Sağlık Bakanlığı sağlık sistemini yok ediyor

Yavuz DİZDAR
Yavuz DİZDAR [email protected]

SAĞLIKLI YAŞAM / Dr. Yavuz Dizdar Sağlık Bakanlığı inanılmaz bir uygulamaya daha imza attı ve özel sağlık hizmetlerini zaptı rapt altına almak için kolları sıvadı. Mesele sadece özel sağlık hizmetleri olsa, bir yere kadar anlaşılır olabilir ama uygulamanın bütününe baktığınızda, esas amacın doktorları ve sağlık personelini "kelimenin tek anlamıyla" bitirmek olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla genel olarak bakıldığında yasa tasarısı sadece hekimleri ilgilendirmiyor, derdine deva arayan herkesin ortak sorununa dönüşüyor. Sağlık sisteminin orta ve küçük boy işletmelerini ortadan kaldırıp sadece büyük hastane gruplarına alan açacak bir yaptırımlar zincirinden söz ediyoruz. Yasa tasarısı ana hatlarıyla şöyle: Orta ve küçük boy sağlık işletmelerinin açılması durduruldu. Üstelik bu işletmelere çalışan alınması ya da çıkarılması "aynı gün içinde" ifadesiyle olanaksız hale getiriliyor. Özel teşebbüs istediği yerde sağlık kuruluşu açamıyor, devletin göstereceği yerde açmak zorunda bırakılıyor. Kamuda hizmet veren hekimlerin muayenehanede çalışmaları yasaklanıyor. Ama daha vahimi muayenehanesi olan hekimlerin, muayenehanelerinde aşı dahil hiçbir girişimi yapamayacakları, dahası hastanelerde de çalışamayacakları, dolayısıyla sadece hasta muayenesi yaparak yaşamlarını kazanabilecekleri saptaması getiriliyor. Sağlık personeli işsiz kalacak Lütfen elinizi vicdanınıza koyarak düşünün, bu denilenlerin hak, hukuk ve akıl çerçevesinde yapılmasının olanağı olabilir mi? Örneğin eşiniz hamile, bir doğum uzmanı buluyorsunuz ve dokuz ay takip ediliyor. Derken doğum geldiğinde doktor, "Ben yaptıramam, zira hastanede çalışmam yasak" diyor. Siz bu durumda o doktorun muayenehanesine neden gideceksiniz ki? Şimdi bu yasanın işletilmesi durumunda olacakları adım adım anlatalım. Aslında senaryoyu sizinle aylar önce "doktorunuza sahip çıkın" diyerek paylaşmıştık. O zaman altını çizdiğimiz bütün olumsuz noktaların bugün mislisiyle gerçekleştiğini görmekten dolayı üzgünüz. Tam gün yasasının çıkmasıyla birlikte üniversite ve devlet hastanelerinin en iyi kadroları bu görevlerinden ayrılmak zorunda kalacaktır. Zira devletin bu "en iyi" hekimler grubuna muayenehaneden kazandıkları ücretin yakınında bir rakam teklif edebilmesi bile mümkün değildir. Bu durum bir kere kamudaki yetkin kadroların boşalmasına ve sağlık hizmetlerinin ve eğitiminin ileri derecede zayıflamasına neden olacaktır. Muayenehanelerin kapanması durumunda ise ciddi bir sağlık personeli işsizliği ortaya çıkacaktır. Zira bugün için Türkiye'de hizmet veren yaklaşık 25 bin muayenehane ve üç bin dal merkezi, en az 150 bin kişiyi istihdam etmektedir. Amaç üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek Olan bitenin "hür teşebbüsü" desteklemekle hiçbir alakası olmadığı açıktır. Orta ve küçük boy sağlık kuruluşları da zapt-ı rapt altına alındığına göre, bu düzenlemenin tek amacı büyük sağlık gruplarını desteklemek, doktorlar üzerindeki ellerini güçlendirmek olarak görülmektedir. Doktorun çalışma koşulları bu kadar kısıtlandığında, muayenehanecilik yapması bile disiplin altına alındığında, oluşturulan yeni ortamdan kazançlı çıkacak tek kol büyük sağlık gruplarıdır. Bir sonraki aşamada, doktor açığı doğduğu ileri sürüldüğünde de, sorun dışarıdan vasıfsız doktor getirilerek çözülmeye çalışılacaktır. Hastalar yeterliliği kısıtlı, hatta dilini bile anlamayan hekimlerle sorunlarını çözmeye çalışacaktır. Görünen odur ki, amaç üzüm yemek değil, bağcının dövülmesidir. Nitekim Sağlık Bakanlığı'nın "doktorlara söyleyin, çok fazla gecikmeden çocuklarını özel okullardan almaya başlasınlar" şeklindeki "dostça" uyarılarda bulunduğu ayan beyan konuşulmakta. Şimdi yeniden hatırlatmak zorundayız; "ey sevgili okurum, lütfen doktoruna ve sağlık hakkına sahip çık!"

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar