de değerlenme/düşük kur nedeniyle küresel pazarda rekabet güçlerinin zayıflaması, aynı zamanda ana ihracat pazarı olan Avrupa ekonomilerinde yaşanan daralma ve talep gerilemesi.
Aylar itibarıyla sanayi üretiminde yıllık değişim
Sanayi üretimi, geçen yıl şubattaki büyük depremlerin yol açtığı sert düşüşün baz etkisiyle bu yıl aynı ayda yıllık bazda yüzde 11,1 ve martta da yüzde 4,6 artarken, izleyen dönemde yavaşlayarak düşüşe geçti. Hazirandan itibaren kesintisiz hale gelen düşüş süreci ekim ile beş aya ulaştı.
Resesyon derinleşir mi?
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH endeksinde nisan-haziran ve temmuz-eylül dönemlerinde önceki çeyreklere göre aynı oranda olmak üzere yüzde 0,2 küçülme yaşanmıştı. GSYH’de çeyreklik bazda üst üste iki çeyrek küçülme yaşanması, teknik resesyon olarak tanımlanıyor. GSYH endeksindeki tanımıyla sanayide önceki çeyreklere göre ikinci çeyrekte yüzde 2,7, üçüncü çeyrekte yüzde 0,8 küçülme gerçekleşmişti.
Üretim yöntemiyle GSYH’de sanayi yaklaşık beşte birle hizmetlerden sonra en büyük paya sahip bulunuyor ve onunla birlikte büyümeye en fazla katkıyı veriyor. TÜİK’in aylık sanayi üretimi verilerinde, son çeyreğin ilk ayı olan ekimde önceki aya göre yaşanan gerileme, çeyreklik bazda değişimi son iki çeyrekte eksi gelen GSYH’de, son çeyrekte de bu eğilimin devam edebileceğinin işaretini verdi. Üç çeyrek üst üste küçülme ise ekonomide resesyonun giderek derinleşmesi anlamına geliyor.