Sanal oyunu sürdürmek!
ARKA PLAN / Mehmet Ugur Civelek Kamuoyuna yansıyan dış kökenli bazı yorum ve finansal piyasalarda yaşanan kısa vadeli hareketler arasındaki çelişki ilginç bir görüntü oluşturuyor. Uluslararası ödemeler bankası genel müdürü, finans piyasalarında yaşanan çalkantının İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana gelişmiş ekonomileri vuran en kötü sarsıntı olduğunu söylüyor. IMF Başkanı, özel sektör bankalarında bozulan sermaye yapısının düzeltilememesi durumunda kamu fonlarının devreye sokulmasının düşünülebileceğini belirterek, krize karşı tüm hükümetleri göreve çağırıyor. Finansal piyasalar ise sanki hiçbir şey yokmuş gibi sorunların temelinde yatan sanal oyunu sürdürmeye çalışıyor!.. Büyük bir çelişki algılaması olsa bile aslında tuhaf bir durum yok. Bankalar, geniş yatırımcı kitlesinin paniklememesi ve gelişmelerin kontrol altında tutulması için gerektiğini düşündüğü tavrı sergiliyor; Asıl önemlisi gerçeklerden kopmaya devam ederek ayaklarının yerden kesilmesini önleyemiyor. Diğerleri ise farklı standartta olduğunu düşündükleri kesimlere durum tespiti yapıyor ve çözüm üretmeye çalışıyorlar. Bu aşamada yaşanan sıkıntının sorgulaması yapılmıyor, sebepleri araştırılmıyor; Hal böyle olunca merak büyüyor; sebepleri biliyor iseler neden sorunların büyümesini önlemek için birşey yapmadılar? Yok eğer bilmiyor iseler ortaya sürdükleri çözümlere nasıl güvenilecek?.. Demagoji yapmadan kendi görüşümüzü açıklayalım gelişmiş ülkelerin finansal yapısında ahlaki çöküntünün devreye girmesi 1990'lı yıllara dayanıyor ve 2001 yılı sonrasında kontrolsüz bir şekilde büyüyor. Günü kurtarmak adına sorunun büyümesini önlemek konumunda olanlar hiç bir şey yapmıyor, yapamıyor veya yapmalarına izin verilmiyor. Söz konusu beyefendilerin de basiretleri bağlanıyor, görevlerinin gereğini yapamıyor iseler istifa etmek yerine günü kurtarmanın keyfini sürmeyi tercih ediyorlar. Halen açığa çıkmış olan surunların büyüklüğü buzdağının görünen kısmı gibi gerçeğin çok küçük bir bölümü olmasına rağmen dehşet yaratıyor. Kamusal fonları devreye sokarak mali sistemi kurtaracaklar, faturayı yanlış yapanlara değil de gerçek mağdurlara ödetecekler, bu duruma sebep olan yanlışları yapmaya da devam edecekler! Zira günü kurtarmanın, önemli sektörlerin itibarını korumanın başka bir yolu kalmamış!.. Küresel talep daralmasın diye borç aldıkları parayı geri ödeyemeyecek olanlara finansman yaratacaksınız, sonra da faturayı kamusal fonlara çıkaracak ve bu ucubeye de serbest piyasa diyeceksiniz... Güzel şeyler söylüyor ama boş konuşuyor, herkesi aptal yerine koyuyorsunuz. Evet gelişmiş ekonomilerin mali sektörlerinde yaşanan kayıp Asya ve Rusya krizindeki kayıpların iki katına yaklaştı. Fakat bu rakam daha çok büyüyecek bozulan rekabet koşulları nedeniyle geliri azalıp borcu büyüyen sınai üretim, geliri azalan veya işsiz kalanların borçları bugünkü maliyeti kontrolsüz bir şekilde büyütmek için sıraya girmiş durumda. Bunların devreye girmesini belki bir süre geciktirebilir, fakat önleyemezsiniz. Birkaç yıl içinde ortaya çıkacak faturayı ödemek, kamusal fonların da boyunu aşacak; bir süre zaman kazanmak adına israf edilmek dışında bir işe yaramayacak. Kamusal fonlar da tükendiğinde hangi masalı anlatacaklarını herhalde onlar da bilmiyor!..