Salim Taşçı: Bunun adı tuğla ekonomisi

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Dağ taş konut oldu, olmaya da devam ediyor. Rezidanstan geçilmiyor. Toplu konut deseniz, aynı şekilde. Bir yandan da “Şu kadar konut açığı var, ilerde fiyatlar çok hızlı artacak” diye bir kamuoyu oluşturma çabası söz konusu. Kim, neye göre ve nasıl belirliyor bu konut açığını tam bilemiyoruz doğrusu, ama yapılmasına izin verilen ve yapılıp biten konutların sayısına bakıyoruz, durum pek de anlatıldığı, anlatılmak istendiği gibi gelmiyor bize. Ankara’da sektörün nabzını en iyi tutan bir isme, Salim Taşçı’ya soruyoruz, “Türkiye’de konut açığı mı var ya da oluşacak mı” diye; Taşçı tam tersine on büyük ilde 1.3 milyona yakın konut fazlası olduğunu belirtiyor ve gidişatın hiç de iyi olmadığının altını çiziyor. 

Gelin önce konut arzına ilişkin son verilere göz atalım.

TÜİK dün yılın ilk dokuz ayına ilişkin yapı ruhsatı ve yapı kullanma izin belgesi verilerini açıkladı. Rakamlar hızlı bir artışa işaret ediyor.

Yılın ilk dokuz ayında 591 bin konut için yapı ruhsatı düzenlenmiş; yani müteahhitlere bu kadar konut yapabilirsiniz, denmiş. Geçen yılın aynı dönemindeki 533 bine göre yüzde 10.8 artış var.

Bu yıl yapımına izin verilen bu konutlar, bir ya da bir buçuk yıl içinde tamamlanacak ve konut arzı olarak karşımıza çıkacak.

Bir taraftan da konut arzı almış başını gidiyor. İlk dokuz ayda 491 bin konut tamamlanmış ve kullanıma hazır hale getirilmiş, belediyeler de bu konutlar için yapı kullanma izin belgesi vermiş. Geçen yılın aynı dönemindeki 374 bine göre tam yüzde 31.2’lik bir artış söz konusu.

Dedik ya, dağ taş ev olmuş. Üstelik dokuz ayda kullanım izni verilen 491 bin konut, elbette yeni konutlar. Bunların ne kadarı satıldı, bilme şansımız yok. Bir de ikinci el konutlar var satışa çıkarılan; düşünün konut arzı nerelere varıyor.

Tablo böyleyken birileri çıkıp “Konutta talep patlayacak, fiyatlar alıp başını gidecek, elinizi çabuk tutun” diye piyasayı yönlendirmeye, kamuoyunu etkilemeye çalışıyor.

“İstanbul’a bir İstanbul daha ekleniyor”

Ankara’da Emlak Kralı olarak ün yapan Salim Taşçı’ya soruyoruz gidişatı. “Bu ekonominin adı bana göre tuğla ekonomisidir” diye başlıyor Taşçı değerlendirmesine ve şöyle devam ediyor:

“Türkiye’de kentsel dönüşüm adı altında dağa taşa ev yapılıyor. İstanbul’a bir İstanbul daha ekleniyor. Bankalar bu gidişle para kasalarının yanına iki kasa daha koymak durumunda kalacaklar. Biri gayrimenkul anahtarı kasası, biri araba anahtarı kasası. Bu su bu pilavı kaldırmaz. İspanya örneği ortada. Güneşi satıyoruz, diye caka satıyorlardı, şimdi ekonomik krizle boğuşuyorlar, 2.5 milyon konut fazlaları var.

Aynı durum Türkiye’de de olabilir. Tamam, inşaat sektörü ekonominin ilk üç sektöründen biri; ama, üretime dayalı değil ki. Parayı arsa sahipleri ve müteahhitler kazanıyor. İşçi asgari ücretle çalışıyor.

Bu gidiş iyi gidiş değil. Bu gidişle tuğlalar dökülür, gayrimenkul üç dört yıl sonra İstanbul başta olmak üzere dibe doğru gider. Türkiye’nin on büyük ilinde 1.3 milyona yakın konut fazlası oluştu. Bunu eritmek maharet ister. Eritseniz bile ne olacak ki, yine dağ taş ev yapılıyor.”

Altyapıya hiç önem verilmeden inşaat yapıldığına dikkat çeken Taşçı, “Garaj yok, altyapı yok, yollar garaj oldu. Büyük bölümü deprem bölgesi olan bir ülkeyiz. 50-60 il deprem tehlikesi altında. Bunu dikkate alan yok. Gidin Paris’e, Londra’ya, inşaattan önce altyapı hesapları yapılıyor” diye konuştu. Taşçı sözlerini, “İnşallah balon kısa zamanda patlamaz” diyerek noktaladı.

tablo2-015.jpg

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar