Samsun Valiliği Kalkınma Ofisi

Rüştü BOZKURT
Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ [email protected]

BUZDAĞININ DİBİ / Rüştü Bozkurt [email protected] İlber Ortaylı'nın "İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı" adlı kitabını ikinci kez okumamın hemen ardından, bir seçiciler kurulu üyeliği nedeniyle de Abdülhamid'in Valileri adlı doktora tezinin basılmış halini okudum. Tanzimat Dönemi ve sonrası uygulamalarından net olarak anlaşılıyor ki, bir ülkede reformların yapılmasında "mütefekkirler" çok önemli bir işleve sahip. Ölçeği ister küçük olsun, isterse çökmekte olan bir imparatorlukta reform yaparak, onu ayakta tutma gayreti gibi büyük bir işe soyunulsun, "tefekküre" önem verenler "mevzuat hazretleri" arkasına sığınmadan bazı önemli işlerin altına imza atabiliyorlar. Bugün toplumumuzda dönüşüm ve uyum sorunları, İlber Ortaylı'nın anlattığı en uzun yüzyılın sorunlarından daha az değil. O güç dönemde bir dizi vali, kişisel inisiyatiflerini kullanarak çok önemli işleri başarabilmiştir. Bugün de aynı fırsatların olmadığını söylemek, toplumsal gelişmenin dinamiklerini inkar etmek anlamına gelir. Samsun Valisi Hasan Basri Güzeloğlu'nu ilk kez Karaman'daki görevi sırasında tanıma fırsatımız oldu. Valilik yaptığı illerdeki çalışmalarına ilişkin karşılaştırmalı bir araştırma yapmadığımdan çok keskin analizler yapacak durumda değilim. Samsun'da yaptığım bir haftalık inceleme sırasında tanık olduğum bir çalışmasını, inisiyatif kullanma açısından önemli gördüğüm için sizlerle paylaşmak istedim. Not alma önemli bir göstergedir Katıldığım toplantılarda kendimi tekrar etmeme özeni gösteririm. Bu özen beni ciddi hazırlıklar yapmaya zorlar; yaşayanlarla sürekli tartışır; görüşler alırım notlarımı derler, onları aklımın yettiği kadar sentezlerim. Bunu önce kendime olan saygıyı koruma, sonra da dinleyenlere olan saygının bir gereği olarak yaparım. Konuşmamı yaparken, not alanları sayarım. Sayma işini patolojik bir ruh hali nedeniyle yapmam. Bilirim ki, not alma, "anlama isteğinin" çok önemli bir göstergesidir. Samsun Valisi Hasan Barsı Güzeloğlu da toplantıları sonuna kadar izleyen, notlar alan, gerekirse tamamlayıcı açıklamalar yapan valilerimizden biridir. Bir özelliğini daha gözleme fırsatımız oldu: Yasaları pozitif yorumlayarak işlevselliği olan kurumlar yaratma çabası. Samsun Valililiği Kalkınma Ofisi sözünü ettiğimiz anlayışın ürünü. Samsun Valililiği Kalkınma Ofisi Ar-Ge Daire Başkan Vekili Eyüp Elmas bizi davet etti. Siyasal Bilgileri bitirmiş, işini seven, anlatım gücü olan, heyecanı ve bilinci ile iş yapma gayretini gösteren bir kamu yöneticisi. Başında bulunduğu ofisin üç temel görevi olduğunu anlattı bize: Yatırımların koordinasyonu, kalkınmanın yönlendirilmesi ve AR-GE hizmetlerinin üretimi. Yatırımların koordinasyonu Ofis "yatırımların koordinasyonu" işlevini yerine getirirken, girişimciye başkalarına muhtaç olmadan tek elden hizmet verme amaçlanıyor. Sözcüğün tam anlamıyla "bürokratik lojistik desteği" verilmek isteniyor. Girişimci projesini ofise sunduktan sonra,kamudan alınacak bütün belge, bilgi, izin işlemlerini hızlandırmayı üstleniyor. Özel girişimcinin kendini anlatma zorluğu çekmemesi için, kamunun dilinden anlayan uzmanlar, bu aracılık görevini omuzlarına alıyor. Ayrıca, yörenin en üst mülki amirinin onayı ile çalışan bu görevliler, ister istemez yarattıkları güven nedeniyle işlerini daha hızlı yapabiliyor. Kalkınmayı yönlendirme Ofisin görev tanımı içinde yer alan ikinci işlev, ulusal ve uluslar arası boyutta "hibe kredileri" ve diğer "destekler" konusunda yetkin uzmanlarla bilgi verme. Bir destek talebi olanla, destek veren kuruluş ve kurumları bir ardaya getirirken; özü ve biçimi bakımından eksiksiz bilgi ve belgeye dayalı iş yapmanın altyapısı oluşturuluyor. Böylece gereksiz gecikmeler önleniyor. Daha da güzeli, bu bilgiler istenen diğer illere da aktarılıyor. Ofis mevcut durumun fotoğrafını çekme, eksik kalan hususları belirleme, sürekli eğitimlerle gelişmeyi besleme gibi proje-odaklı gelişmeler için fırsatlar yaratma çabasında. AR-GE hizmetlerinin üretimi Samsun'da potansiyel bütün olanlarda tarama yapılıyor. Çalışmaları konunun uzmanları yönetiyor; destek alınması gereken diğer uzmanlardan da yararlanılıyor. Girişimci insanlar dinleniyor; işbirliği potansiyeli olan insanlar bir araya getiriliyor. Projeler sadece teknik boyutları ile ele alınmıyor; işbirlikleri oluşturma, sinerjik kümelenme yaratma için de daha fizibilite aşamasından başlayarak yatırımın sağlıklı yapılması gayreti gösterilmesi için ofis kendini angaje etmiş durumda. Kalifiye işgücü içi eğitim-öğretim etkinlikleri de ayrı bir görev alanı. Meslek liselerinin uygulama atölyelerini yenileme çalışmalar hızla sürdürülüyor. Her şey çözmüş, hiç eksiği olmayan bir girişim mi? Kuşkusuz hayır. Ama önemli bulduğum bir inisiyatif var ortada. İzlemeliyiz, destek olmalıyız, yararlanmalıyız; eksikliklerini olursa, onları da açıkça tartışarak, bir işleyen kurum yaratmak için hep birlikte sorumluluklarımızı yerine getirmeliyiz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar