Sahne bir kez daha Merkez Bankaları’nın
Enflasyon ve durgunluk endişeleri arasında sıkışan küresel piyasalarda bu hafta gelişmiş ülke merkez bankaları bir kez daha sahneye çıkıyor. Son açıklanan TÜFE rakamlarıyla birlikte enflasyonun tepe yaptığına dair artan beklentiler ile nefes alan piyasalarda bu hafta üç büyük merkez bankası Fed, ECB, BoE toplantılarıyla bir kez daha ana gündem maddesi olacak.
Piyasalarda gözler Fed’de
ABD’de enflasyon son aylarda düşüşe geçmekle birlikte Fed’in (ABD Merkez Bankası) hedeflediği %2 seviyesinin hala oldukça üzerinde kalmayı sürdürüyor. Fed başkanları yaptıkları her açıklamada enflasyonu düşürmenin ana hedefleri olduğunun altını çizerken piyasaların erken bir rehavete kapılmaması için ellerinden geleni yapmaya devam ediyorlar. Bir önceki toplantı sonrası yayınlanan ve Fed üyelerinin faiz beklentilerini yansıtan nokta grafikte üyelerin %5.1 seviyesinde oluşan faiz hedefi, Fed’in faiz artış sürecinde sona yaklaştığı konusunda beklentileri güçlendirdi. Fed’in önümüzdeki iki toplantıda daha 25 baz faiz artırmasının ardından faiz artırımlarının yavaş yavaş gündemden çıkacağını ancak 2023 yılı boyunca, gerçekleştirilen faiz artırım sürecinin enflasyon ve ekonomik büyüme üzerindeki etkilerinin konuşulmaya devam edeceğini düşünüyoruz.
ABD ekonomisinde yumuşak iniş senaryoları
Piyasadaki son dönem fiyatlamalara baktığımızda, ABD ekonomisinin, resesyona girmeden bir yumuşak iniş ile faiz artırım döngüsünü tamamlayacağı beklentisi hakim görüş konumunda. Son açıklanan veriler de bu görüşü destekler nitelikte gerçekleşiyor. Ülke ekonomisi, 2022'nin 4'üncü çeyreğinde yüzde 2,9 ile beklenenden fazla büyürken, yeni konut satışları da Aralık 2022'de aylık yüzde 2,3 artışla 616 bine çıkarak 4 ayın en yüksek seviyesine ulaştı.
Ülkede kişisel tüketim harcamaları büyümesi yıllık bazda yüzde 2,1'e gerilerken, enflasyonda düşüş eğiliminin de devam ettiğini teyit etti. Son dönemde enflasyon ve enflasyonu tetikleyen kalemlerdeki yavaşlama eğilimi Fed’in faiz artırım sürecinde son yaklaştığı yönündeki fiyatlamaları haklı çıkaracak yönde. Bununla birlikte hala, enerji ve gıda fiyatlarından kaynaklanabilecek risklerin masada olduğunu gözden çok uzak tutmamak gerekiyor.
ECB’nin sıkı duruşu sürecek mi?
Faiz artırım döngüsüne daha geç katılan ama son aylarda hızını artıran ECB (Avrupa Merkez Bankası) de 2 Şubat’ta toplanacak. Euro bölgesi, yüksek enerji fiyatları ve sıkılaştırılan para politikasının etkisiyle son aylarda ciddi bir yavaşlama eğilimine girmiş durumda. Birbirinden farklı dinamikteki ülkeleri barındıran bölgede yaşanan faiz artırım döngüsünün etkileri de ülkeden ülkeye farklılıklar gösteriyor.
Bunula birlikte son açıklanan rakamlar, bölgedeki olası resesyonun başlangıçtaki beklentiler kadar yıpratıcı ve uzun süreli olmayacağı yönünde. IMF, bölge ekonomisinin bu yıla ilişkin büyüme tahmini yüzde 0,5'den yüzde 0,7'ye yükseltilirken, 2024 yılı tahmini yüzde 1,8'den yüzde 1,6'ya revize edildi.
Daha önce bu yıl yüzde 0,3 küçülmesi öngörülen Almanya ekonomisinin büyüme tahmini yüzde 0,1'e çıkarılırken, benzer şekilde bu yıl yüzde 0,2 daralması beklenen İtalya ekonomisinin büyüme tahmini de yüzde 0,6'ya yükseltildi. Son aylarda doğalgaz ve elektrik fiyatlarındaki hızlı geri çekilmeyle enflasyon konusunda da rahat bir nefes alan bölge ekonomisinde enflasyonun hala tarihi yüksek seviyelerde olması ise ECB’nin bir süre daha sıkı duruşunu koruyacağı yönündeki beklentileri kuvvetlendiriyor. Bu paralelde bu hafta gerçekleşecek toplantıda ECB’den bir 50 baz puanlık artırımın daha gelmesi sürpriz olmayacaktır.
Küresel piyasalar kayıpları telafi edecek mi?
Özetle merkez bankalarının enflasyonla mücadele konusunda belli bir yol kat ettikleri son dönemde açıkça gözlenmekle birlikte daha atılacak adımların olduğu da su götürmez bir gerçek. Büyük resimde piyasalar ise artık bardağın dolu tarafını fiyatlama aşamasına geçmiş durumda ve zaman zaman volatilite artsa da geçen yıl boyunca yaşanan kayıplarını kısmen de olsa telafi çabasının ön planda olacağını düşünüyoruz.