S&P ve Moody's, Fitch'i izler mi?

UZMAN GÖRÜŞÜ
UZMAN GÖRÜŞÜ [email protected]

Serhan Yenigün / Finansinvest

Fitch Ratings, Ekim sonunda sinyalini verdiği not artırımını dün gerçekleştirdi. Artırım kararı sürpriz değil, ancak iki kademe birden not artırımı sürpriz sayılabilir. Gerçi, Türkiye'nin kredi notunun hak ettiği seviyenin altında olduğunu Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz başta olmak üzere pek çok ekonomist, analist ve piyasa temsilcisi uzun süredir dile getiriyordu. Bu görüşlerin temelinde ise, Türkiye'nin kendisinden çok daha sorunlu pek çok ülkenin altında bir nota sahip olması ve güçlü bankacılık sistemi, düşük Borç/GSYİH oranı ve diğer olumlu iktisadi özellikleri yatıyordu.

Türkiye'nin bu olumlu mali görünümü, uluslararası arenada en az Fitch kadar itibar sahibi olan Standard & Poor's ve Moody's gibi diğer kredi derecelendirme kuruluşlarının da dikkatinden kaçmıyor. Geride bıraktığımız aylarda, bu kurumlardan da Türkiye'nin not görünümüne dair yukarı yönlü revizyonlar gelmiş ve 12 ay ila 18 arasında bir zaman diliminde not artırımı olabileceğine dair ipuçları verilmişti. Ancak, bu iki kurumun Fitch kadar hızlı bir artırıma gitmesi beklenmiyor. Bununla beraber 2010 yılında Türkiye'nin ekonomi başlıkları arasında not artırımlarının önemli bir yer tutacağını, yatırımcıların ise bu konuya ilişkin haber akışını yakından takip edeceğini görüyoruz.

Fitch'in kararında en çok dikkat çeken unsur, tarihi boyunca "spekülatif ülke" statüsünde tutulan Türkiye'nin "yatırım yapılabilir ülke" statüsüne ilk kez bir kademe yaklaştırılmış olması. S&P ve Moody's not çizelgelerinde halen bu statünün üç kademe altında bulunan Türkiye'nin kredi notlarının, bu kurumlar tarafından da iki kademe birden artırılması olasılığı Fitch kararının ardından yükselmiş durumda. Ancak, Türkiye'nin tam olarak "yatırım yapılabilir ülke" düzeyine yükseltilmesinin yine de zaman alacağını düşünüyoruz. Bununla beraber Türkiye'nin bu statüye yaklaştırılmasını, yabancı yatırımcıların Türk varlıklara olan ilgisini artıracak olması, Türk şirketlerinin yurtdışı borçlanma olanaklarını rahatlatacak olması ve diğer avantajları nedeniyle olumlu karşılıyoruz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Euro nereye koşuyor? 03 Ağustos 2017