Sanayi strateji… Siyaset stratejisi…
Temel loto oynamış.
İki üç gün sonra telefonu çalmış, "Büyük ikramiye size çıktı. Gelin alın…"
Ellerini açan Temel yukarı dönerek, "Allahım çok büyüksün. İsteyince vereysun!"
İki üç saat sonra tekrar telefonu çalmış Temel'in, "Temel Bey, eşiniz Fadime Hanım vefat etti…"
Gülerek ellerini açan Temel yukarı dönerek, "Allahım çok çok çok büyüksün… Verdikçe vereysun, verdikçe vereysun!"
* * *
Gülüyoruz ağlanacak halimize…
* * *
Düşük kur sorundu…
Merkez Bankası dolaylı müdahale ile üretici ve ihracatçı KOBİ'lerin nefes almasını sağladı.
Üretim sorundu, küçük olmak sorundu, yerli üretim sorundu, yatırıma başlayabilmek sorundu…
Önceki gün açıklanan Sanayi Stratejisi ile yatırım ikliminin de sisi de alındı.
İstihdam sorundu, mesleksizlik sorundu…
Sanayi Strateji üstüne geldi.
* * *
Gerçek sorun mu?
"Alacağını tahsil edememek."
Yani piyasa güveni.
Nasıl aşılacak bu sorun?
Piyasa oyuncuları birbirine nasıl güvenecek?
Buda Borçlar, Ticaret ve Hukuk Muhakemeleri Kanunlarının piyasalara güven ve istikrar getirecek şekilde yeniden düzenlenmeleriyle olacaktı…
Girişim başladı.
Yıllar sonra, nihayet (görüntüde de olsa) uzlaşma da sağlandı.
Ama!
Komisyonlarda hava farklı.
AK Parti'nin istekleri var…
CHP'nin istekleri var…
MHP'nin istekleri var…
TOBB'nin istekleri var…
TÜSİAD'ın…
Bankaların…
SPK'nın…
Sendikaların…
Komisyon üyeleri bunalmış ve karıştırmış durumda.
TBMM'de hava bu.
Şu da var:
Kimse uzlaşmayı bozan taraf olmak istemiyor.
Endişelerin sümen altı edileceğine kesin gözüyle bakılıyor.
MHP'nin ve CHP'nin sunduğu 90'a yakın önerge, sadece ve sadece "Biz zamanında söylemiştik"in kapısını aralıyor.
Kısacası mevcut sorunları çözecek yeni kanunlar geliyor ama maalesef bu kanunlar da yeni sorunlar doğuracağa benziyor.