Sanayiden büyüme için iyi haber gelmedi

Naki BAKIR
Naki BAKIR MAKRO BAKIŞ [email protected]

Parasal sıkılaştırma sü­recinde yüksek faiz-dü­şük kur ve dış pazar da­ralması gibi faktörlerin gide­rek artan etkisiyle sanayide yaşanan kan kaybı ekim ayın­da da devam etti. Toplam sana­yi üretimi, aylık bazda yüzde 0,9, yıllık bazda yüzde 3,1 dü­şüş gösterdi.

Gayri safi yurt içi hasıla (GSYH) verisinde üst üste iki çeyrek olmak üzere ikinci ve üçüncü çeyreklerde yaşanan küçülme ile Türkiye ekonomisi “teknik resesyon”a girmişti. Türkiye İstatistik Ku­rumu’nun (TÜİK) açıkladığı ekim ayı sanayi üretim verisi, ekonomide küçülme sürecinin son çeyrekte de devamına işa­ret etti.

Mevsim ve takvim et­kisinden arındırılmış endeks bazında önceki aya göre elekt­rik, gaz ve buhar üretimindeki yüzde 3,3’lük artışa karşılık en büyük ağırlığa sahip olan ima­lat sanayiinde yüzde 1 ve ma­dencilik ve taş ocakçılığı üreti­minde yüzde 4,8 düşüş yaşan­dı. Aylık değişime elektrik, gaz, buhar sektöründeki artış 0,2 puan pozitif, imalat sanayiin­deki gerileme 0,9 puan ve ma­dencilikteki düşüş 0,3 puan ne­gatif etki yaptı.

Takvim etkisinden arındı­rılmış endekse göre de yıllık bazda elektrik, gaz ve buhar üretimi yüzde 7,6 artarken, imalat sanayii üretimi yüzde 3,3 ve madencilik ve taş ocak­çılığı üretimi yüzde 14,2 düşüş kaydetti. Böylece yıllık bazda yüzde 3,1 düşen toplam sanayi üretiminde bu bazda gerileme süreci beş aya ulaştı. Toplam üretimde yıllık bazdaki dü­şüşün yüzde 2,9’luk kısmı tek başına imalat sanayii üreti­mindeki gerilemeden kaynak­landı. Yıllık bazdaki değişime elektrik, gaz ve buhar üretimi 0,6 puan pozitif, madencilik ve taş ocakçılığı ise 0,8 puan ne­gatif etki yaptı.

Petrol ürünlerinde dramatik düşüş

Toplam sanayi üretimin­de yaşanan gerilemede ima­lat sanayii belirleyici olurken, alt sektörleri içinde en çarpıcı gelişmeyi rafine petrol ürün­lerindeki yıllık bazda yüzde 21,1’lik düşüş oluşturdu. An­cak bu alt sektörün üretimi­nin önceki aya göre ise yüzde 11,4 arttığı belirlendi. Başka deyişle sektörün üretimi, ay­lık bazdaki yüksek artışa rağ­men bir yıl öncekinin hala çok altında kalmaya devam etti. Aylık bazda üretim düşüşün­de ise yüzde 18,2 ile bilgisayar başı çekti. Bu alt sektörde üre­tim yıllık bazda da yüzde 18,9 düşüş kaydetti.

Diğer ulaşım araçları ekimdeki aylık yüz­de 0,5’lik artışa rağmen yıllık bazda yüzde 16,7 üretim dü­şüşü ile en fazla kan kaybı ya­şanan üçüncü alt sektör oldu. İhracat açısından en önemli alt sektörlerden motorlu ka­ra taşıtlarında üretim aylık bazda yüzde 2,5 ile düşmeye devam ederken, yıllık bazda üretim düşüşü yüzde 12,5’e ulaştı. Deri sektörünün üreti­mi ekim ayında yüzde 0,5, son bir yılda yüzde 10,1 düşüş kay­detti. Kayıtlı medyanın bası­mı ve çoğaltımında aylık yüz­de 7,3, yıllık bazda yüzde 9,8, ağaç ürünlerinde aylık yüzde 1, yıllık yüzde 8,9 üretim dü­şüşü yaşandı.

