S&P not artışının arkasında ekonomideki iyileşme var
S&P Kredi Derecelendirme Kuruluşu'nun notu 2011 de "BB pozitif" idi. 2012 Mayısında "BB durağan"a dönüştü. Önceki gün "BB+ durağan" oldu.
Şu günlerde gündemde "süreç" tartışmaları olduğundan bazıları not artışını "süreç"e bağlıyor. Unutulan şu: Süreç henüz tartışılıyor. Henüz netice yok, ümit var.
Gözden kaçan S&P'un açıklamalarında ekonomiye ilişkin değerlendirmeler.
Deniliyor ki,
- İç talepteki daralmaya karşın ihracattaki göreli artı nedeniyle üretim devam ediyor. Hatta biraz artıyor.
- Cari açık (döviz açığı) milli gelirin yüzde 10'una ulaşmıştı. Yüzde 6'sına geriletildi.
- Büyümeyi yüzde 8'lerde tutmak zor. Bugünkü politikalarla bu oranda büyüme cari açığa yol açıyor. Sürdürülemez. O nedenle büyümenin yüzde 4'lere çekilmesi iyidir. Ekonomiyi zorlamaz.
Bütün bunların arkasındaki finansal politikalar da övülüyor. Deniliyor ki,
- TCMB tarafından kredi büyümesine firen getiriliyor. Bu sayede iç talep kontrol ediliyor. Büyüme aşağıya çekiliyor. Ekonomi zora sokulmuyor.
- TCMB döviz kurunu dalgalandırarak belli bir koridorda tutma başarısını gösteriyor.
- Özel sektörün döviz kredisi kullanmasında yavaşlama var. Kısa vadeli döviz yükü daha yavaş artıyor.
Bunlar yabancı gözü ile Türk ekonomisinin dışarıdan değerlendirilmesidir.
Bir noktaya dikkat etmek gerekir. Kredi derecelendirme kuruluşları notlarını Ayşe Hanım'ın Ali Rıza bey'in durumuna bakarak vermiyorlar.
Ülke dışarıdan aldığı paraları öder mi? Ona bakıyorlar. Yabancı yatırım yapar ise parası riske girer mi? Ona göre not veriyorlar.
Tabii ki hemen yakınımızda Suriye savaşı devam ederken, altımızda Güney Kıbrıs batarken, AB ülkeleri krizi atlatmaya çalışırken, Türkiye'nin notunun artırılması önemlidir.
Ancak şunu da kabul edelim. Evet biz üretimi yavaşlattık. Büyümeyi frenledik. Gelir artışı yavaşladı. Ama ekonomi genelde risksiz bir ekonomi.
Uluslararası finans piyasası için çok önemli olan banka sistemiz sağlam. Sorunsuz.
Böyle bir durumda Türkiye'nin kredi notunun artırılmasından normal bir şey olamaz.
______________________________________________
Satılanlar şirketler mi ,"İç Pazar" mı ?
Haftanın en önemli gelişmelerden biri de Yapı Kredi Sigorta ile Baymak'ın yabancılar tarafından satın alınmasıdır.
Sigorta pazarında 3'üncü sırada bulunan yüzde 8.44 Pazar payına sahip Alman Alianz Sigorta, yüzde 7.17 Pazar payı olan Yapı Kredi Sigortayı satın alarak Pazar payını yüzde 15.61'e yükseltti. Böylece Pazar Lideri oldu.
Baymak yoğuşmalı kombilerde yüzde 60, yüksek kapasiteli merkezi ısıtma kazanlarında yüzde 50'nin üzerinde diğer ısıtma sistemlerinde yüzde 50'ye yakın Pazar payına sahip.
Şirketin Hollanda'lı yabancı ortağı, Türk ortağın paylarını da satın alarak şirketin tamamına sahip oldu.
Olan biteni yabancı sermaye düşmanlığı tartışmalarına bulaşmadan değerlendirmekte yarar var.
Yapı Kredi Sigorta da Baymak da bizim yerli sermayemiz ile kurulan büyüyen şirketler. Bunları satın alarak Pazar hakimiyeti elde eden yabancı gruplar karşısında, bundan sonra yerli sermayeli, pazar payı küçük şirketlerin rekabet şansları çok zayıf olacaktır.
Örneğin hangi KOBİ, ısıtma sisteminde kombi üretiminde pazar payı yüzde 60 olan dev yabancı sermayeli kuruluşla rekabet edebilir.
Olan biteni bu gözlükle değerlendirmekte yarar var.
Yazara Ait Diğer Yazılar
Tüm Yazılar