Şampiyonlar Ligi'ne farklı bir bakış!

Tuğrul AKŞAR
Tuğrul AKŞAR EKO-SPOR [email protected]

 

 

Geçen hafta oynanan maçlarla 20. kez perdelerini açan Şampiyonlar Ligi, her geçen gün reytingini daha da artırarak ilgi odağı olmaya devam ediyor. Nasıl olmasın ki, Şampiyonlar Ligi'nde oynanan oyunun kalitesi, heyecanı diğer turnuvalarla kıyaslanmayacak ölçüde yüksek ve ilgiye, izlemeye değer.
Şampiyonlar Ligi ile artık kulüp futbolu neredeyse, milli takımlar futbolunun önüne geçmiş durumda. İzleyen sayısı, organizasyonun yarattığı parasal gelir, heyecan, keyif ve de en önemlisi takımlara dağıttığı para itibariyle Şampiyonlar Ligi açık ara diğer futbol organizasyonlarının önünde.

Hepimizi salı ve çarşamba gecesi ekranın başına çeken ve adeta bir tutku haline gelen Şampiyonlar Ligi'ni diğer liglerden farklı kılan çok önemli farklılıklar bulunuyor.
İstatistikler de Şampiyonlar Ligi diyor
Öncelikle, Şampiyonlar Ligi'ndeki istatistikler beş büyük ligin ve Avrupa'daki diğer liglerle kıyaslandığında, Şampiyonlar Ligi'nde beş büyük lig ve diğer liglere göre;
- Daha yüksek tempoyla futbolun oynandığı,
- Topun oyunda daha fazla süre kaldığı,
- Kaleye daha fazla şut atıldığı,
- Hedefi bulan şut yüzdesinin daha çok olduğu,
- Oyun içinde yapılan pas sayısının daha fazla olduğu,
- İsabetli pas sayısının daha yüksek olduğu,
- Organize ataklarla kaydedilen gol sayısının daha fazla olduğu,
- Kazanan takımlarda topa sahip olma yüzdesinin daha yüksek olduğu görülüyor.
Yukarıdaki verilerin dışında ise Şampiyonlar Ligi'nde oynanan maçlarda oyunun görselliğini ve organize yapısından kaynaklanan kalitesini olumsuz etkileyen,
- Uzun top oynamanın daha az olduğu,
- Top kesmenin daha düşük kaldığı görülüyor.

Hiçbir organizasyon Şampiyonlar Ligi kadar kulüplere para dağıtmıyor
UEFA'nın kulüplere dağıttığı para Şampiyonlar Ligi öncesi o kadar azdı ki, bu organizasyona katılan bazı kulüpler, UEFA'nın kendilerini sömürdüğünü düşünerek, ayrı bir organizasyonun temellerini atmışlardı. O zamanki adıyla G14 olarak adlandırılan bu organizasyon, bugünkü Şampiyonlar Ligi gibi bir ligi yaratabilmek için Süper Avrupa Ligi oluşturmayı planlamak üzereydi ki, UEFA durumun vahametini anlayıp 1992-93 sezonunda Şampiyon Kulüpler Kupası formatını değiştirip Şampiyonlar Ligi'ne dönüştürdü. İşte, her şey bundan sonra başladı. Yeni organizasyon, yeni format ve en önemlisi ülkelerinin şampiyonu olmayan elit kulüplerin de Lige kabul edilmesi hem yeni bir heyecana, hem de ciddi anlamda bir parasal gelir yaratılmasına neden oldu. Bulunan yeni sponsorlar, naklen yayın haklarının yüksek bir tutara satılmasıyla parasal gelir bir yandan hızla UEFA'nın bütçesini büyütürken, diğer taraftan da bu organizasyona katılan kulüplerin gelirleri çok önemli miktarlarda arttı. Bu gelir artışı sonunda G14 yapılanması kendiliğinden sona erdi ve Şampiyonlar Ligi rakipsiz kaldı.

