Şampiyonlar Ligi ve finalin gösterdikleri

Cem TOP
Cem TOP SPOR ANALİZ cem.top@dunya.com




Dünyanın en önemli futbol organizasyonlarından biri sayılan UEFA Şampiyonlar Ligi'nin finali Almanya'nın Münih kentinde Bayern ile Chelsea arasında oynandı. 120 dakika sonrasında penaltılara kalan finalde futbol adına en dikkat çekici olgu, Chelsea'nin biraz da rakibinin evinde oynama avantajından ürkerek maç boyunca savunmada kalan edilgen bir anlayışı benimsemesi oldu. Evvelce Mourinho'nun da Inter ile bir benzerini sergilediği bu stratejinin bir kez daha meyve vermesi açıkçası futbol sevdalılarını biraz ürkütmüş olsa da Maviler'e bu önemli başarıyı kazandıran etmenlerden biri de bizde yaygın bir aforizmanın aktörleri olan atan ile tutanın 120 dakika ve penaltılardaki üst düzey performanslarıydı. Maç içerisinde kupa birkaç kez Bayern'in ellerine geldiyse de önce Drogba'nın "kupa gidiyor" denilen bir anda sahneye çıkarak umutları tazelemesi, 95'te sahneye çıkan Cech'in de gerilimli maçların talihsiz ismi Robben'in penaltısına geçit vermeyişi Chelsea'yi maçın içerisinde tuttu. Finalin başlama düdüğüyle birlikte ortaya çıkan gerçek, Chelsea'de Di Matteo'nun Robben'in bulunduğu kanatta Lahm tehlikesini de gözeterek kurduğu sağlam yapılanma idi. Ashley Cole ve genç Bertrand maç boyunca hücumdan çok birbirlerinin kademelerine girmeyi düşündüler. Sahadaki dizilişler hemen hemen aynı olmakla birlikte Jupp Heynckes'in belirgin 4-2-3-1'ine oranla Di Matteo Lampard'ı daha gezgin kullanarak zaman zaman Mata'nın yanına sürmek istedi. Bu planın başarılı olduğu çok fazla söylenemez çünkü Chelsea 120 dakika genelinde Lampard'ı hücuma göndermekten ziyade Mata'yı takım savunmasını oluşturan iki dörtlü bloğun önüne çekmekle uğraştı. Mata'nın maçın en çok koşan oyuncusu olması bu nedenle tesadüf değil. (16 bin 123 metre) Serbest oynayan Drogba'yı ise her zamanki gibi kimi zaman ceza sahası içinde savunma yaparken, kimi zaman da peşine taktığı Bayern'lilerle birlikte rakip kaleye giderken izledik. Elbette Drogba ve Cech'e bu övgüleri düzerken, ev sahibinin dinamosu Schweinsteiger'i de es geçmemek lazım. Alman milli takımının da en önemli dişlilerinden biri olan başarılı futbolcu 120 dakika boyunca toplam 15 bin 464 metre koşu mesafesine ulaşmakla kalmadı orta alandaki hemen her gediği kapatan isim de oldu. Penaltılarla Chelsea'nin kupaya uzandığı finalde Jupp Heynckes'in gol sonrası Müller'i oyun dışına alması, akabinde skorun 1-1'e gelmesi, uzatmalarda Ribery'nin sakatlanması ve penaltının bu alanda biraz sabıkalı olan Robben'e attırılması Bayern adına kritik kararlar olarak yorumlanabilir. Gerek 95. dakikada gerekse de kupanın sahibini belirleyen penaltılarda Cech'in kurtarışları ise gerçekten görülmeye değerdi. Netice itibariyle kupanın sahibi Chelsea oldu ama kazananın 390 milyon, kaybedenin 361 milyon euro takım değerine ulaştığı finalde dikkat çekici bir başka veri daha vardı. Bayern'in maça başladığı 11'de Almanya'da doğup futbol eğitimi alan 8 futbolcu olması sizce de manidar değil miydi? Fransız Ribery, Hollandalı Robben ve Ukraynalı Tymoshchuk dışındaki tüm futbolcular Alman futbol endüstrisinin ve altyapı sisteminin sonuçları olarak sahnedeki yerlerini aldılar. Açıkçası insan gücü bakımından benzer sayılabileceğimiz Almanya ile aramızda futbol anlamında bu denli büyük bir uçurum olması hatta makasın kapanacağını beklerken giderek açılması futbol yöneticilerimize de ince mesajlar içeriyor. Tabi anlamak isteyene.

Dünya liglerinden haberler

· Stoke City Başkanı Peter Coates, Manchester United ile sözleşmesi sona eren Michael Owen'ı transfer etmek istediklerini söyledi. Futbola Liverpool alt yapısında başlayan Michael Owen, kulübün efsaneleri arasına girdikten sonra Real Madrid'e transfer olmuştu. İspanyol ekibinde sadece bir yıl forma giyen forvet oyuncusu, oradan sonra ülkesine geri dönerek Newcastle forması giydi. 32 yaşındaki yıldızın son durağı Manchester United oldu.

