Sahte veya yanıltıcı belge düzenleme veya kullanmanın sonuçları
DÜNYA Gazetesi'nin salı günü yayınlanan sayısında alt firmalarında olumsuz tespit bulunan mükelleflerle ilgili çalışmalar ve konunun hukuki durumu konulu yazı yer almıştı. Bu yazı dolayısiyle konunun onemli unsurları olan sahte ve yanıltıcı belgeler ve yarattığı sonuçlar üzerinde durmanın yararlı olacağı düşünüldü. Bugün yanımızda konu üzerinde duracağız.
Sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge
Vergi Usul Kanunu'nun 229 - 237'nci maddelerinde mal teslimi veya hizmet ifalarında fatura, perakende satış dışı, serbest meslek makbuzu gibi bir mal belgelerin düzenlenmesi mecburiyeti getirilmiştir. Bu belgelerin gerçek işlemleri yansıtması gerekir. Ancak gerçek durumu gizlemek amacıyla tamamen sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlenmesi de ülkemizde sıkça görülmektedir.
VUK'nun 359'uncu maddesinde bu belgeler şöyle tanımlanmıştır. Sahte belge, gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgedir. Muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge ise, gerçek bir muamele veya duruma dayanmakla beraber bu muamele veya durumu mahiyet veya miktar itibariyle gerçeğe aykırı şekilde yansıtan belgedir.
Sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge kullanma nedenleri
Sahte veya içeriği itibariyle yanıltıcı belge düzenlemenin bir çok nedenleri var ise de, başlıcalarını "(a) çıkar sağlama, (b) faturasız mal ve hizmetlere fatura sağlama, (c) karapara aklama, (d) dolandırma" olmak üzere dört ana neden olarak sayabiliriz.
(a) Çıkar sağlama
Özellikle vergi kaçırmak amacı ile vergi yükümlüleri tarafından çokça uygulanmaktadır. En çok bu amaçla gerçeğe uygun olmayan belgeler düzenlenmekte ve kullanılmaktadır.
Naylon fatura adı verilen içeriği itibariyle yanıltıcı belge, ülkemizde yasa dışı ticari bir faaliyet haline getirilmiştir. Naylon fatura düzenleyenler düzenledikten sonra ortadan kaybolsa bile, naylon faturayı kullananlar fail olarak, tespiti ve ulaşılması kolay olmaktadır. Çoğu kez düzenleyenlere ulaşılamamaktadır.
(b) Faturasız mal ya da hizmetlere fatura sağlama
İşletmeler, işletmelerinde faturasız mal bulundurdukları gibi, bir kısım ürettikleri mal veya hizmetlerin girdileri için faturaya ihtiyaç duymaktadırlar. İhtiyaç duydukları faturaları naylon fatura temin ederek faturalı hale getirdiklerine kendilerini inandırmaktadırlar. Vergi incelemesi söz konusu olmazsa, amaçlarına ulaşmakta, ama vergi incelemesi yapıldığında yapılan hatalı işlemler ortaya çıkarılmakta ve ağır bir bedelle karşılaşmaktadırlar... İncelenme oranlarının ülkemizde düşük olmasından cesaret alınmaktadır.
(c) Karapara aklama
Kaynağını "mal", "hizmet", "gayri menkul" ya da "menkul" satışına bağlayabilmek için olmayan varlıklar üzerine satış faturaları düzenlemek suretiyle karapara aklaması yapılabilmektedir. Bu girişimlerde fail olarak nitelendirilmek inceleme olup olmamasına bağlıdır.
(d) Dolandırma
Kamuya mal ya da hizmet satmaksızın sahte belgelerle devlet hazinesinden para alma fiillerini içermektedir. Sıkça rastlanmasa da zaman zaman kamu çalışanlarıyla da işbirliği yapılarak sahte veya yanıltıcı belge düzenleyenlerce bu yola başvurulabilmektedir. Katma değer vergisi iadesi işlemlerinde sıkça rastlanan bir durumdur. Kamu çalışanlarının ve emeklilerin belge karşılığı fatura toplama zorunluluğu yürürlükten kaldırılmıştır. Ancak, ihracatta KDV iade işlemlerinde halen devam etmektedir. Sonuçta dolandırılan devlettir. Mükelleflerin ödediği vergilerdir.
Düzenlenen bu belgeler vergi mükelleflerince bilerek ya da bilincinde olmadan kullanılabilmektedir. Anılan belgeleri düzenleyenlerin kasti hareket ettiklerinde şüphe yoktur. Ancak kullananlarda kastın varlığı her zaman açık olmayabilir. Özellikle büyük işletmelerde üst yönetimin her belgeyi bilmeleri mümkün olmaz.
Son şekli itibariyle VUK 359'uncu maddenin eski haline göre taşıdığı önemli bir farklılık, eski hükümdeki, sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgenin bilerek kullanılması şartındaki "bilerek" sözcüğünün kaldırılmasıdır. Buna göre, herhangi bir tedarik ile ilgili alış belgesinin sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı olması hürriyeti bağlayıcı ceza için yeterlidir. Vergi ziyaı da doğmuş olduğunda mükellef hakkında ayrıca vergi ziyaı cezası üç kat olarak uygulanacaktır. Kasıt unsurunun aranmaması önemli bir eksikliktir.