Kulüplere dağıtılan para miktarı tam 18 kat arttı
1992-93 sezonunda turnuvanın formatının değiştirilip grup sistemine geçilmesi sonucu farklı bir formata bürünen Şampiyonlar Ligi parasal gelirlerini artırarak, kulüplere dağıttığı parayı sürekli yükseltmiş durumda. 1992/1993 ile 2012-2013 sezonları arasında geçen 20 yılık süre içinde kulüplere dağıtılan para miktarı tam 18.7 kat artırılarak, 38 milyon eurodan 754 milyon euroya çıktı.
UEFA'nın bu organizasyonun kuruluşundan bu yana kulüplere dağıttığı kümüle tutar ise 7 milyar 654 milyon euroya ulaşmış durumda. Kulüplere dağıtılan parasal ödüldeki bu geometrik artış, kulüplerin de bu turnuvada olabilme isteklerinin tavan yapmasına neden olmuş. Çünkü başından beri bu turnuvada yer alabilen takımın bu 20 seneden kasasına giren ortalama tutar 239.2 milyon euroya ulaşmış durumda.

tugrulaksar24092012-4.jpg

 

Adeta bir zenginler ligi haline gelen Şampiyonlar Ligi, kulüpler için sadece parasal gelir elde etme kaynağı değil, aynı zamanda prestij sahibi olmak bakımından da çok önemli. Kısacası, bu ligde yer alabilmek, kulüplere sınıf atlatıyor. Onları "Elit Kulüpler" arasına sokuyor ve bu ligden kazanılan paralar, zamanla kulüpleri iktisadi, mali ve sportif anlamda rekabet üstünlüğüne taşıyor.
Şampiyonlar Ligi servet dağıtıyor!
2012-13 sezonu itibariyle de, Play Off'ta 2.1 milyon euro, gruplara kalma başarısı gösteren her takım 3.9 milyon euro katılım payı, grupta oynayacağı her maç başına 500 bin euro, galibiyet halinde 1 milyon euro, Beraberlikte 500 bin euro, gruplardan çıkma durumunda 3 milyon euro, Çeyrek finale kalma halinde 3.9 milyon euro, yarı finalde 4.9 milyon euro, Finale yükselip te Kupa'yı kazanan 9, kaybeden ise 6.5 milyon euro parasal ödül kazanacak. Bunlara ilaveten , lokal yayıncı kuruluşun havuza katılım payları oranınca da 300 bin euro ile 30 milyon euro arasında havuz geliri de ayrıca kulüplere ödeniyor.
Şampiyonlar Ligi, kulüpler arasında haksız rekabete neden oluyor!
Şampiyonlar Ligi'nin bu denli yüksek para dağıtması ve Avrupa'nın elit kulüplerinin daima bu yarışma içinde olacak şekilde düzenlemelerin ve Ülke-takım katsayı uygulamasının hayata geçirilmesi, Şampiyonlar Ligi'ni sadece parasal anlamda değil, sportif anlamda da farklı bir mecraya götürüyor.
Öncelikle belirtmemiz gerekiyor ki, adı Şampiyonlar Ligi olan bu ligde bu sene sadece on iki şampiyon bulunuyor. Yani, diğer 20 takım kendi liglerinde 2., 3. ya da 4. Olarak bitirmiş kulüpler.
Şampiyonlar Ligi organizasyonuyla UEFA katsayı uygulamasına geçtiği için, büyük ligler lehine haksız rekabet alabildiğine artmış durumda. Özellikle seri başı uygulaması küçük liglerden Şampiyonlar Ligi gruplarına daha fazla takım kalabilmesi ciddi ölçüde azalmış durumda. Bu ise gruplarda oynayacak takımlar/ülkeler aleyhine haksız ve dengesiz bir rekabeti doğuruyor.
Nitekim Şampiyonlar Ligi'ni bugüne kadar beş büyük ligin dışında sadece bir kez Porto ile Portekiz kazanmış ve bu şekilde 20 şampiyonluğun 19'u beş büyük lige gitmiş. Yani, futbol pastası büyüdükçe Şampiyonlar Ligi'nde konsantrasyon (Yoğunlaşma-toplulaşma) artmış durumda. Aşağıdaki tablodan da görülebileceği üzere Şampiyonlar Ligi'ni farklı liglerden kazanan farklı kulüp sayısı tamamen kaybolmuş durumda.

 

tugrulaksar24092012-3.jpg

 

Buradan da görülüyor ki, sportif anlamda beş büyük ligde bir yoğunlaşma var. Sportif performanstaki yoğunlaşma mali anlamda da bu liglere zaman içinde ciddi bir finansal üstünlük sağlamış durumda. Bu olumsuz yapı, Şampiyonlar Ligi'nde beş büyük ligin dışında diğer ülkelerden bir sürpriz takımın çıkıp kupaya uzanmasını adeta olanaksız hale getirmiştir. 