· La Liga'yı Real Madrid'e kaptıran, Şampiyonlar Ligi finaline yükselemeyen Barcelona, transfer çalışmalarına başladı. 2009 yılında Villarreal'in 16.5 milyon euroya Internaconal'dan transfer ettiği Nilmar için Barcelona da devreye girdi. Sözleşmesi 2014 yılında bitecek olan Nilmar için geçen sezon Roma 18 milyon euroluk bir teklif yapmış ancak İspanyol temsilcisi kabul etmemişti.

· Corriere Dello Sport'ta yer alan bir habere göre Lazio'nun, Milan'ın orta saha oyuncusu Gennaro Gattuso'ya iki yıllık sözleşme imzalatmak istediği iddia edildi. Daha önce Milan'dan ayrılacağını açıklayan 34 yaşındaki oyuncunun adı Boca Juniors ve Rangers gibi kulüplerle birlikte anılmıştı. Buna rağmen kadrosuna tecrübe katmak isteyen Lazio, Gattuso yarışında bir adım önde.

· Paris Saint-Germain'de transfer girişimleri dur durak bilmiyor. Fransız kulübü son olarak Anzhi Makhachkala'da forma giyen golcü futbolcu Samuel Eto'o ile temasa geçti. Son haftalarda Luis Suarez, Gonzalo Higuain ve Alexandre Pato gibi üst düzey forvetlerle ilgilenen Fransız kulübünün dünyanın en çok kazanan futbolcusu olan (Yıllık 20.5 milyon euro) Eto'o için nasıl bir bütçe kullanmayı planladığı ise merak konusu.

· Euro 2012 C Grubu'nda mücadele edecek olan İrlanda, yıldız golcüsü Robbie Keane'den gelen sakatlık haberiyle üzülmüştü. Yapılan kontroller sonrasında tecrübeli oyuncunun durumunun ciddi olmadığı belirtildi. LA Galaxy forması giyen Robbie Keane, 53 golle ülkenin en skorer oyuncusu konumunda bulunuyor.

· Portekiz Kupası'nda son 2 sezonun şampiyonu Porto'yu eleyen Academica, finalde bu kupayı en çok müzesine götüren ikinci takım olan Sporting Lizbon'u devirerek ilk kez şampiyon oldu. Güçlü rakibi Sporting Lizbon'u 5. dakikada Marinho'nun attığı golle 1-0 mağlup eden Academica, böylece tarihinde ilk kez Portekiz Kupası'nı (Taça de Portgual) müzesine götürmeyi başardı.

Türkiye liglerinden haberler

· Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), işçilik bildirimi konusunda riskli grup içine koyduğu futbol kulüplerindeki alacaklarının peşine düştü. Buna göre Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Yönetim Kurulu'nca belirlenen kriterlere göre dağıtılan naklen yayın gelirleri izlemeye alınacak. Sigortasız personel çalıştıran ve prim borcunu ödemeyen kulüplerin naklen yayın gelirlerine el konulacak.

· Fenerbahçe'nin savunma oyuncusu Hasan Ali Kaldırım'ın transferi için Kayserispor ile anlaştığı yolunda çıkan iddialara sarı-kırmızılı kulüpten sıcak bir açıklama geldi. Transfer görüşmeleri için yurt dışında bulunan Kayserispor Genel Menajeri Süleyman Hurma, Hasan Ali Kaldırım'ın transferi için Fenerbahçe ile herhangi bir anlaşmanın bulunmadığını ve bu durumdan haberlerinin olmadığını dile getirdi.

· Spor Toto Süper Lig ekiplerinden Gençlerbirliği'nde, gelecek sezon için satılacak kombine kartların ücretleri belirlendi. Kulüpten yapılan yazılı açıklamada, kapalı tribünün 200, maratonun 100, kale arkası tribünün ise 75 TL'den satılacağı bildirildi. 2012-2013 sezonu kombine kart sahibi olmak isteyen taraftarlar haziran ayının ilk haftasından sonra başvuruda bulunabilecek.

· Mayıs ayı sonunda sözleşmesi sona erecek olan Bursaspor'un tecrübeli savunma oyuncusu Ömer Erdoğan yerel bir gazeteye açıklamada bulundu. Ömer Erdoğan, "İsmim artık Bursaspor ile özdeşleşti. Benim futbol hayatımın en güzel günleri yeşil beyazlı forma ile geçti. Tam 7 yıldır Bursaspor forması başarıyla giymeye çalıştım. Amacım kulübümün 50'nci yılında da formasını giymek" şeklinde konuştu.

· Orduspor'un dünyaca ünlü Arjantinli teknik direktörü Hector Cuper, futbolcularıyla daha iyi anlaşabilmek adına Türkçe öğreniyor. Cuper, Orduspor da Teknik Direktörlük görevinde Türk futbolcular ve çalışanlar ile daha rahat anlaşmak için İspanyolca-Türkçe sözlük ile çalışmalara başladı. Tecrübeli teknik adam, futbolda kullanılan terimleri de öğrenerek antrenman ve maçlarda kullanmaya başladı.
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Derbi kadar zor 03 Mart 2016
Düğüm çözülecek mi? 25 Şubat 2016
Skandalın daniskası 23 Şubat 2016
Maçın şifresi: Savunma 18 Şubat 2016
Öp Quaresma’nın elini 16 Şubat 2016
Taktik savaşı 11 Şubat 2016
Maça geç kaldılar 09 Şubat 2016
Ciddiyet şart 02 Şubat 2016