Salvoları bırak futbola bak

Cem TOP
Cem TOP SPOR ANALİZ cem.top@dunya.com

3 Temmuz'da gündeme bomba gibi düşen şike soruşturmasında 14 Şubat tarihi itibariyle yeni bir dönemece girdik. Bugüne kadar hep iddia makamının öne sürdüğü deliller üzerinden tartıştığımız konuyu, zaman geçtikçe savunmanın ortaya koyduğu argümanlarla daha net kavrayabileceğiz. "Zaman geçtikçe" yazmamın sebebi; bugünden konuyu tartışmaya açanların, ellerindeki eksik donelerle karşılıklı salvolarla başlayan süreci biraz aceleci değerlendirdiklerini düşünmemdir. Duruşmaların görülmeye başlandığı ilk gün Aziz Yıldırım'dan Mehmet Ali Aydınlar'a yöneltilen salvo, 24 saat sonra kontra bir açıklamayla karşılık buldu. Aziz Yıldırım'ın "Asla Fenerbahçe'ye başkan olamayacaksın." cümlesini demokratik kültürün neresine oturtmalı orası meçhul ancak Fenerbahçe Başkanı'nın ilerleyen duruşmalarda da sert bir tavır takınacağını bugünden anlayabiliyoruz. Aziz Yıldırım'ın ilk hedef olarak, süreçte rol alan Fenerbahçeli bir federasyon başkanını seçmesi kadar bir önceki açıklamasında "Ve maalesef birilerinin istediği gibi burada yargılananın aslında Fenerbahçe olduğunu, benim de hala Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı olarak huzurunuzda bulunduğumu, bu süreçte bir an olsun unutmayınız." demesi de "kişilerle kurumları ayıralım" görüşündeki -başta Mehmet Ali Aydınlar- futbol aktörleri için manidar. Buradan anladığımız kadarıyla; Aziz Yıldırım'ın görüşü, Mehmet Ali Aydınlar'ın sarı-lacivertlileri küme düşürmeyip cezayı Fenerbahçe Başkanı'na kesmekle kendi yolunu açmak istediği şeklinde. Buna mukabil Mehmet Ali Aydınlar da yaptığı yazılı açıklamada, "Ana hedefi ve stratejisi her satırından rahatlıkla anlaşılabilen, bu öfke ve hezeyan dolu açıklamanın, kendisinin içinde bulunduğu durum nedeniyle olduğuna inancımla birlikte, aslında gelinen noktaya dair çok fazla şeyin göstergesi olduğu düşüncesindeyim." diyerek bir nevi "kendi düşen ağlamaz" cevabını verdi.

