Sanayici ”Biz kim, otomobil yapmak kim?” diyor
Türkiye'nin ekonomi serüveninde fabrikalaşıp sanayileşemediğini tartışmıştık bu köşede. Haklılığımız Otomobil Sanayicileri Derneği ile Sanayi Bakanı arasındaki toplantıdan basına aktarılanlarla birlikte maalesef ortaya çıktı. Otomobil sanayicileri Türkiye'de yerli otomobil markası üretebilmek için 2-2.5 milyar euroluk bir fatura çıkartmışlar. Bunun içinde 1 milyar euroluk satış ağı geliştirme masrafı da yokmuş.
Ben de size asıl rakamı vereyim. İşletme sermayesi de dahil olmak üzere 1-1.5 milyar dolarlık bir meblağa, istediğiniz yerli otomobil markasını oluşturur markası, tasarımı ve üretimi ile birlikte yollarda dolaştırırsınız. Eğer daha akıllı ve becerikliyseniz bu rakamı ciddi miktarda düşürürsünüz. Eğer akıllı ve becerikli değilseniz 3-4 milyar euro harcar; sonra da ortaya hiçbir şey de çıkartamayabilirsiniz.
Bazı diğer örnek ve rakamlar. Hint firması Tata, İngiliz Jaguar/Land Rover'ı 2.5 milyar dolar civarında değer üzerinde satın aldı. Çin'li Geely, Volvo otomobil kısmını 1.8 milyar dolara satın aldı. Sabah gazetesinden Şeref Oğuz, 3.4 milyar euronun Tofaş, Renault, Ford, Toyota ve Hyundai'nin tüm yatırım toplamına eşit olduğunu not etmiş. Nominal hesaplamış ama reel de hesaplasa fikir doğru.
Demek ki Cumhuriyet dönemi otomobil sanayiciliği maceramızda yatırım maliyetlerini hesaplayabilecek seviyeye dahi gelmemişiz. Üzücü bir durum.
Otomobil üretimi pek öyle zor bir şey değil. Eskiden öyleydi; şimdi değil. Bir Türk rallicisi, Volkicar ismli kendi tasarımı arabadan 17 adet üretmiş. Görmeyenler Youtube'dan izlesin. Sonra burada tekrar konuşalım.
Uçak üretimi de zannettiğiniz kadar zor değil.Bugün artık yurt dışında hazır üretilmiş uçakları araba fiyatına satın alıyorsunuz. Model uçak gibi kutuda evinize teslim ediliyor. Arka bahçenizdeki bir sundurmanın altında monte ediyorsunuz. Kutuda gelen 80 beygir civarındaki motorunu da monte ettikten sonra iki kişilik uçağınızda uçuyorsunuz.
Sorun otomobil ya da uçak üretimin zorluğunda değil; sorun bizim meşhur "kafamızda." Eskiden devlet kafasını eleştirirdik. Meğer sorun özel sektör kafasındaymış.
Yerli otomobil üretimine olan karşıtlık Fatih Projesi'nde de görülüyor. "Efendim biz kim, tablet üretmek kimmiş?" "16 milyon tablet için tablet fabrikası kurulur muymuş." Yanlış okumuyorsunuz, uzman beyefendi "16 milyon tablet için kim fabrika kurar" diyor. Muhtemelen 16 milyon rakamının manasını büyüklüğünü anlamıyor ya da tablet fabrikasını İsviçre'deki CERN laboratuvarıyla karıştırıyor.
Unutmayalım; bu ülkede matbaaya karşı da ciddi bir karşıtlık yaşanmıştı. Birkaç yüzyıl önceydi. "İstikrar" ve "durağanlığın" böylesini istemiyoruz.