Giyim eşyası ekimdeki aylık yüzde 2,3 düşüşe rağmen yıl­lık bazda yüzde 11’le en yüksek üretim artışı kaydedilen alt sektör oldu. İçecek imalatın­da aylık bazda elde edilen yüz­de 10,8’lik artışla yıllık bazda yüzde 7,6 oranında üretim ar­tışı gerçekleşti. Üretimi yıllık bazda artışta olan diğer alt sek­törler ise yüzde 3’le ana me­tal sanayii, yüzde 2,5’le fabri­kasyon metal ürünleri, yüzde 2,1’le kimya, yüzde 1,6 ile mo­bilya, yüzde 1,3’le tütün, yüzde 1,1 ile temel eczacılık.

Sanayi faiz, kur ve pazar kıskacında

Sanayide yaşanan kan kaybının başlıca nedenleri şöyle:

-Enflasyonu üç yılda tek haneli oranlara düşürmek amacıyla başlatılan ve on yedi aydır uygulanmakta olan parasal sıkılaştırmaya dayalı ekonomik program kapsamında kredi faizlerinin aşırı yükselmesi ve krediye ulaşımın zorlaşması.

-Yüksek faiz ve genel olarak parasal sıkılaştırmanın ekonominin tüketim ayağından çok üretici kesimleri olumsuz etkilemesi; özellikle, sanayi firmalarının ezici çoğunluğunu oluşturan KOBİ’lerin, üretim, tedarik ve satış sorunları ile birlikte ciddi finansal sorunlar yaşaması.

-Yüzde 8,5’ten yüzde 50’lere çıkarılan politika faizi paralelinde yükselen faizlerin cazibesinin, kaynakların üretimde kullanılmak yerine TL faiz getirili enstrümanlarda değerlendirilmesini teşvik etmesi.

-İhracata dönük üretim yapan sanayicilerin TL’de değerlenme/düşük kur nedeniyle küresel pazarda rekabet güçlerinin zayıflaması, aynı zamanda ana ihracat pazarı olan Avrupa ekonomilerinde yaşanan daralma ve talep gerilemesi.

Aylar itibarıyla sanayi üretiminde yıllık değişim

Sanayi üretimi, geçen yıl şubattaki büyük depremlerin yol açtığı sert düşüşün baz etkisiyle bu yıl aynı ayda yıllık bazda yüzde 11,1 ve martta da yüzde 4,6 artarken, izleyen dönemde yavaşlayarak düşüşe geçti. Hazirandan itibaren kesintisiz hale gelen düşüş süreci ekim ile beş aya ulaştı.

Resesyon derinleşir mi?

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH endeksinde nisan-haziran ve temmuz-eylül dönemlerinde önceki çeyreklere göre aynı oranda olmak üzere yüzde 0,2 küçülme yaşanmıştı. GSYH’de çeyreklik bazda üst üste iki çeyrek küçülme yaşanması, teknik resesyon olarak tanımlanıyor. GSYH endeksindeki tanımıyla sanayide önceki çeyreklere göre ikinci çeyrekte yüzde 2,7, üçüncü çeyrekte yüzde 0,8 küçülme gerçekleşmişti.

Üretim yöntemiyle GSYH’de sanayi yaklaşık beşte birle hizmetlerden sonra en büyük paya sahip bulunuyor ve onunla birlikte büyümeye en fazla katkıyı veriyor. TÜİK’in aylık sanayi üretimi verilerinde, son çeyreğin ilk ayı olan ekimde önceki aya göre yaşanan gerileme, çeyreklik bazda değişimi son iki çeyrekte eksi gelen GSYH’de, son çeyrekte de bu eğilimin devam edebileceğinin işaretini verdi. Üç çeyrek üst üste küçülme ise ekonomide resesyonun giderek derinleşmesi anlamına geliyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Kamuda faiz sarmalı 10 Aralık 2024