İki ünlü ve güçlü Fenerbahçelinin dava süreci üzerinden yürüttükleri psikolojik mücadele doğal olarak kendisine pek çok takipçi, medyada da geniş yer buldu. Oysa tüm futbol dinamiklerinin dağılan kamuoyunu bir araya toplaması gereken bu dönemde ayrışmanın doruk noktasına ulaşmakta olduğunu üzülerek görüyoruz. Önce Anadolu takımlarının üç büyüklerinin dümen suyundan çıkma yönünde düzenledikleri Kulüpler Birliği toplantısı, daha sonra Bank Asya ve alt liglerinden gelen haykırış. Şurası kesin ki, Gençlerbirliği'nin duayen Başkanı İlhan Cavcav önderliğindeki yeni bir oluşum Federasyon Başkanlığı için Şenes Erzik'i uygun görüyor ve bu doğrultuda çalışıyor. Oysa üç büyüklerin katılımıyla yapılan bir başka toplantıdan "Federasyon başkanlığı yapanlar bir daha aday olmasın" görüşü de rahatlıkla çıkabiliyor. Beşiktaş ve Trabzonspor'un Şenes Erzik ismi üzerinde çekinceleri olduğunu biliyoruz. Mehmet Ali Aydınlar'ı da aday olması halinde alt liglerden gelen üyelerin desteklemeyeceği konuşuluyor. Sanırım futbol ailesi yine kendi işini kendi halledemiyor ve siyasi iradeden işaret bekliyor. Tabi tüm bunlar olurken de sorumluluk alması gerekenlerin şike soruşturmasını ve cezaların uygulanmasını savsakladıklarına kanaat getiren UEFA, Yunanistan'da otoritesini çok sert tedbirlerle gösteriyor. Üstelik Volou takımının CAS'a yaptığı itiraz da kolaylıkla reddedilebiliyor. Aslında süreçte kimsenin görmek istemediği, UEFA'nın takımların illa ki küme düşmesi yönünde bir talebi olmadığı. Suça uygun sportif cezalar (düşürme de olabilir puan silme de) ve çok daha önemlisi "kanserli hücre" olarak tanımlanan yöneticilerin (yani şike ve teşvik suçuna karıştığı sabit olanların) ömür boyu futbolun dışına atılmaları. "İç işlerine karışma ya da karışmama" konusundaki o ince çizgi, bizim kendi karar mekanizmalarımızı sağlıklı işletip işletemeyişimizle ilintili. Şurası kesin ki, Avrupa kupalarında önümüzdeki yılın planlaması üzerinde soru işareti olan takımlarla yapılmayacak. UEFA bu nedenle nisan ayı içerisinde Türkiye Futbol Federasyonu'ndan bir karar almasını bekliyor. Oysa biz karşılıklı restleşmeleri seviyor ve çözüm için formül üretmeye tercih ediyoruz. Bu yüzden yarın UEFA kendi karar mekanizmalarını harekete geçirirse, kimse suçu bir başkasına atmaya kalkmasın.

Dünya liglerinden haberler

· Tottenham'ın başarılı orta saha oyuncusu Tom Huddlestone'un ikinci kez ameliyat masasına yatacağı açıklandı. Daha önce bir kez ameliyat geçiren oyuncunun tedavi sürecinin oldukça iyi gittiği ancak bir kez daha ameliyat masasına yatması gerekeceği bildirildi. Huddlestone'un önümüzdeki sezonun hazırlık kampına kadar tam olarak iyileştirilmesi hedefleniyor.

· La Liga'da bu sezon bir türlü istediği performansı sergileyemeyen Villarreal'in yıldızı Borja Valero, lig lideri Real Madrid'in kendisiyle ilgilenmesinden dolayı çok mutlu olduğunu söyledi. Valero hakkında daha önce de Barcelona'ya transfer olacağı şeklinde iddialar basına yansımıştı. Geçtiğimiz hafta Granada'ya güzel bir gol atan 27 yaşındaki Borja Valero'nun 2015 yılına kadar Villarreal'le sözleşmesi devam ediyor.

· Milan efsanelerinden Paolo Maldini, Ligue 1'in flaş ekibi Paris Saint-Germain'de antrenörlük kariyerine başlamaya hazırlanıyor. 2009 yılında futbolu bırakan İtalyan efsanenin ismi, Carlo Ancelotti'nin çalıştırdığı PSG ile sık sık anılıyor. Hatta Maldini, Ancelotti'nin ilk maçı olan Toulouse karşılaşmasını bizzat yerinde takip etmişti.

· Geçtiğimiz sezon Borussia Dortmund'u Bundesliga şampiyonluğuna taşıyan Jürgen Klopp'a kulüp yönetimin duyduğu güveni CEO Hans-Joachim Watzke dile getirdi. Watzke, başarılı teknik adamın en az 2016 yılına kadar takımın başında olacağını kaydetti. 2008 yılında Mainz'dan Borussia Dortmund'a gelen Klopp, Bundesliga'da alınan galibiyetler açısından Ottmar Hitzfeld'in ardından ikinci sırada yer alıyor.

· İskoçya'nın köklü takımı Glasgow Rangers, faiziyle birlikte toplamda 49 milyon poundu aşan vergi borcu sebebiyle kayyum yoluna girdi. Rangers'ı geçen yıl Sir David Murray'den satın alan Craig Whyte, vergi sorununu halledememesi durumunda kulübün kayyuma devrinin ihtimaller dâhilinde olduğunu daha önce açıklamıştı. Kayyum kararının ardından Rangers'ın ligdeki şampiyonluk yarışında toplam 10 puanı silinecek.