Avrupa'nın en borçlu kulüpleri Şampiyonlar Ligi'nde yer alıyor
Özellikle, bu turnuvaya katılabilmek ve mücadele edebilmek yüksek bütçe gerektirdiğinden, kulüpler bu rekabette geride kalmamak için yoğun borçlanmaya gidiyorlar. Şampiyonlar Ligi'nde oynayan kulüplerin toplam borcu, Avrupa futbolunun toplam borcunun yüzde seksenini oluşturuyor.
2003-2012 sezonları arasında Şampiyonlar Ligi'nden en fazla para kazanan kulüpleri aşağıdaki tablodan görmektesiniz. Tabloya göre, son dokuz yılık süreçte Şampiyonlar Ligi'nde en fazla kazanan ilk üç takım olarak İngiliz kulüplerini gözlemliyoruz. Manchester United bu süreçte 337.9 milyon euroluk kazanç ile ilk sırada yer alırken, onu bir başka İngiliz kulübü 2011-12 Şampiyonu Chelsea 324 milyon euro ile ikinci sırada izliyor. İlk üçteki bir diğer İngiliz kulübü ise, 297 milyon euroluk Şampiyonlar Ligi geliriyle Arsenal. Arsenal Premier Lig'de en son 2003-04 Sezonu'nda şampiyon olsa da, her sene Şampiyonlar Ligi'ne katılma başarısı gösterebilen bir kulüp. Avrupa'nın son beş yıldır sportif devi Barcelona ise 289 milyon euroluk gelirle, ancak dördüncü sırada kendisine yer bulabiliyor.
En çok kazananlar listesinde yer alan en az kazanan kulüp ise, son yılların transferlerde olağanüstü para kazanan takımı Porto.

 

tugrulaksar24092012-1.20120924070142.jpg

 

Süper Lig takımları Şampiyonlar Ligi'nde ne yaptı?
Ülkemizi temsilen Şampiyonlar Ligi'ne 2003-2012 sezonları arasında beş takımımız katılmış bulunuyor. Bu süreçte Şampiyonlar Ligi'nde beş kez yer alan Fenerbahçe toplamda 78 milyon 992 bin euroluk gelirle ilk sırada bulunurken, Fenerbahçe'yi 23 milyon 520 bin euro ile Galatasaray izliyor. İki takımın arasındaki gelir farkının bu kadar açılmasının nedeniyse, Galatasaray'ın bu süreçte sadece iki kez bu organizasyona katılmış olması.
Beş takımımızın son dokuz senede Şampiyonlar Ligi'nden elde ettikleri gelir toplamı 165 milyon 565 bin euroya ulaşıyor.

 

tugrulaksar24092012-2.jpg

 

Sonuç
Adeta bir zenginler ligi haline gelen Şampiyonlar Ligi, kulüpler için sadece parasal gelir elde etme kaynağı değil, aynı zamanda prestij sahibi olmak bakımından da çok önemli. Kısacası, bu ligde yer alabilmek, kulüplere sınıf atlatıyor. Onları "Elit Kulüpler" arasına sokuyor ve bu ligden kazanılan paralar, zamanla kulüpleri iktisadi, mali ve sportif anlamda rekabet üstünlüğüne taşıyor. Ama diğer taraftan bu lige katılabilmek için kulüplerin yaptıkları yoğun harcamalar, onları önemli borç bataklarına sürüklüyor.
Şampiyonlar Ligi ile kulüp futbolu zirveye yerleşmiş durumda. Ancak, UEFA'nın bu ligin reytingini ve marka değerini yüksek tutabilmek amacıyla yaptığı düzenlemeler ve katsayı uygulamaları, kulüpler ve doğal olarak ligler arasında zaman içinde sportif, iktisadi ve mali anlamda haksız ve dengesiz bir rekabetin gelişmesine neden oldu. Oysa, bu durum uzun vadede kesinlikle futbola zarar verebilecek bir nitelikte. Bu nedenle Şampiyonlar Ligi'nin güzel futbolunu izlerken, sorunun diğer boyutunu da kaçırmayalım.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar