Sanayi 4.0 ile birlikte, “yeni liderlik” nasıl oluşuyor?
High Dreams Koçluk ve Mentorluk Hizmetleri kurucusu Aylin Bozkurt Tüzmen, Hindistan’ın Mumbai kentinde, 25. yılını kutlayan ‘Dünya İK Zirvesi’nin düzenlediği 5. Dünya Koçluk Zirvesi’nde “Dünyanın En İyi 100 Liderlik Koçu-100 Best Global Coaching Leaders" arasına girdi ve ödül aldı. Türkiye’de 2012’den bu yana profesyonel koçluk hizmeti veren Tüzmen ile ödülünü almaya gitmeden birkaç gün önce görüştüm. Konuştuğumuz konu, Sanayi 4.0’la dönüşen “yeni liderlik” ve onun getirdiği “yeni nitelikler” üzerineydi. Tüzmen’in tanımladığı bu nitelikler, ‘digital smart’, ‘futurist smart’ ve ‘işbirlikçi rekabet’ aslında başarının da yeni faktörleri olarak ortaya çıkıyor. Ve liderlik giderek kolektif bir biçim alıyor.
Şöyle bir düşündüğümde, “koçluk” konusuna medyada biraz uzak duruyoruz galiba... En azından benim gözlemim böyle… Neden diye düşündüğümde biraz sübjektif kalıyor olabilir. Ayrıca çok kişisel geliyor. Önemli genel kuralları olsa da koçluk yapan ile alanın uyumu önemli. Bir de tabii çok fazla trend oldu. Aradaki ayrımları iyi incelemek gerekiyor. Ama günümüz dünyasında işin önemini yadsımak değil bunlar. Tam tersi ihtiyaçlar çok fazla artıyor. Dijital dönüşüm, sosyal medya ve iletişim biçimlerinin değişimi liderliği farklı bir yapıya soktu. Özellikle “Sanayi 4.0” ile birlikte, başarının en büyük faktörü, liderlik değişti. Liderlerin de değişen şartlara uyumu zorlaştı. Hem kurumsal, hem bire birde büyük destek gerekiyor. Hatta artık bunları tek başlarına yapabilmeleri mümkün olmaktan çıkıyor. Kolektif yeni bir liderlik kavramı doğuyor. İşte bunları, Türkiye’den High Dreams Koçluk ve Mentorluk Hizmetleri kurucusu Aylin Bozkurt Tüzmen ile konuştum.
Koç olarak ne yapıyorlar?
Belki temel bir soru ama iyi açmak için ilk sorum bu… Tüzmen şöyle yanıtlıyor:
“Koç olarak karşımdaki kişinin olmak istediği yerden daha çok olmak istediği yere doğru giderken kendi içsel ve dışsal kaynaklarını ve engellerini keşfetmesine ve tanımlamasına ve bunlarla ilgili bilinçli ve niyetli seçimler yapmasına ve aksiyona geçmesine destek oluyorum. Koçluk alan kişiler koçlarına bir şey danışmıyor. Koçluk bir eşitler ilişkisi. Koçluk alan kişi öğrenmeye açık bir zihniyetle bir aynaya bakıyor. Aynada değerlerini, güçlü yönlerini, düşüncelerini, duygularını, inançlarını, yargılarını ve varsayımlarını görüyor. Ne düşünüyor, ne hissediyor ve sonuç olarak nasıl davranıyor? Koç olarak benim görevim size bu aynayı tutmak. Siz eğer bu görüntüden memnun kalırsanız, ‘Bu benim olmak istediğim yere ulaştıracak zihniyet yapısıdır’ kararını verirseniz aynı şekilde devam ediyorsunuz. Eğer beğenmezseniz, çünkü bu ayna aynı zamanda size sadece karşınızdaki değil, belki daha önce görmediğiniz ya da farkında olmadığınız kör noktalarınızı da görmenizi sağlıyor, o zaman da bununla ilgili ne istediğiniz ve ne yapacağınızla ilgili karar vermek de yine size düşüyor”.
Tüzmen, diğer disiplinler ile de karıştırmamak lazım diyor. Yani, “Kişi uzmanlığını paylaşıyorsa ve çözüm öneriyorsa danışmanlık. Kendi deneyimlerini karşısındaki kişinin kendi yolunu bulması için paylaşıyorsa o zaman mentorluk yapıyor”.
Yeni dönem liderliğin gelişimi
Evet bu parantezden sonra günümüzde liderlik konusuna gelelim. Liderlik kavramı, çok hızlı değişiyor. Pek çok faktör bunun nedeni. Peki o zaman bu dönemde liderlikte başarı için nasıl ilerlemek gerekiyor. Aylin Bozkurt Tüzmen şöyle diyor: “O kadar hızlı değişiyor ve kompleks hale geliyor ki... Teknolojiyle her geçen gün daha çok birbirine bağlı hale geliyor sistemler. Çok hızlı artan bir globalleşmeye ek olarak iş gücüne yeni giren jenerasyonlar çok farklı beklentilerle geliyor, dolayısıyla liderler aynı anda bir sürü mücadelenin üstesinden gelmeye çalışıyorlar. Bir yanda hız, bir yanda girift yapılar, inanılmaz bir bilgi yoğunluğu, tamamen yıkıcı teknolojilerle birlikte geleneksel iş modellerinin ortadan kalkıyor olması ve bunun getirdiği stres… Her an her şey değişebilir bir gecede. Bütün bunlar doğal olarak yöneticileri de zorluyor. Tüm bu zorlukların üstesinden tek tek birey olarak gelmek çok zor. Özellikle Sanayi 4.0 ile liderlik artık tek bir kişinin üstlendiği bir rol olmaktan çıkıyor. Liderlik bir süreç haline geliyor. Bunun için de kurumların kolektif olarak liderliği geliştirmesi gerekiyor. Kurumların odağı kurum içinden, ağlardaki sistemler bütününe kaymak zorunda”.