· Fabio Capello'nun ayrılması ile beraber boşalan İngiltere Menajerliği koltuğu için ismi anılan Guus Hiddink'in, ülkesinde PSV'nin başına geçmeye hazırlandığı iddia edildi. 2007-2008 yılından bu yana Hollanda Ligi'nde şampiyon olamayan PSV; Dick Advocaat, Bert van Marwijk ve Louis van Gaal gibi isimlerle de görüşmelerini halen sürdürmekte.

Türkiye Liglerinden haberler

· CSKA Moskova, Arsenal, Atletico Madrid ve Ajax gibi takımların ardından Anzhi de Burak Yılmaz'ı takip eden takımların arasına girdi. Geçtiğimiz sezon yaptığı büyük atılımlarla dikkat çeken Rus ekibi, Roberto Carlos, Samuel Eto'o transferleriyle futbol basının gündemine gelmeyi başarmıştı. Bu sezon Trabzonspor forması altında 27 gole ulaşan Burak Yılmaz, takımının toplam attığı golün yarısından fazlasına imza attı.

· Beşiktaş'ın Portekizli yıldızı Ricardo Quaresma, siyah beyazlı takımdan ayrılmak istediğine dair basında yer alan haberleri yalanladı. Quaresma, Portekiz basınında yer alan parasını alamadığı için Beşiktaş'tan ayrılmak istiyor haberlerini yalanlayarak "Kimseye açıklama yapmadım. Biraz saygı görmek istiyorum. Herkes benim ağzımdan söylemediğim şeyler yazıyor." ifadelerini kullandı.

· Samsunspor Teknik Direktörü Mesut Bakkal, oyuncularıyla "Ankaragücü maçını kaybedersek siz de, ben de buraya dönmeyelim." şeklinde konuştuğunu söyledi. 23 puanla 17. sırada bulunduklarını hatırlatan tecrübeli çalıştırıcı, takım olarak çıkışa geçmek zorunda olduklarını bunu da en iyi oyuncularının bilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

· Spor Toto Süper Lig kulüplerinin TFF seçimiyle ilgili art arda yaptığı iki toplantıdaki görüşlerinden rahatsız olan Bank Asya 1. Lig Kulüpler Birliği çarşamba günü İstanbul'da toplanma kararı aldı. Bank Asya Lig kulübü başkanlarının yanı sıra 2. ve 3. Lig kulüplerini temsilen de birer temsilcisinin katılacağı zirveden çıkacak sonuç şimdiden merak ediliyor.

· Kayserispor teknik direktörü Şota Arveladze 34 maçlık maraton sonunda takımını ilk 8 takım içerisine (play-off'a) sokamadığı takdirde istifa edeceğini açıkladı. Açıklama Kayserispor camiasında şok etkisi yarattı. Kayserispor, bu sezon sonunda görevi bitecek olan Şota'nın mukavelesini daha önce 31 Mayıs 2014 yılına kadar uzatmıştı.

· Spor Toto Süper Lig'de geçtiğimiz sezon Galatasaray forması giyen, ancak sezon başında Orduspor'a kiralanan Stancu ve Culio, bu sezon takımlarını sırtlayan oyuncular oldular. Orduspor'un ligde oynadığı 26 maçta rakip takım filelerine gönderdiği 25 golün 9'unu Stancu, 4'ünü ise Culio kaydetti. Culio ayrıca en fazla asist yapan futbolcular sıralamasında da birinci sırada yer alıyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Derbi kadar zor 03 Mart 2016
Düğüm çözülecek mi? 25 Şubat 2016
Skandalın daniskası 23 Şubat 2016
Maçın şifresi: Savunma 18 Şubat 2016
Öp Quaresma’nın elini 16 Şubat 2016
Taktik savaşı 11 Şubat 2016
Maça geç kaldılar 09 Şubat 2016
Ciddiyet şart 02 Şubat 2016