Sanayi ilk çeyrekte ondurdu, ikinci ve üçüncü çeyreklerde öldürebilir

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

TÜİK'in açıkladığı herhangi bir arındırma işlemine konu olmayan sanayi üretiminin yılın ilk çeyreğinde yüzde 5.6 artış göstermesiyle birlikte söz konusu dönemde büyümenin çok yüksek geleceği anlaşılmıştı. Nitekim sanayi üretiminden yola çıkarak bu köşede 10 Mayıs'ta "Büyümenin ilk çeyrekte yüzde 5'e yaklaşması şaşırtıcı olmayacak" diye yazmıştık. Gerçekleşen oranı da biliyoruz, yüzde 4.8.

TÜİK'in hesapladığı sanayi üretimi artışı yüzde 5.6 olurken, GSYH kapsamındaki sanayi sektörünün büyümesi de yüzde 5.9 ile çok yakın gerçekleşti.

GSYH'de sağlanan yüzde 4.8 artış, çok iyi denilebilecek, ama sürpriz olmayan bir oranı işaret ediyor. Peki ya içinde bulunduğumuz çeyrek ya da sonraki çeyrekler? 

İşte orada biraz durup düşünmek, Türkiye'nin ilk çeyrekte dünyanın en hızlı büyüyen üçüncü, beşinci ülkesi olmasıyla övünürken biraz temkinli davranmak gerekiyor. Hem hızlı büyümek iyidir hoştur tabii ki ama bu hızlı büyümenin sonunda nereye gelindiği de önemlidir değil mi... Asgari ücretli bir çalışanın yılbaşında "Gelirim yüzde 30 arttı" diye mutlu olması gibidir bu. Diğer yanda ayda 10 bin lira kazanan birinin gelirinin yüzde 10 artması karşısında kimin daha da zenginleştiğini söyleyebiliriz?

Dönelim yine sanayi üretimine... İlk çeyrekte yüzde 5.9 olan sanayideki gelişme, büyümeyi yüzde 4.8'e taşıyan en büyük etken oldu. GSYH'nin sanayi dışındaki kalemlerinde büyüme yüzde 4.3'te kaldı. 

Sanayi rekor hızla büyümeseydi...

GSYH kapsamındaki sanayi sektörü büyümesinin bu yıl ilk çeyrekte yüzde 5.9 olduğunu belirttik. Bu oran, geçen yıl ilk çeyrekte yalnızca yüzde 0.4 düzeyinde oluşmuştu. Sanayideki büyüme yüzde 5.9 değil de geçen yılki düzeyde kalsaydı, bu yılın toplam büyümesi yüzde 4.8'e ulaşmak şöyle dursun, ancak yüzde 3 olacaktı.

Yani çok açık ki ilk çeyrekte büyümeyi sanayi üretimi sırtlayıp bu düzeylere taşıdı. Sanayinin nefesi, sanayinin gücü bu sırtlamayı sürdürmeye yetecek mi peki? Pek sanılmıyor, çünkü ilk işaretler hiç de umut verici değil.

TÜİK'e göre ilk çeyrekte yüzde 5.6 olan sanayi üretimi artışı nisana çok kötü bir giriş yaptı. Nisan ayındaki üretim, geçen yıla göre yalnızca yüzde 0.6 artış gösterdi. Mayıs ve hazirandaki artışın da çok yüksek olacağı beklenmiyor; çünkü bu yıla baz oluşturan geçen yılın gerçekleşmeleri yüksekti. Dolayısıyla artış düşük kalacak. 

Hem zaten GSYH kapsamındaki sanayi büyümesinde de bu durum gözlenmişti. Geçen yıl ilk çeyrekte yüzde 0.4 olan sanayi sektörü büyümesi, ikinci çeyrekte yüzde 4'e ulaşmıştı. 

Sonuç olarak sanayide ilk çeyrekte gözlenen o hızlı artış giderek yavaşlayacak.

Ve tatiller...

İkinci çeyrek, sanayi üretiminden kaynaklanacak yavaşlamayla daha ılımlı bir artışla geride kalacak gibi görünüyor. Bir oran vermek için henüz çok erken, ama en azından ilk çeyrekteki gibi yüzde 4.8 dolayında bir artış gerçekleşmeyeceğini söylemek mümkün.

Üçüncü çeyrekte ise bizi işgünü sayısı açısından büyük bir dezavantaj bekliyor. Temmuz ayının üçte biri Ramazan Bayramı tatiliyle geçecek. Eylüle geleceğiz, bu kez de söz konusu ayın yine üçte biri Kurban Bayramı tatili olacak. Yani üç ayın 20 günü, bir başka ifadeyle neredeyse dörtte biri tatil. 

Bu da üretimi, dolayısıyla GSYH'yi belirgin bir şekilde etkileyecek. Ya artış hızı yavaşlayacak ya da bir gerileme yaşanacak. 

Yıllık oran yüzde 4.5 

GSYH ve değişim oranı çeyrekler itibariyle açıklanıyor, yıllık büyüklük ve değişim olarak da takvim yılı kullanılıyor. Ancak yıllık büyüklük ve oranı, açıklamanın yapıldığı son çeyrek itibariyle geriye doğru bir yıllık olarak izlemek de mümkün. Bu, gidişatı görmek açısından önemli bir veri.

Türkiye ekonomisi geçen yılın tümünde yüzde 4 büyümüştü. İlk çeyrek sonuna geldik, yıllık büyüme yüzde 4.5'e ulaştı. Bu oranı, son dört çeyrek toplamıyla önceki dört çeyrek toplamını kıyaslayarak buluyoruz. Son dört çeyrek; geçen yılın ikinci, üçüncü ve dördüncü çeyrekleri ile bu yılın ilk çeyreği. Bu şekilde bulduğumuz GSYH büyüklüğünü, aynı şekilde hesapladığımız bir önceki yılın büyüklüğü ile kıyaslama yoluna gidiyoruz.  

İşte bu oran, yani mart sonu itibariyle Türkiye'nin yıllık büyüme hızı yüzde 4.5 düzeyinde. 2016 sonu için öngördüğümüz büyüme hızı da aynı, yüzde 4.5. 

Ama yukarıda sıraladığımız nedenlerle, yani sanayideki üretim artışının hız kaybedebileceği gerçeği ve üçüncü çeyrekte neredeyse her 4 günün 1'inin tatille geçecek olması yüzünden GSYH artışı belirgin bir şekilde hız kesebilir. 

Turizmden kaynaklanacak olumsuzlukları ise hiç hesaba katıyor değiliz. O apayrı bir başlık aslında. Hala görmezden gelmeye çalıştığımız bir sorun... 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar