Sanayi üretiminde gerçekleşmeler de, tahminler de can sıkıcı

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Sanayi üretiminin temmuz ayında uzun bayram tatili ve 15 Temmuz darbe girişimi dolayısıyla yüzde 8.4 gibi rekor bir oranda gerilemesinde şaşılacak bir yön yoktu. Böylesine hızlı bir düşüşten sonra ağustostaki yüzde 2.8'lik artıştan yola çıkarak sorunun geride kaldığını düşünmek de fazla iyimser bir bakıştı. Birkaç ay öncesinden eylül tahmin etmek de zor değildi, işgünü sayısındaki düşüş ve tüketimdeki sıkıntıların üretimi sekteye uğratacağı gün gibi ortadaydı. Beklendiği gibi de oldu ve eylül ayındaki sanayi üretimi, takvim etkisinden arındırılmamış endekse göre geçen yıla kıyasla yüzde 4.1 geriledi.

Bu gerileme normal, anormal olan üretimde artış beklenmesiydi zaten. Bu yılın eylülündeki işgünü sayısı geçen yıldan yüzde 15 daha azdı. Dolayısıyla üretimin artması sürpriz olurdu.

Üçüncü çeyrek negatif

Sanayi üretiminin temmuz ve eylülde gerilemesi, ağustosta ise küçük bir artış göstermesi, beklendiği gibi üçüncü çeyrek üretimini geçen yılın altına çekti.

İlk iki çeyrekte geçen yıla göre yüzde 5.6 ve yüzde 2.9 artan sanayi üretimi, üçüncü çeyrekte geçen yılın yüzde 3.2 altında kaldı.

Sanayi üretiminde ilk dokuz ayda kaydedilen toplam artış yüzde 1.8 oldu. Üretim, geçen yılın aynı döneminde bir önceki yıla göre yine hemen hemen aynı düzeyde, yüzde 1.7 artış göstermişti.

Bu arada, sanayi üretiminde eylül ayı itibariyle kaydedilen yıllık artış yüzde 3.2 olarak hesaplandı. Geçen yılın eylülündeki yıllık artış yüzde 1.9 düzeyinde oluşmuştu.

Büyüme de negatif gelebilir

Sanayi üretiminin yılın üçüncü çeyreğinde geçen yılın yüzde 3.2 altında kalması, büyümeye ilişkin kaygıları da artırdı. GSYH'nin yaklaşık dörtte birini oluşturan sanayideki yüzde 3.2'lik küçülme, çok açık ki toplam GSYH'ye negatif etki yapacak.
Sanayinin negatif etkisinin sıfırlanması ve toplamda artıya geçilebilmesi, sanayi dışında kalan sektörlerde yüzde 1'in çok üstünde bir artış olmasını gerektirecek. Bunun sağlanmış olduğu da pek sanılmıyor. Dolayısıyla 27 çeyrektir süren büyüme, 28'inci çeyrekte muhtemelen kesintiye uğrayacak ve küçülme yaşanacak.

Bazı bankaların araştırma birimlerince dün yayımlanan raporlarda da zaten üçüncü çeyrek için yüzde 0.5 dolayında küçülme beklendiğine işaret ediliyordu.

Ya son çeyrek?

Yılın üçüncü çeyreğinin "mazereti" vardı, bu yüzden üretim geçen yılın yüzde 3.2 altında kaldı. Ama son çeyrek için de çok umutlu olunacak bir durum yok gibi görünüyor.

Ekonomide çok dalgalı aylar yaşanan 2008-2009 kriz yılları hariç düşünülürse, son birkaç yıldaki sanayi üretimi eğilimi şöyle oluşuyor. Son çeyrekteki aylık ortalama üretim, ilk üç çeyrekteki aylık ortalama üretimin yüzde 5 dolayında üstüne çıkıyor. Üç aşağı beş yukarı durum böyle.

Ama geçen yıl çok farklı bir eğilim yaşanmış. Son çeyreğin aylık ortalama üretimi, ilk üç çeyreğin aylık ortalama üretiminden yüzde 10 daha fazla.

Bunun anlamı şu; bu yıl baz etkisi yüzünden son çeyrekte geçen yıla göre belirgin bir üretim artışı sağlamamız zor. Hatta geçen yılı yakalamamız bile zor...

Somut rakamlar üstünden gidelim. Geçen yılın son çeyreğindeki ortalama üretim endeksi (2010=100) 133.4 oldu. Bu yılın ilk dokuz ayındaki ortalama üretim endeksi ise 123.4 düzeyinde oluştu. Bu yılın son çeyreğinde öyle bir üretim artışı gerçekleştirmek durumundayız ki, geçen yılın aynı dönemindeki 133.4'ü aşalım. Bu da bize yüzde 8'in üstünde bir artış sağlama durumunda olduğumuzu gösteriyor.

Yani son üç aydaki üretimi geçen yıla göre yüzde 8'den çok daha fazla artırabilirsek, son çeyrekte geçen yılı geride bırakabileceğiz. Peki bu mümkün görünüyor mu... Kabul edelim, içinde bulunulan koşullarda pek de görünmüyor...

Dolayısıyla sanayi üretiminde üçüncü çeyrekten sonra son çeyreği de ağır aksak geçirecek gibiyiz ve bu da yılın tümüne ilişkin revize yüzde 3.2'lik büyüme hızına bile ulaşmamızı epeyce zora sokacak.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar