Sakin bir yaz beklerken
Seçimin ardından parlamentonun tam kadro çalışmaya başlaması, Hükümet'in kurulup diyalog içinde katılımcı bir yöntemle sorunların ve Yeni Anayasa için çalışmaların başlandığı sakin bir yaz bekleniyordu. Tutuklu milletvekillerinin Meclis'e gelmesi için tutukluluklarına son verilmesi yolunda mahkemeler karar almadı. CHP ve BDP sorun çözülene kadar Meclis'e gelmeyeceklerini açıkladılar. İktidar ise tutuklu milletvekillerinin sorunlarının çözümü için muhalefetin önce parlamentoya gelmesi gerektiğini ortaya koydu. Yeni bir çatışma dönemi ortaya çıktı. Şimdi yeni Meclis başkanından soruna çözüm arandığını ortaya koyan ve muhalefetin parlamento çalışmalarına katılmalarını sağlayan adım bekleniyor. Ancak, öyle sakin bir yaz dönemi başlayacak.
Yoğun bir seçim propagandası koşuşturmasının ardından seçim sonrasında sakin bir yaz dönemine girebileceğimizi düşünüyorduk. Miting alanlarında söylendiği gibi toplumsal mutabakat içerisinde katılımcı bir Anayasa hazırlığı çalışması bu sakin ortamda diyalog içerisinde başlayabilecekti. Seçim sonuçları da buna uygun çıktı. En çok oy alan iktidar partisi 330 milletvekilinin altında kaldı. Toplumun yeni Anayasa için iktidara "Toplumsal diyalog içersinde katılımcı bir yöntemle Anayasa hazırla" görevini verdiği yorumları yapıldı.
Başbakan seçim sonrası yeni balkon konuşmasıyla seçim dönemindeki kırgınlıkların geride bırakılmasını, ülke sorunlarına partilerin ortak çözüm aramasını istedi. Seçim döneminde açmış olduğu davaları geri çekti. Muhalefetten de seçim sonrası benzeri demeçler gündemdeydi.
İş dünyası da hızla yeni Hükümetin kurulacağı ve sorunların çözümü için harekete geçeceği düşüncesindeydi. Yapılması gereken reformlarla ilgili beklentilerini, çözülmesi gereken cari açık gibi sorunlarla ilgili önerilerini ortaya koyup, AB müzakerelerinde yeni ve hızlı adımlar atılması önerilerini dile getirdiler. Anayasa'nın toplumsal katılım ve diyalogla hazırlanmasının gerekliliğinin altını çizdiler. Uzun süredir siyasetin gerisinde kalan ekonominin gündemin ilk sırasına gelmesinin önemini de belirttiler.
Mahkemelerin hüküm giymemiş tutuklu milletvekili seçilen 8 kişinin geçen dönemdeki Sebahat Tuncel örneğinde olduğu gibi tahliye edilerek Meclis'e gelmelerinin yolunu açması bekleniyordu. CHP yönetimi de bu milletvekillerinin Meclis'e gelmesi sonrası yemin törenine katılacaklarını şartlı olarak açıkladılar. Ancak, öyle olmadı. Mahkemeler tutukluyken milletvekili seçilenlerin tutukluklarının devamına karar vererek Meclis'e gitmelerinin önüne set çekti.
CHP'liler, 2002 yılında o dönemde Recep Tayip Erdoğan'ın seçilmesinin önündeki engeli kaldırma girişiminde bulunduklarını, bu şekilde onun milletvekili seçilmesinin ve Başbakanlığının önünü açtıklarını hatırlatarak, tutuklu milletvekillerinin Meclis'e gelmelerinin önünü tıkayan bazı yasa maddelerinin değiştirilmesi için iktidardan işbirliği istediler. Ancak, iktidar başta Başbakan olmak üzere iktidar sözcülerinden, "Gelin Meclis'te yemin edin, sonra çözüm ararız" şeklinde oldu. Karşılıklı demeçler sonrası, Başbakan Erdoğan, en sert şekilde, "Tükürdüklerini yalayacaklar" diyerek tartışmaya yeni bir boyut kattı.
Pazartesi günü toplanan Meclis, 1983'te ANAP milletvekili olmasından bu yana Meclis'te olan, bakanlık görevlerinde bulunan ve uzlaşmacı tutumuyla tanınan Cemil Çiçek'i 322 oyla Meclis Başkanı seçti. Cemil Çiçek teşekkür konuşmasında sorunlara diyalog içinde yaklaşacağını, "Ellerin birbirlerine yumruk sıkılmış olarak uzatılmadığı bir dönem başlıyor" diyerek ortaya koydu. Cemil Çiçek'in seçilmesi CHP'liler tarafından da uzlaşma ve çözüm için olumlu görüldü.
Şimdi yeni Hükümet kurulmuşken, bir yandan da tutuklu milletvekillerinin sorunlarına Meclis Başkanı tarafından çözüm üretilmesi için adım atması dönemindeyiz. Ama bir yandan da iktidar sözcülerinin sert açıklamaları sürüyor.
Sakin bir yaz döneminin başlayabilmesi için 8 milletvekili ile ilgili bu sorunun aşılması yolunda umut verici bir gelişmenin gündeme gelmesi ve CHP ve BDP milletvekillerinin Meclis'e gelerek yemin etmeleri ve seçim sonrası oluşan parlamentonun tam kadro çalışmaya başlaması gerekiyor.
Dün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 61. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni açıkladı. Yeni hükümet önünde önemli meseleler ve reformlar olan bir döneme giriyor. Kendilerine başarılar diler, ekonominin gündemin ön sıralarında kalmasını arzu ederim.