Sanayi üretimi bir aşağı, bir yukarı...

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Kasım ayındaki sanayi üretimi bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 4.6 oranında artış kaydetti. Hemen her ay vurgulamak durumunda kalıyoruz; bıkanlar kusura bakmasın, bu oran herhangi bir arındırma işlemine konu olmayan endekse göre. TÜİK önceliği bu endekse vermiyor. TÜİK, yıllık kıyaslamada takvim etkisinden arındırılmış endeksin ortaya koyduğu oranı kullanmayı tercih ediyor. Bu endekse göre kasımdan kasıma sanayi üretimi artışı yüzde 4.7. Aylık kıyaslama için ise takvim ve mevsim etkisinden arındırılmış endeksin kullanılması gerekiyor. Buna göre kasım ayı üretimi ekime kıyasla yüzde 2.9 artmış durumda.

Biz, herhangi bir arındırma işlemine konu olmayan endeksi kullanmayı tercih ediyoruz. Çünkü bu endeks, yalın üretimi veriyor. Bu endeks, “çalışma günü sayısı şöyle olsaydı, mevsim koşulları böyle olsaydı” gibi varsayımları ekarte ediyor ve gerçekleşen üretimi ortaya koymuş oluyor. Ama bir kez daha vurgulamakta yarar var, elbette diğer endekslerle elde edilen oranlar eksik ya da yanlış değil, ama gerçek üretim düzeyini görmek için arındırılmamış endekse bakmak gerekiyor.

Kasım ayında 2012’ye göre gerçekleşen yüzde 4.6’lık üretim artışı yılın en yüksek oranlarından. Üretim geçen yıl bir önceki yıla göre olmak üzere eylülde yüzde 6.4, temmuzda yüzde 5.9, nisanda ise yüzde 4.7 artmıştı.

Aydan aya olan üretim değişimleri çok dalgalı bir seyre işaret edebiliyor. O yüzden üretim değişimini birikimli izlemekte yarar var. Buna göre, ocak-kasım dönemindeki üretim, 2012’nin aynı döneminin yüzde 2.7 üstünde. Bu oran, yılın en yüksek oranlarından sayılır. Birikimli üretim değişimi, temmuz ve eylülde yüzde 2.8 olmuştu, kasımda da hemen hemen aynı düzeyde bir gerçekleşme ortaya çıktı.

Grafikte de dikkat çekecektir. Birikimli üretim değişiminin yönü 2012’de genel olarak aşağı doğruydu. Geçen yıl ise zik zaklar oluşmakla birlikte yön genel olarak yukarı.

Yüzde 17’lik artış 

TÜİK, yeni seri sanayi üretim endeksini 2010 yılını 100 kabul ederek oluşturuyor. 2010 yılının ilk 11 ayındaki endeks, bir başka ifadeyle üretim düzeyi ortalama 98.6 oldu. (2010 yılı ortalamasının, aralık ayındaki yüksek endeks sayesinde 100 olarak gerçekleştiğini belirtelim.)

2010 yılının ilk 11 ayında 98.6 düzeyinde gerçekleşen endeks, yine ilk 11 ay itibariyle 2011 yılında 109.1’e, 2012’de 112.5’e, geçen yıl ise 115.5’e çıktı. Yani Türkiye sanayi üretiminde üç yılda yüzde 17’lik bir üretim artışı sağlamış oldu. Böylece yıllık ortalama üretim artışı yüzde 5.5’e denk geldi.

Yıllık ortalama yüzde 5.5 artış… Ne öyle “Öldük, bittik; üretimimiz yerlerde sürünüyor” dedirtecek bir oran, ne de “Bakın nasıl da üretimi şaha kaldırdık” diye övünülecek bir oran. Biliniyor ki istisnai kriz yılları hariç önceki dönemlerde de sanayide benzeri düzeylerde üretim artışı gerçekleştiriliyordu.

Önemli olan bundan sonrası

Türkiye, geçen yıl kasım sonuna kadar olan dönemde zaman zaman ekonomiyi de etkileyecek dalgalanmalar yaşadı. Ancak asıl sorun aralıkla birlikte başladı. Aralık ayı ortasında ortaya çıkan ve özellikle bu yıl hızlanarak devam eden bir kur artışıyla karşı karşıyayız. Düz mantık yürütüp kur artışının ihracata ivme kazandıracağını, bu sayede sanayi üretiminin hızla artacağını söylemek pek doğru değil. İthalatın çok pahalanacağı gerçeği ortada. Ayrıca, reel sektörün yükünün döviz pozisyon açığı yüzünden giderek artmakta olduğu gerçeğiyle yüz yüzeyiz.

Dolayısıyla içinde bulunduğumuz dönem, ilerlemek şöyle dursun, mevcudu koruma mücadelesinin verileceği günler, aylar, hatta yıllar olmaya aday görünüyor.

tablo-070.jpg

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar