Sağlıkta da 'birliktelik' yok
AYRINTI / Ferit B.PARLAK [email protected] Sektör temsilcilerini biraraya getirerek yaptığımız ortak akıl toplantılarının sonuçları, birliktelik kültürünü geliştiremediğimizi, geliştirmek için ise çaba harcamadığımızı gösteriyor. Sağlık sektörünün temsilcileriyle yaptığımız sohbet toplantısında da maalesef aynı sorunla karşılaştık. Öncelikle, özel sağlık kuruluşlarının bugünkü sıkıntısını özetleyeyim. 2002 yılından itibaren uygulanan özel sağlık tesislerinin kurulmasını teşvik eden politikalar, milyarlarca dolarlık yatırımın yapılmasını sağladı. Yatırımlar inanılmaz bir hızla devam ederken, 2008 yılının başında Sağlık Bakanlığı, Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Sağlık Kuruluşları Yönetmeliği ile özel Hastaneler Yönetmeliği'nde değişiklikler yapan yeni bir yönetmelik yayınladı. Sektörde "15 şubat yönetmeliği" olarak bilinen bu düzenleme, özel hastanelerin yeni bina yapımından, yeni personel alımına; tıbbı cihaz alımına kadar bütün yatırımlarını durdurmasına neden oldu. Kısacası milyarlarca dolarlık yatırımın geleceği, neden alındığı tam olarak bilinemeyen bir kararla belirsizliğe sürüklendi. Farklı görüşler olmasına rağmen sektör temsilcilerinin geneli personel alımına izin verilmesini, yatırımları başlamış ancak ön izni alınmamış hastane yatırımlarının devam etmesini, cihaz alımlarının serbest bırakılmasını istiyor. Ve yine geneli, merkezi ve kamu eliyle yapılacak bir planlamanın yanlış olacağı görüşünde birleşiyor. Tüm bu görüşlerin yanısıra merkezi planlamayı savunanlar da var. Sektörün serbest piyasa koşullarında, rekabetçi bir yapıda büyümesini isteyenlerin sayısı da az değil. Sektör temsilcilerinin zıt görüşleri, kararsız ve dağınık duruşu; karar alıcıları olumsuz etkileyecek ve sektöre danışılmadan alınan kararların uygulamasını kolaylaştıracaktır. Turizmde tüm dünyanın örnek aldığı İspanya'da, İspanyol turizmcileriyle sohbet etme şansı bulmuştum, geçtiğimiz ay. Tarihi, kültürü, doğası, binlerce kilometrelik kıyı şeridi, coğrafik özellikleri nedeniyle Türkiye'nin milyonlarca turist çekebilecek potansiyele ve dünyanın hiçbir ülkesinde bulunmayan lüks otellere ve yatak kapasitesine sahip olduğunu belirtmiş ve bu özellikleri nedeniyle birkaçyıl içinde İspanya'yı geçebileceğini itiraf etmişlerdi. Birliktelik kültürü ve ortak karar alma mekanizmasının gelişmemesi ise ispanyol rakiplerimizin korkularını törpüleyen tek parametre olarak ön plandaydı.