Sağlıkta dönüşüm en çok hastanelere yarıyor
Sağlık ve sosyal güvenlik sistemi on yılı aşkın bir süredir aşamalı bir dönüşüm yaşıyor. Sosyal güvenlik temelde tek çatı altına toplanırken Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) bir numaralı aktör haline geldi. Uygulamalar bir yanıyla özelleşmeyi teşvik ederken, diğer yandan sağlık kurumlarına erişimi kolaylaştırdı.
Bu uygulamalar özellikle SGK’nın harcamalarında hızlı bir artışa yol açınca bu kez bazı sınırlamalar devreye sokuldu. Sağlık harcamalarındaki artışı sınırlamaya yönelik bu uygulamaların özellikle ilaç ve diğer sağlık gereçleri alanında etkili olduğu TÜİK rakamlarından da görülüyor.
2009 yılında kişi başına ilaç ve tıbbi gereç harcaması 278 liraya kadar çıkmıştı. Sonraki yıllarda kişi başına ilaç ve tıbbi gereç harcaması, bu düzeyin hep altında kaldı. Geçen yıl kişi başına ilaç ve tıbbi gereç tüketimi yüzde 6.4’lük bir düşüşle 257 liraya indi. Bu rakam 2009’daki zirvenin de yüzde 7.4 altında bulunuyor.
Sağlıkta dönüşüm, klinikler ve doktorlar tarafından verilen ayakta bakım hizmetleri alanındaki harcamalarda da hızlı bir artışa yol açtı. 2004 yılında 65 lira düzeyinde bulunan kişi başına ayakta bakım harcaması, 2012’ye kadar neredeyse üçe katlanarak 182 liraya kadar çıktı. Ancak geçen yıl klinik ve doktorlardan alınan ayakta bakım hizmetlerindeki artışta da kayda değer bir duraklama gerçekleşti. Önceki iki yılda hızlı bir artış gösteren kişi başına ayakta bakım harcamaları, geçen yıl sadece yüzde 2.7 oranında arttı.
Buna karşın kişi başına hastane harcamalarındaki artışın tempo kaybetmeden devam ettiğini görüyoruz. Kişi başına hastane harcamalarındaki artış, kriz yılı olan 2009’daki duraklama ve 2010’daki ılımlı artış dışında düzenli ve hızlı bir artış sergiliyor.
2005 yılında kişi başına hastane harcamaları hemen hemen ilaç ve tıbbi gereç harcamaları ile aynı düzeydeydi. 2012 yılına gelene kadar kişi başına hastane harcamaları, ilaç harcamaları ile arasındaki makası sürekli açarak farkı yüzde 70 düzeyine çıkardı.
TÜİK verileri, ilginç bir çelişkiyi de ortaya koyuyor. Son yıllarda ilaç tüketimi yerinde sayarken doktor ve hastane harcamaları hızla artıyor. 2009 yılı sonrasında kişi başına ilaç tüketimi yerinde sayarken, hatta gerilerken doktor ve hastane harcamalarının oldukça hızlı bir şekilde artmaya devam etmesi. Kişi başına ilaç tüketimi yaklaşık aynı düzeyde kaldığına göre hastalanma hızının yaklaşık olarak aynı kaldığı anlaşılıyor. Buna rağmen doktor, klinik ve hastane harcamaları hızlı bir şekilde artıyor.
Bu durum hastanelerin cari harcamalar içindeki payının artışında da kendini gösteriyor. 2002’de cari harcamalar içinde hastanelerin payı, yüzde 33 düzeyindeydi. 10 yıl içinde bu pay yarı yarıya artarak yüzde 45’i buldu. Son iki yılda hastanelerin payı her yıl ikişer puan arttı. Ayakta bakım hizmeti sunan doktor ve kliniklerin toplam cari sağlık harcamalarındaki payı 2002’de yüzde 19.8 iken, 10 yıl sonunda yüzde 18.7’ye indi. İlaç ve tıbbi gereç harcamalarının payı ise 2002’de yüzde 38.6 iken 2012’de yüzde 26.5’e düştü.
Bu veriler sağlıkta dönüşüm sürecinden en karlı çıkan kesimin hastaneler olduğunu gösteriyor. Bunun bir nedeni sağlık kurumlarına erişimin kolaylaşması, ikinci nedeni de sistemin giderek ticarileşmesi.