Sanayicinin fikri de ucuz olmasın
Sanırsınız Türkler çalışmaktan vazgeçti.
Onlara göre iş var, gelir var ama dilenci gibi yaşamayı tercih ediyoruz.
Gelin bakalım:
Türkiye demografik olarak en güçlü konumunda. Buna “demografik fırsat eşiği” deniliyor.
Genç nüfus, yani bakıma muhtaç çocuk ve eğitim gideri olan gençleri kapsayan nüfusumuz en alt düzeyde. Bir de yaşlı nüfus, yani yine bakılması gereken nüfusumuz da en alt düzeyde.
Şu anda çalışma çağındaki nüfusumuz yığılmış durumda. Buna fırsat eşiği diyoruz.
Yakında bitecek… Çünkü hızla yaşlanıyoruz.
Bugün çalışmazsak yarın çok ama çok daha fakir olacağız.
Peki, kim çalışmıyor?
TÜİK diyor ki, 15-24 yaşında olan nüfus 11.652 bin kişi. İşte bu nüfus içinde ne eğitimde ne de istihdamda olmayanların sayısı 3.070 bin kişi.
%26,3 oranında kayıp genç nüfusumuz var.
Aslında durum daha vahim. 15-34 yaş grubunu aldığımızda 24.265 bin nüfusun 7.087 bini ne eğitimde ne de istihdamda. Yani burada kayıp nüfus oranı %29,2
Bu durumda 24-34 yaş grubunda olan 12.613 bin nüfusun %31,8’i olan 4.017 bin kişi ne eğitimde ne de istihdamda… Büyük kayıp.
Gelelim yine 15-24 yaş grubu gençlere:
Bunlar 11.652 bin kişi ve 3.070 bini (%26,3) ne eğitimde ne de istihdamda. İşte bu 3.070 bin kişi ne eğitimde ne de istihdamda ya… Bunların eğitim seviyesi nedir?
Lise altı eğitimli: 5.133 bin kişi. Bunların içinden 1.029 bini ne eğitimde ne de istihdamda; yani %20,0
Lise mezunu: 3.187 bin kişi. Bunların 945 bini ne eğitimde ne de istihdamda; yani %29,6’sı.
Meslek Lisesi: 1.873 bin kişi. Bunların 566 bini ne eğitimde ne de istihdamda; yani %30,2’si.
Ve
Üniversite mezunu: 1.458 bin kişi. Bu üniversite mezunlarının da 529 bini ne eğitimde ne de istihdamda; bunların oranı da %36,3 ediyor.
Dikkat ederseniz eğitim arttıkça boş gezenlerin sayısı da artıyor.
Mevsim etkilerinden arındırılmış işgücü verilerine bakalım:
2021-III.Çeyrekte 29.105 bin olan çalışan sayısı 3.629 bin kişi artarak 32 milyon 7374 bin kişiye ulaştı. İşsizlik oranı %11,6’dan %8,7’ye geriledi.
Muhteşem…
İyi ama aynı dönemde “atıl işgücü oranı” yüzde 22,2’den yüzde 26,5’e yükseldi. Yani TÜİK verilerine göre, 2021-3. Çeyrekte 7.309 bin olan geniş işsizlik 2024-3. Çeyrekte 9.497 bin kişiye yükseldi.
Düşünebiliyor musunuz: Son 3 yılda çalışan sayısı 3 milyon 629 bin kişi artıyor ama geniş tanımlı gerçek işsiz sayısı da 2 milyon 188 bin kişi artıyor.
Zaten stok durumda çift hanelerde alışkanlık yapmış bir işsizlik yanında bir de yüzde 20- 30 bandında seyreden geniş tanımlı işsizliğimiz var.
Ama hepsinden önemlisi ne eğitimde ne de istihdamda olan boş gezenlerin sayısı her geçen gün artıyor.
Ve gelelim konumuzun nihayetine…
1-Türkiye’den son 7 yılda yaklaşık olarak 296 bin iyi eğitimli kişi göç etti. Yani iyi ama çok iyi eğitimlileri kaybediyoruz.
2-Türkiye’de eğitim sistemi meslek kazandırmaktan öte geniş işsizliğe yol açan ve işsizliği örten bir sistem haline dönmüştür. Okumak demek çalışamamak demek olmuştur.
3-Demografik yapımız son fırsatlarını sunmaktadır. Yakında yaşlı ve fakir kalacağız.
Evet, bu durumda sanayici ne yapmalı?
A-) Öncelikle eğitim sisteminin kendilerine yaramadığını daha gür ve net şekilde açıklamalıdırlar.
B-) Yabancı işçi çağırmak yerine giden parlak gençlerimizin ülkede kalmaları için ellerinden geleni yapmalıdırlar.
C-) Yurtiçinde eğitimde ve istihdamda olmayan milyonlarca genci yeniden hayata döndürecek proje ve öneriler getirmelidirler.
Kısaca ucuz işçilik için yabancı işçiye kucak açmak yerine daha pahalı fikirler etrafında kümelenmelidirler.
Sanayimizin ve sanayicimizin ürünleri gibi fikirleri de değerli olmalıdır. Aksi halde ülkemizin gerçek tüm değerlerini kaybetmeye hizmet etmiş oluruz.