Sanayi üretimindeki artış yarıya indi

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Sanayi üretiminin nisan ayındaki gerçekleşmesine bakarak "umut verici" tanımlamasında bulunmuştuk. Doğrusu acele etmişiz. Mayıs ayında tablo tümüyle tersine dönüverdi. Geçen yılın mayıs ayında bir önceki yıla göre yüzde 6 olan sanayi üretimi artışı, bu yıl yüzde 2'de kaldı. Hemen belirtelim; bu oranlar herhangi bir arındırma işlemine konu olmamış endekse göre.

Gerçi takvim etkisinden arındırılmış endekse göre olan yıllık artış ile mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış endekse göre olan aylık artışta da durum parlak değil ya.

Takvim etkisinden arındırılmış endekse göre hesaplanan ve geçen yılın mayısında yüzde 5.7 olan artış da bu yıl yüzde 1'de kaldı. 

Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış endeks dikkate alınarak bir ay önceye göre hesaplanan artış geçen yılın mayısında yüzde 1.9 düzeyinde bulunuyordu. Bu yıl mayısta ise nisana göre artış değil, yüzde 0.6 gerileme var.

Beş aylık durum
  
Arındırılmamış endekse göre olan yıllık artış ilk beş ayın ortalamasında yüzde 2.1 oldu. Geçen yılın aynı döneminde 2011'e göre beş aylık ortalama artış yüzde 4.1 düzeyinde gerçekleşmişti. Yani neredeyse yarı yarıya bir gerileme söz konusu. 

Yine beş aylık ortalama üzerinden yapılan hesaplamaya göre takvim etkisinden arındırılmış endekste geçen yıl yüzde 3.6 olan artış, bu yıl yüzde 2.4'te kaldı. 

Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış endekse göre olan değişimde ise artış var. Söz konusu endeksteki aylık değişim bir önceki döneme göre hesaplandığı için, ocak-mayıs döneminin ortalamasını bir önceki beş ayla, yani 2012'nin son beş ayıyla kıyasladık. Buna göre, bu yılın ilk beş ayındaki mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış endeks, geçen yılın son beş ayının ortalamasına göre yüzde 1.8 arttı. Aynı şekilde geçen yılın ilk beş ayını 2011'in son beş ayıyla kıyaslayarak bulduğumuz artış ise yüzde 1 düzeyinde bulunuyor.

Önemli olan arındırılmamış endeks 

Takvim etkisinden arındırılmış endeks ile mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış endeks, varsayımlardan yola çıkılarak oluşturulan endeksler. Biri "çalışma günü sayısı şöyle olsaydı", diğeri "mevsimsel etkenler dikkate alınmasaydı ve çalışma günü sayısı şöyle olsaydı" diye özetlenebilecek varsayımlarla oluşturuluyor.

Ama hep vurguladık, bir de ortada gerçek üretim düzeyini gösteren endeks var. İşte o, herhangi bir arındırma işlemine konu olmamış endeks. Kaç otomobil, kaç buzdolabı üretmişiz, bu tabloyu ortaya koyan endeks bu. "Çalışma günü sayısı geçen yılki kadar olsaydı, otomobil üretimimiz daha da artardı, buzdolabı üretimi şöyle olurdu" varsayımını yok eden endeks. 

Diğerleri biraz sanal endeksler; varsayıma dayalı, oysa arındırma işlemine konu olmayan gerçeği ortaya koyuyor. Diğer endekslerle elde edilen sonuçlar yanlış değil elbette; onlar da bir göstergeye işaret ediyor, ama sanayinin gerçek durumunu görmek için arındırma işlemine konu olmamış endeksteki değişimi izlemek gerekiyor.

           aktas0907.jpg

Hazıra dağ, bu talebe döviz dayanmaz!

Piyasa haftaya döviz talebi anlamında hızlı girdi; Merkez Bankası da belli ki gardını almıştı. Önce dört kez 250'şer milyon dolarlık döviz satım ihalesi açıldı. İlk ihaleye gelen teklif 389 milyon dolardı, diğer ihalelerdeki teklifler 400 milyonun üstünde oluştu. Hatta dördüncü ihaledeki teklif, satılan 250 milyonun neredeyse bir kat üstünde, tam 496 milyon dolardı.

Merkez Bankası 1 milyar dolar satmıştı satmasına ama, talep sürüyordu. Merkez, bu kez çok daha kararlı bir hamleyle çıkış yaptı, ihale tutarını 500 milyon dolara yükseltti. Adeta, "alan almayan belli olsun" dercesine. Ama almak isteyenler öyle güçlüydü ki, tam 916 milyon dolarlık teklif geldi.

Merkez Bankası şimdiye kadar döviz satım ihalesi düzenlediği hiçbir günde böylesine yüklü satışlar gerçekleştirmemişti. Daha önce yüksek düzeyde satış yapılan günleri hatırlayalım hemen. Hepsinde de günlük satış tutarı 750 milyon dolardı. 2011'in 5, 18, 19 ve 20 Ekim günlerinde 750'şer milyon dolarlık satış yapıldı. Yine aynı yılın 30 Aralık günü bir kez daha 750 milyon dolarlık satış gerçekleştirildi. 
Dün ise satış 1.5 milyar dolara çıktı. Böylece temmuz ayındaki satış da toplam 2 milyar 450 milyon dolar oldu. Üstelik, hala karşılanamayan çığ gibi bir talep var. 

Bu arada daha önce bir ayda en fazla dövizin 4.9 milyar dolarla 2011 yılının ekim ayında satıldığını da hatırlatalım. Temmuz ayının daha üçte biri dolmadan, rekor kırılan ayın yarısına gelmiş durumdayız.
Öyle anlaşılıyor ki bu döviz talebini yalnızca döviz satarak durdurmak mümkün değil ve olmayacak. Merkez'den yeni adımlar beklemek gerekiyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar