Sallanan ülke Rusya
Rusya Federasyonu (Rusya) Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) mirasının üzerine oturan bir ülke. SSCB çöktükten sonra kalanlardan kendine Bağımsız Devletler Topluluğu’nu kurdu. Böylece büyük ağabey rolünü devam ettirmeye çalıştı. Etki alanı dışına çıkanları da, sahip olduğu doğal kaynakları kullanarak tehdit yoluyla hizaya getirmeye çalıştı/çalışıyor. Bunda da kısmen başarılı oldu. Ukrayna’yı parçaladı, Kırım’ı ilhak etti.
Rusya’yı uzun zamandır Devlet Başkanı Putin ve kendisine bağlı Medvedev ikilisi yönetiyor. Aslına Putin yönetiyor, Medvedev ona sadık kul pozisyonunda. Putin sağcı bir politikacı olmasına rağmen yeni SSCB hayali kuruyor. Bu hayallerine Rusya’nın eski sosyalist, yeni sağcı halkı da destek veriyor. Putin 2000 yılında ilk defa Başkan oldu, iki dönemin ardından Medvedev’le yer değiştirdi. Medvedev Başkan, Putin Başbakan oldu, 2012 yılında yapılan seçimlerde oyların %63’ünü aldı ve yeniden Başkan oldu. Bu uzun iktidar döneminde gösterdiği baskıcı yönetim nedeni ile kimileri ona “Yeni Çar” diyor.
Ülkeyi tek adam yönetince ülke dış politika ve iç politikadan, ekonomiye kadar tek bir kişinin “aklı” ile şekilleniyor. Putin her istediğini yapıyor. Rusya’da Putin destekli yeni zenginler türedi. Onların parasal gücünü de arkasına alan Putin, kendisine karşı olanları hainlikle suçlanıp, itibarsızlaştırıldı. Ancak bu oligarşik devlet kapitalizmi modelinin, rant kollayıcı ekonomik yapısı hızla ivme kaybetmeye başladı.
Aslında başka bir ülke olsa, bu kadar olumsuzluklar karşısında çoktan çökerdi. Ancak Rusya ayakta. Çünkü onun doğalgaz ve petrolü var. Bu iki doğal kaynaktan elde edilen gelir, ekonomiyi kısmen ayakta tuttuğu gibi, Putin’nin halkın bir kısmını yanına çekmesini de imkan veriyor. Yapılan sosyal yardımlar, Putin’e muhalif olanları susturmak için halk desteği sağlıyor.
Putin SSCB hayalini realize etmek için Ukrayna’da iç karışıklık çıkardı. Ancak bu eylemi yüzünden ülke zorda. Batılı ülkelerin uyguladığı ambargo, ABD destekli düşen petrol fiyatları Rusya ekonomisini sallıyor. 2014 yılının üçüncü çeyreğinin sonunda ekonomi geçen yılın aynı dönemine göre ancak %0,7 büyüdü, buna karşın enflasyon oranı ekim ayında %8,3’e ulaştı, bu olumsuz verilere karşın cari fazla azalarak da olsa devam ediyor (2012 yılında 71,3 milyar dolar olan cari fazlanın, 2014 yılında 58,1 milyar dolara, 2015 yılında ise 27 milyar dolara gerilemesi bekleniyor), ekim ayı sonunda cari fazla/GSYH oranı 2,9 düzeyinde.
2014 yılı biterken Rusya’da yatırımlar durmuş durumda, yurtiçi tüketim hızla azalıyor, askeri olmayan sanayi sektörleri (yiyecek sektörü dışında) çökmüş durumda, dolayısıyla yurtiçi talepte hızla düşüyor. Tüm bunların neticesinde 2012 yılında %3,4, 2013 yılında %1,3 büyüyen, 2014’ü %0,3’lük büyüme ile kapatacağı beklenen Rusya’nın, OECD’ye göre 2015’deki büyüme oranı sıfır olacak, yani hiç büyümeyecek. Rusya krize gidiyor.
Buna şaşamamak gerek. Çünkü tek adamın yönettiği Rusya, ekonomide, dış politikada yaptığı yanlış tercihlerin cezasını çekiyor. Özetle “aksak demokrasi, aksak ekonomi” demek. Bu da benim veciz sözüm olsun.