4369 sayılı kanunla yapılan yukarıdaki değişikliğin uygulamada yarattığı sakıncalar, "bilerek kullanma" şartının bu defa idari yorumla yeniden getirilmesini gerektirmiştir. 306 no'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği açıklamasına göre, inceleme elemanlarınca sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgenin bilerek, istenerek kullanıldığı sonucuna varılması halinde ceza mahkemelerinde yargılama için, vergi suçu raporu düzenlenecektir.
Sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleme veya kullanmanın sonuçları
Adli para ve hapis cezaları
Vergi Usul Kanunu'na göre düzenlenmesi gereken belgelerin asıllarını veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenler veya bu belgeleri kullananlar, üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar.
Muhteviyatı (içeriği) itibariyle yanıltıcı belgeleri düzenleyenler veya bunları kullananlar hakkında 18 aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Ayrıca sahte veya yanıltıcı belgelerin kullanılması nedeniyle vergi ziyaı da meydana gelmişse vergi ziyaı cezası üç kat olarak kesilir.
Pişmanlık hükümlerinden yararlanarak (VUK madde 371) durumu vergi dairesine bildirenlere bu cezalar uygulanmaz.
Katma değer vergisi uygulamalarına etkileri
KDV mükelleflerinin mal ve hizmet alımları ile ilgili olarak adlarına düzenlenen belgelerin sahte veya yanıltıcı nitelikte olması halinde, bu belgelerde yazılı KDV tutarlarının satışları nedeniyle tahsil ettikleri KDV'den indirmeleri kabul edilmez. Mal ve hizmet ihracı nedeniyle iade alınacak KDV hesabında da dikkate alınamaz.
Sahte veya yanıltıcı belge kullanımının artması Gelir İdaresi'ni önleyici tedbirler almaya sevketmiştir. Bu tür belgeleri düzenleyenler, kullananlar ve durumu şüphe uyandıran mükellefler gruplanarak izlemeye alınmıştır. Bu çerçevede son dönemlerde vergi daireleri tarafından mükelleflere gönderilen yazılarda; geçmiş yıllarda mal aldıkları firmalar hakkında olumsuz tespit (Kod'a girmiş firma) bulunduğu belirtilerek 84 seri no'lu KDV Genel Tebliği uyarınca düzeltme beyannamesi verilmesi ya da açıklama yapılması istenmektedir.
Vergi dairesi yazıları, ihracat istinası işlemleri olsun ya da olmasın bütün mükelleflere gönderilmektedir. Oysa kod yazılarının hukuki temelini oluşturan 84 no'lu KDV Tebliği'nin KDV iade talebi olmayan, istemeyen ve teslimleri tamamen yurtiçi olan firmalarla hiç bir bağlantısı yoktur.
84 no'lu KDV Genel Tebliği'nin başlangıcındaki "Kapsam ve dayanak" paragrafında; bu tebliğin, KDV Kanunu'nun 11'inci maddesinin a, b ve c bendinde belirlenen ihracat ve ihratcat sayılan işlemlerden doğan katma değer vergisi iadesi taleplerinin değerlendirilmesi ve sonuçlandırılmadına ilişkin esasları düzenlediği açıkça belirtilmiş ve bu işlmeler de tek tek sayılmıştır.
KOD'a girmenin ekonomik etkileri
Sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge kullananlara uygulanan vergi ziyaı cezası ve hapis cezasının dışında da bazı müeyyideler uygulanmakta, bazı istenmeyen sonuçlar ortaya çıkmaktadır.
KDV iade istekleri, iadesi talep edilen verginin 4 katına kadar teminat mektubu alınmak veya her hal ve takdirde vergi denetim elemanlarınca düzenlenecek olumlu incelem raporu karşılığında yerine getirilebilmektedir. Bazı hallerde YMM raporuna göre iade yapılmamaktadır.
Yatırımlarda devlet yardımları hakkında kararlar çerçevesinde Yatırım Teşvik Belgesi, vergi, resim ve Harç İstisna Belgesi alamazlar ve bu kararlara göre uygulanan devlet yardımlarından yararlanama söz konusu olabilr.
Sahte belge düzenleyenler banka ve sigorta şirketi kuramazlar ve kurulanlarda ortak, yönetim ve denetim kurulu üyesi olamaz. Factoring şirketi, leasing şirketi, döviz bürosu ve borsada aracı kurum kuramazlar. Kurulu olanlara ortak olamaz, yönetim ve denetim kurulu üyesi olarak görev alamaz.
Sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge kullanılması halinde ortaya çıkan vergi ve üç katı vergi ziyaı cezasında uzlaşma yolu kapalıdır.
Yukarıdaki hususlar yanında, kod'a girdiği müşterileri tarafından öğrenilen firmaların mallarını satmaları güçleşmekte, çoğu müşteri kod'a girmemiş rakiplere yönelmektedir.