Şakadanak 2: KOBİ'ler
Geçen hafta “Bir konuşmacı daha çıkıp da Türkiye katma değeri yüksek ürünler ihraç etmelidir; KOBİ’ler bu konuda gayret göstermelidirler; inovasyon ve R&G yapmalıdırlar” falan derse şakanadak bayılacağımı yazmıştım. Aslında şakanadak bayılma listemde başka şeyler de var. Söz gelimi, KOBİ’lere destek haberleri. Bu destek öyle bir hal aldı ki KOBİ’ler de şaşırdı. Daha önce de yazmıştım bu kadar desteğe benim gibi KOBİ’ler de şaşıyorlardır “hâlâ niye desteğe ihtiyacımız var?” diye. Mart–Mayıs 2013 tarihleri arasında Dünya Gazetemizde KOBİ Fetişizmi eleştirisini hem ben hem de kıymetli dostum Rüştü Bozkurt hoca dile getirmiştik. Bermutat sonuç rahmetli babamın güfte ve bestesini yaptığı tek eseri “Dolunca odama karanlıklar” nihavend şarkısında dediği gibi “Ben söyler ben dinlerim derdimi şarkı diye” oldu.
Türkiye’nin rotasyonla başkanlığına geçtiği G20 (T20) açılış toplantısında konuşan Sayın Babacan başkanlığımızın önceliklerini kapsayıcılık, uygulama ve yatırım olarak sıraladıktan sonra bakın kapsayıcılık konusunda ne demiş: “Kapsayıcılık başlığı altında birkaç önemli yeni temamız oldu. Bunlardan birisi KOBİ’ler. KOBİ temamız gerçekten çok geniş zemin buldu ve dün Bakanlar, Merkez Bankası Başkanları söz aldıkça gördüm ki kaç kişi KOBİ, KOBİ, KOBİ diyor. Dün akşam açıkladığımız sonuç bildirgesine bakın kaç yerde KOBİ geçiyor. Bu kadar yoğun bir KOBİ ilgisi G-20 gündemine ilk defa girdi, bundan mutluyuz ve üstelik coşkuyla sahiplendi herkes. Yani öyle hani Başkanın hatırını kırmayalım hadi, şu KOBİ’den bahsedelim; öyle değil. Dediler ki; bu çok önemli, iyi ki gündeme getirdiniz, çalışalım bu konuyu.” Ve de ekledi “Uluslararası Ticaret Odası’yla beraber bir dünya KOBİ Forumu / İttifakı -artık ismi çalışılıyor hâlâ- böyle bir yeni yapı kuruyoruz. Odalar ve Borsalar Birliği’nin kurucu olarak içinde yer aldığı, tüm dünya KOBİ’lerin tek bir sesi haline gelecek bir yapı üzerinde çalışıyoruz.” Benim şakanadak bayılacağım uyarım o tarihte henüz yayınlanmamıştı. Bu nedenle Sn. Babacan’a serzenişte bulunmuyorum. KOBİ’lere müjdeler olsun artık bir de Dünya KOBİ Forumu var. Vallahi var, kurdelesi kesilirken resimlerle sabit.
1989 yılında Uluslararası Ticaret Merkezi'ne girdiğimde önüme Global SME (KOBİ) meselesini koydular. 2009 Yılına kadar hemen hemen full-time bununla uğraştım. Dünyada sayısı binlerle ifade edilen KOBİ destek örgütlerinin dişe dokunanlarıyla (bunların bir çoğu sırf desteklerden destek almak için kurulmuştur) ve iki düzineyi aşkın ülkede KOBİ yöneticileriyle konuştum; sayısını, yazarlarını, teşkilatlarını sayıp yazsam yazı işlerinden fırça yiyeceğim uzunlukta bir liste oluşturacak rapor okudum; bilen bilmeyen, uzman, yarı uzman, naylon uzmandan teşhis, tedavi dinledim. Araştırmalar yaptırttım; yapılan araştırmaları okudum. Sizin anlayacağınız dostlar ben bu KOBİ işinde piştim, doldum. Sonunda ITC’nin CTAP ve LOAN-COM programlarını tasarladım, geliştirdim ve emekli olana kadar da başında durdum. Övünmek gibi olsun bu KOBİ destek işini bilirim. Onun içinde bir kere daha KOBİ’lerin neye ihtiyacı var konuşması, KOBİ’lere destek örgütü konuşması dinler, makalesi okumak zorunda kalırsam şakanadak düşüp bayılacağım. İlgililerden ricam benim bu yaşımda şakanadak düşüp bayılmanın yüksek riskini düşünerek bana bir iyilikte bulunsunlar.
“Tamam da ne yapalım yani?” diye soruyorsanız anlatacağım isteyen dinlesin ama bu konuda son defa yazacağım. Yoksa kendi sesimden, kendi yazılarımdan da gına geldi. Önce siz “Eee biz bunları zaten biliyorduk” demeden ben söyleyeyim. Elbette biliyorsunuz. Zaten herkes bildiği için bir kere daha dinler veya okursam şakanadak bayılacağım diyorum.
Önce KOBİ’ler hakkındaki üniversal, birbiriyle bağlantılı iki doğru ve bir de dış realite: (1) KOBİ yöneticilerinin büyük bir çoğunluğu girişimciliği öğretecek kadar bilgi ve deneyim sahibidirler ama yöneticilik konusunda eksiklikleri çoktur; buna bağlı olarak (2) Çoğu ne yapılması gerektiğini kendi işleri konusunda ukalalık eden danışmanlardan daha iyi bilirler ama nasıl yapılacağı konusunda eksiklikleri vardır; ve KOBİ’lerin dışında olan (3) KOBİ’lerin iş yaptıkları ekonomik ve yasal çerçeve genellikle her zaman ters tepen, onların kolay para kazanmalarını sağlayacak önlemleriyle bezendirilmeye çalışılır. Bunun yerine bu çerçeve zor paranın kolay kazanılmasını sağlayacak önlemlerle düzenlenmelidir. Bunlardan başka sorun ararsanız KOBİ’lerin sorunları konusunda sayfalar doldurursunuz ama en azından ben okumam.
KOBİ yöneticileri bu sorunların farkındadırlar. Ancak birincisini çözmeye vakitleri ikincisini çözmeye kaynakları yetmez (kaynak derken insan, mali, bilgi, enformasyon ve ilişkilerden bahsediyorum.) Üçüncüsü ise onların dışında genellikle gelişmiş Batı ülkeleri hariç yaygın bir makro çarpıklığın düzeltilmesini gerektirir. Bu nedenlerle de bu ülkelerde KOBİ sorunlarının çoğu bir türlü çözülemez. Yani KOBİ’lere destek sunacaksanız sunduğunuz destek (1) Vakitlerini ziyan etmeden yöneticilik becerilerini arttıracaksınız; (2) Hangi kaynağın ne için kıt geldiğini teker teker hesaplamadan ucuz/bedava kaynak sunmayacaksınız; ve (3) Beceriksizliği örtecek kolay para kazanma önlemleri yerine zor parayı kazanmayı kolaylaştıracaksınız. Son kez anlatacağım istemeyen dinlemesin.
Sağlıcakla kalın.