Hem rekabet, hem işbirliği
Konular tabii ne kadar çok birbiriyle örtüşüyor. Birkaç hafta önce KPMG Türkiye Genel Müdürü Murat Alsan ile de konuşurken aynı şeyi söylüyordu: “Artık şirketler arasında birleşme ve satın almalar değil, iş birlikleri öne çıkıyor”. Peki bunun liderlik tarafını da Tüzmen’den dinleyelim o zaman: “Rekabet ederken iş birliği yapmak zorundayız artık. Niye bu kadar önemli iş birliği yapıyor olmak? Çünkü sistemler bütünündeki her bir paydaş farklı bir gerçekliğe sahip ve bizim doğru kararlar alabilmemiz için bütün bu farklı perspektiflere ihtiyacımız var. Ayrıca inovasyon için de çok farklı alanlarda bir araya gelebilmeli ve hatta rakiplerimizle de iş birliği yapabilmeliyiz. Çünkü artık inovasyon olmazsa olmaz ve üstelik araştırmalar inovasyonun kolektif bir sürecin sonucu olduğunu da kanıtladı. Yani inovasyon artık sosyal ağlarda hayat buluyor. Tüm bu değişimler herkesin yaptığı işte uzman ve güçlü olduğu, yaratıcı olduğu, üretken olduğu bir yapıya geçme zorunluluğunu getiriyor. Bunun için de sürekli öğrenmek ve girişimci bir zihniyete sahip olmak gerekiyor. Çok bağlıyız birbirimize, birlikte kazanarak ilerleyeceğimiz bir dünyaya doğru gidiyoruz. Benim öngörüm artık liderliğin bireysellikten çıkıp kolektifliğe gittiği yönünde”.
Sanayi 4.0 liderliği zorluyor
Aylin Bozkurt Tüzmen, Sanayi 4.0 ile dönüşen liderlik tanımını da yukardaki şekilde aktarmış Mumbai’deki 5. Dünya Koçluk Kongresi’nde yaptığı konuşmada. Ben de burada zorlanmayı sordum: “Neyi zorluyor mesela? Biraz daha somut şeyler söyleyebilir misin?”. Tüzmen şöyle diyor: “Tüm bu anlattığım nedenlerden dolayı liderlik bir rol olmaktan çıkıyor. Bir süreç haline geliyor. Çünkü kimin lider olduğu o kadar önemli değil artık. Önemli olan neyin yapılması gerektiği ve nasıl yapılacağı ağlar içerisinde. Dolayısıyla liderlik paylaşılan bir süreç haline geliyor. Liderlik hiyerarşik olmaktan çıkıyor. Sadece yukarıdan aşağıya bir liderlik mümkün değil artık. Aşağıdan yukarı, bir paydaştan diğerine, dolayısıyla her yönden olacak. Daha dinamik olacak. Söylediğim gibi, rekabetçi ve güçlü olandan, güçlendiren ve iş birliği yapılana evrilecek. Dönüşmeyen liderler bu hız ve karmaşıklık içinde kendilerini var etmekte çok zorlanacaklar. Benim kolektif liderliğe geçiş döneminde öngördüğüm, hemen olmayacak, bir geçiş sürecine ihtiyaç duyacağız”.
3 yeni liderlik niteliği
Aylin Tüzmen, yeni dönüşümlerle oluşan ‘yeni liderlik nitelikleri’ni ise şöyle sıralıyor: “Bugünün liderliğine 3 nitelik daha ekleniyor: Birincisi ‘digital smart’ olmak. Bu, liderlerin teknolojiyi iyi bilmeleri ya da son teknolojiyi kullanıyor olmaları anlamına gelmiyor. İnovasyon ve akıllı iş çözümleri, kurumumun varoluşunu, yaptığım stratejik ortaklıkları nasıl etkileyecek ve hatta içinde bulunduğum sistemler ağını nasıl dönüştürecek cevaplarını arayan geniş bir vizyona sahip olmayı gerektiriyor ‘digital smart’ olmak. İkincisi, ‘futurist smart’ olmalı, yani girişimcilik niteliği. Bunun için merakla statükoya –alışılagelmiş kalıplara- meydan okuyor, yaratıcı düşüncesine erişiyor, sürekli inovasyonu tetikliyor ve herkeste bunu destekliyor olması. Üçüncüsü ise ‘işbirlikçi rekabet’ (Co-opetition smart) içinde olması. Rekabet ederken de iş birliği yapıyor olması. Bunun için de bolluk zihniyetine ihtiyaç var. Bolluk zihniyeti: “Benden çok farklı ve hatta rakiplerim de olsalar iş birliği yapar ve kazan-kazan çözümler üretirsek birlikte daha çok kazanırız”. Yöneticileri bireyselden kolektif liderliğe geçiş sürecinde desteklemek için geliştirdiğim liderlik modelinde de bu üç niteliği vurguluyorum”.