Sadece Körfez sermayesiyle gemiyi yürütemeyiz

Atılım MURAT
Atılım MURAT AYKIRI FİNANS [email protected]

2016’nın tamamı, 2017’nin ilk 3.5 ayı stres ve sıkıntıyla geçti. Bu zaman zarfında başımıza gelmedik iş kalmadı. Komşularımızla ve ticaret yaptığımız ülkelerle yaşanan gerginlikler ekonominin dengesini iyice bozdu. Terör olaylarıyla içimiz burkuldu. Darbe girişimiyle psikolojik travma yaşadık. Referandum öncesinde içerideki tansiyon iyice yükseldi. Sert tartışmalar yaşandı. Referandum bitti. Artık önümüze bakalım diyoruz ama ağır gündem bizi yine yoracakmış gibi gözüküyor. Seçim zamanında yani Kasım 2019’da yapılacak açıklaması gelmesine rağmen, gönül rahatlığıyla ‘‘Önümüzdeki 2.5 senede sandığa gitmeyiz’’ diyemiyoruz. Ekonominin yeni belirsizlikleri kaldıracak takati kalmadı. Hem kısa vadeli çözümler devam etmelidir, hem de makro reformlar gündeme gelmelidir. Türkiye’nin dış finansman ihtiyacının yüksek olacağı biliniyor. Buna rağmen dışarıyla yaşanan dil kavgası bitmiyor. Hafta başından beri OHAL’in uzatılmasını ve olası idam referandumunu konuşuyoruz. OHAL netameli bir konudur. Hükümet, ‘‘Terör örgütlerini devletten tam olarak temizleyemedik’’ derken, OHAL tartışması yapmak bence abestir. Diğer taraftan idam tartışmasını durduk yerde gündeme getirmek yanlıştır. Bu konu ana gündem maddesi olursa, zaten çok gerilen AB ilişkileri kopabilir. Bu mevzunun AB’ye üyelik müzakerelerini bitirebileceğini her siyasetçi biliyor.

Bir Körfez ülkesinin yatırımcılarının, Türkiye’nin bazı büyük şirketlerini alacağı spekülasyonu yapılıyor. Mevzubahis şirketler çıkan haberleri yalanlıyor ama bu şirketlerin hisse fiyatlarında büyük dalgalanmalar yaşanıyor. Sermayesi ve bilgiye ulaşma imkanı olan yatırımcılar bu fiyat hareketlerinden para kazanır. Küçük yatırımcıların, günlük hareketlerde bu hisselerden para kazanma olasılığı düşüktür. Satışların gerçekleşmesi, borsa endeksine kısa vadede moral verir. Tabii bize uzun vadeli, kalıcı yatırımlar gerekiyor. Birkaç Körfez fonunun şirket alması, kalıcı yatırımların önünü açmaz. Bozulan Türkiye algısını düzeltmez. Ekonomi yıllardır yalpalıyor. Enflasyon ve işsizlik oranlarının yükselmesi, büyüme oranının düşük kalması, doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının ve özel sektör yatırımlarının zayıf seyri tesadüf değildir. AB ile yapılan üyelik müzakerelerinde birkaç yıldır ilerleme kaydedilmedi. Obama’nın ikinci döneminde (2012-2016), ABD-Türkiye ilişkileri istediğimiz gibi gitmedi. Dış politikada sorunlar yaşandı. Ülkede beş seçim oldu. Bu dönemde Körfez sermayesi Türkiye’ye geldi de ne oldu? Hangi majör ekonomik gösterge veya finansal indikatör iyi bir performans gösterdi? BİST 100 endeksi, Mayıs 2013 seviyesinin altında bulunuyor. Ülkedeki insanların mutluluk barometresi olan USD/TL kuru Mayıs 2013’te 1.80 iken, bugün 3.60’lı seviyelerde geziniyor.

Ekonominin fabrika ayarlarına dönmesi lazım. 2013 öncesinde kullanılan modelde de sıkıntılar vardı. Fakat en azından cümle alemle kavga etmiyorduk. Pozitif bir Türkiye algısı vardı. Yeni bir ekonomik model yine tartışılır. Yapısal reformlar konuşulur. Ekonomi bürokrasisinde rasyonel düşüncelere sahip nitelikli insanlar var. Türkiye’nin Körfez ülkelerinin parasından daha fazlasına ihtiyacı olacağını eminim görüyorlardır. Sadece Körfez sermayesiyle, borsa endeksini alımlarıyla destekleyen gizemli yatırımcılarla bu gemiyi yürütemeyiz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Dolar yükselir düşer 28 Ağustos 2019