Sanayi üretimindeki haziran düşüşü normal; ama ya uzun vadeli durum!
Sanayi üretiminde üç oran hesaplandığını ve bu oranların duruma göre birbirinden çok farklı, hatta tezat oluşturabilecek sonuçlar verebildiğini biliyoruz. Nitekim haziran ayında da böyle oldu.
Takvim ve mevsim etkisinden arındırılmış şekilde bir önceki aya göre hesaplanan üretim değişimi yüzde 0.4 düşüşe işaret ediyor. Bir diğer hesaplama yöntemi olan takvim etkisinden arındırılmış geçen yıla göre üretim değişimi yüzde 3.4'lük üretim artışı sonucu veriyor.
Üçüncü yöntem ise daha önce de defalarca vurguladığımız gibi "çalışılan gün sayısı aynı olsaydı" varsayımına dayanmayan hesaplama. Sanayi üretim endeksinin herhangi bir arındırılma işlemine konu olmamış haliyle kıyaslanmasına dayalı bu hesaplama göre ise haziran ayındaki üretim geçen yılın yüzde 3.6 altında kaldı.
Bayram etkisi
Geçen yılın haziran ayında 22 iş günü vardı. Bu yıl ise Ramazan Bayramı'nın iki günü işgününe denk geldi ve bu yüzden toplam iş günü 20 günde kaldı. Bu iki gün, yaklaşık yüzde 9'luk bir fark demek.
Dolayısıyla takvim etkisinden arındırılmayan sanayi üretiminin geçen yılın haziranına göre yüzde 3.6 gerilemiş olması gayet normal.
Zaten girişte de belirttiğimiz gibi takvim etkisinden arındırılmış üretimde geçen yıla göre yüzde 3.4'lük bir artış var.
Ama ya uzun dönemdeki durum!
Bazı verileri değerlendirirken ne bir aydaki olumlu gidişle öyle çok mutlu olmak doğru, ne yine bir aydaki olumsuzluk karşısında karalar bağlamak. Olabildiğince uzun döneme bakmakta yarar var. Bu bakış açısının yerleşmesi gerektiğine zaman zaman dikkat çekiyor ve biz de öyle yapmaya çalışıyoruz.
Sanayi üretimine de aynı şekilde yaklaşmak gerek. Ve sanayi üretiminde önemli olan arındırılmamış endekse göre olan üretim değişimi. Takvim etkisinden arındırılmış endekse göre bulunan oran gerçek üretim değişimini yansıtmaktan uzak çünkü. Biz "elle tutulur, gözle görülür" ne üretmişiz, bu arındırılmamış endeksle bulunabilir ancak.
Sanayi üretiminde arındırılmamış endekse göre haziran ayında ortaya çıkan yüzde 3.6'lık üretim gerilemesinin hiç önemi yok. Bunun nedenini yazdık, işgünü sayısının bu yıl az olması.
Önemli olan ilk altı ayda ve haziran sonu itibariyle son bir yılda oluşan durum...
TÜİK verilerinden yola çıkarak yaptığımız hesaplama pek de hoşa gidecek bir tablo sunmuyor bize.
Yılın ilk altı ayındaki toplam sanayi üretiminin, bir önceki yılın aynı dönemiyle kıyaslanmasına göre bu yıl geçen yıla göre yüzde 1.9'luk bir üretim artışı sağlanmış. Bu oranı geçmiş yıllarla kıyasladığımızda çok olumsuz bir tablo çıkıyor karşımıza.
TÜİK'in yeni seri sanayi üretimi verilerini 2005'e kadar geri götürebiliyoruz ve dönemsel hesaplamaları 2007'den itibaren yapabiliyoruz. (İlk altı aya ilişkin hesaplama 2006 için de yapılabiliyor, ama yıllıkla aynı döneme getirmek için seriyi 2007'den başlattık.) Bu yıl için hesapladığımız altı aylık döneme ilişkin yüzde 1.9 artış, 2007-2017 döneminin en düşük ikinci oranı. İlk altı ayda daha önceki en kötü dönem üretimin yüzde 18.7 düştüğü 2009 yılında yaşanmıştı. Ama biliniyor ki 2009 küresel krizden geçilen bir yıldı.
Dönemi biraz daha genişletelim ve haziran itibariyle yıllık değişime bakalım. Bu kez gördüğümüz oran çok daha düşük. Toplam sanayi üretimi haziran itibariyle son bir yılda önceki bir yılın ancak yüzde 0.7 üstüne çıkabildi. Yıllık bazda da en kötü dönem yüzde 12.7'lik düşüşle 2009 yılında görüldü.
Veriler böyle ve çok açık ki sanayi üretiminde durum pek parlak değil. Şu da bir gerçek, temmuz verileri açıklandığında üretimin çok arttığını göreceğiz. Bunun da nedeni belli, geçen yıl temmuzda darbe girişimin etkisiyle üretim çok düşük kalmıştı, bu yüzden baz etkisiyle üretimde hızlı bir artış yaşanacak.