Sanayi üretim rakamlarındaki dalgalanmalar
Türkiye İstatistik Kurumu tarafından hesaplanarak açıklanan Sanayi Üretim Endeksi, sürpriz sayılabilecek dalgalanmalar sergilemeye devam ediyor. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış Ağustos ayı rakamı bir ay öncesine göre yüzde 9,4 oranında yükselmiş; söz konusu veri, Temmuz döneminde ise yüzde 7 gibi oldukça sert bir gerilemeye sahne olmuştu.
Bu türden büyük salınımlar, kafa karıştırıyor ve güven vermiyor. Merkez Bankası tarafından hesaplanan Kapasite Kullanım Oranlarında ve İstanbul Sanayi Odası için hazırlanan Türkiye Satın Alma Müdürleri Endeksinde benzer salınımların hiç gözlemlenmemiş olması, Sanayi Üretim Endeksindeki bu dalgalanmalara şüphe ile yaklaşılmasını gerektiriyor.
Mevsim etkilerinden arındırılmış Kapasite Kullanım Oranı, Haziran ayında yüzde 75,3 olarak gerçekleşmiş. Bu veri takip eden iki ay genelinde oldukça sınırlı gerilemeler sergilemiş; Temmuz’da yüzde 74,8’e ve Ağustos ayında ise yüzde 74,5 seviyelerine inmiş.
İmalat Sanayindeki genel eğilimi sergilemek amacı ile hazırlanan Türkiye Satın Alma Müdürleri Endeksi, bileşik performans göstergesi olarak tanımlanıyor. Yeni siparişler, fabrika çıkışları, istihdam, tedarikçilerin teslim süresi ve satın alma stokları gibi göstergelerden türetiliyor. Bu endeks de, anılan dönemlerde oldukça düşük oranlı inişler sergilemiş; Temmuz ayında 47,6’ya ve Ağustos’ta 47,0 seviyelerine gerilemiş.
Üretim yeniden artmaya ve Türkiye Ekonomisi durgunluktan çıkmaya başladı mı diye sorduğunuzda, verilecek yanıtlar nereye baktığınıza göre değişiyor! Kapasite Kullanım Oranları veya Türkiye Satın Alma Müdürleri Endeksindeki aynı dönemlerin verilerine baktığınızda olumlu yanıt veremiyorsunuz; fakat Türkiye İstatistik Kurumu tarafından hesaplanan Sanayi Üretim Endeksine ilişkin rakamlar tam aksini söyletiyor! Ayrıca bu son verinin büyüme hesaplamasında önemli belirleyicilerden biri olduğunu da hesaba katmak gerekiyor!
Takvim etkisinden arındırılmış Sanayi Üretim Endeksi, Ağustos ayında bir yıl öncesinin aynı dönemine göre sadece yüzde 2,2 oranında artmış. Bu rakam daha makul ve çelişkileri az gibi görünüyor; fakat değişken koşullar ve sürdürülebilir olmayan eğilimler nedeniyle, yanıltıcı değerlendirmelere sebep olabileceğini dikkate almak gerekiyor. Bu nedenle bir ay öncesi ile mukayese olanağı tanıyan, mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış verilere bakmayı tercih etmek zorunda kalıyorsunuz; fakat aynı değişkene ilişkin diğer veriler ile büyük uyumsuzluk söz konusu olduğunda, gerçeği bulmak ve sağlıklı değerlendirmeler yapmak zorlaşıyor.
Dokuz günlük Ramazan Bayramı tatili nedeniyle Temmuz ayında sanayi üretiminin hatırı sayılır ölçüde gerilemesi ve üretimi aksatacak her hangi bir tatilin bulunmadığı Ağustos döneminde ise seri bir şekilde yükselmesi doğal görünüyor. Fakat takvim ve mevsim etkisinden arındırma işlemlerinin bu türden farklılıkları devre dışı bırakmış olması gerekiyor! Bu nedenle Temmuz ayındaki yüzde 7’lik gerileme ve Ağustos’taki yüzde 9,4’lük sıçrama doğal görünmüyor; takvim ve mevsim etkisinden arındırma işlemi yapılmayan ihracat rakamlarındaki değişimlere paralel eğilimler sergiliyor.
Alt detaylardaki büyük hareketlilik ise güvensizliği iyice derinleştiriyor; örneğin Ağustos ayına ilişkin takvim etkisinden arındırılmış dayanıklı tüketim malı imalatındaki artış yüzde 1,5 görünürken, mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış olanının yüzde 32,6 gibi devasa bir sıçrama sergilemesi orantısız bir durum olarak karşımıza çıkıyor. Eğer bu veriler gerçeği yansıtıyor ise, Kapasite Kullanım Oranlarının veya Satın Alma Müdürleri Endeksinin böyle büyük değişiklikleri neden saptayamadığını sorgulamak gerekiyor!
Senenin üçüncü çeyrek dönemi mevsimlik olarak üretim aktivitesinin yıllık zirveleri zorladığı bir dönemdir ve son çeyrekte ivme kaybı yaşanır. Tüm verileri birlikte değerlendirdiğimizde, Türkiye Ekonomisinin Ağustos ayı sonu itibarı ile durgunluktan çıkmaya başladığını söylemek pek mümkün görünmüyor.