Sanayide verimlilik 5 yıldır yerinde sayıyor

İsmet ÖZKUL
İsmet ÖZKUL KRİTİK AÇI ismetozkul@gmail.com

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın verimlilik endekslerine göre sanayide verimlilik son beş yıldır yerinde sayıyor. Sayfadaki grafikte de görüldüğü gibi, sanayide çalışan kişi başına üretim miktarı, 2010 yılından bu yana yatay bir seyir izliyor.

Verimlilikteki bu patinaj, son yıllara damga vuran yatırımsız ve düşük hızla büyüme döneminin verimlilik alanındaki faturası. 

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hazırlanan ve üçer aylık dönemler için hesaplanan çalışan başına üretim endeksinin yıllık ortalama değeri, 2015’in üçüncü çeyreği itibarıyla 2011 sonundaki düzeyinin yüzde 0.78 oranında altında. 

Çalışan başına verimlilik endeksinin yıllık ortalama değeri, 2008 krizinde ciddi bir düşüş gösterdi. Bu düşüş 2009’un üçüncü çeyreğinden itibaren yerini yükselişe bıraktı. Sanayide çalışan başına verimlilikte hızlı artış, büyüme hızının yüksek olduğu 2010 yılında da südre. 2011’de tempo kaybetmekle birlikte çalışan başına verimlilik artışı sürdü.

2012 başından itibaren ise verimlilik artışı durdu ve çalışan başına verimlilik azalmaya başladı. 2013 çalışan başına verimliliğin tam olarak yerinde saydığı bir dönem oldu. 2014’ten itibaren çalışan başına verimlilikte cılız bir artış görülmeye başladı.

Sonuç olarak 2015’in üçüncü çeyreği itibarıyla çalışan başına verimlilik, hala 2010 yılında ulaşılan seviyelerde bulunuyor. 

Verimlilikte 5 yıldır süren patinaj hali, kendini sanayinin omurgası olan imalat sanayinde daha etkili bir şekilde ortaya koyuyor. Madencilikte çalışan başına üretim 2011 yılına göre yüzde 6.36 artmış olmasına karşın, imalat sanayinde yüzde 1.19’luk bir düşüş söz konusu.

Türkiye’nin ithalatında yüksek bir paya sahip olan ara malı üretiminde, 2011’e göre çalışan başına verimlilik kaybı yüzde 5.68 düzeyinde. Buradaki gerileme, Türkiye’nin sanayi üretiminin dışa bağımlılığını artıran bir süreç yaratıyor.

Dayanıklı tüketim malları alanında da çalışan başına verimlilikte 2011’e göre yüzde 1.64’lük bir gerileme var. Yatırım malları üretiminde de çalışan başına üretim miktarı 2011’e göre yüzde 2.02 düştü. Bu iki temel alandaki verimlilik düşüşü, göreli olarak teknoloji kullanımının yüksek olduğu alanlarda Türkiye’nin rekabet gücünün aşındığına işaret ediyor.

Buna karşın daha düşük teknoloji ile üretim yapılabilen dayanıksız tüketim malları alanında çalışan başına üretim 2011’e göre yüzde 5.86 yükselmiş durumda. Bu da ekonomide emek yoğun alanlara sıkışma tehlikesi yaratıyor. Günümüz koşullarında Türkiye’nin emek yoğun alanlarda verimliliği artırarak ekonomik dengesizliklerini giderme şansı yok. Üstelik dayanıksız tüketim malları üreten bir çok alt sektörde bile ciddi verimlilik kayıpları var. Örneğin 2011 yılına göre deri ürünlerinde yüzde 18.58, tekstilde yüzde 11.10, meşrubatta yüzde 7.80, ağaç ürünlerinde yüzde 6.87, gıda ürünleri imalatında yüzde 2.97 oranında çalışan başına üretim düşüşü var. Dayanıksız mal üretiminde çalışan başına üretim artışı olan sektörler ise tütün ürünleri, kayıtlı medya üretim ve çoğaltılması, giyim eşyası ve mobilya imalatı. 

catsdvds.jpg

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar