Sadece endeksler değil, kar marjları da rekorda

Şant MANUKYAN
Şant MANUKYAN Ekofobi [email protected]

Bank of America şu ana kadar (2 Mayıs) açıklanan bilançoların yüzde 68'inin hisse başına kâr beklentilerini, yüzde 63'ünün satış beklentilerini ve yüzde 51'inin de her ikisini aşmayı başardığı tespitini paylaşıyor ve bu durumun devam etmesi halinde tarihi ortalama olan yüzde 53- yüzde 56 ve yüzde 35 seviyelerini çok net aşılarak son 13 yılın en iyi bilanço performansı olacağını söylüyor. Bu bir kenarda dursun.

Gelişmiş ekonomilerde eşitsizliğin veya sorunun en çarpıcı grafiklerinden bir tanesi 1950'den bu yana şirket kârlarının GDP'den giderek daha yüksek pay alırken ücretlerin payının düşüyor olması. GMO'nun bir raporu üzerinden bu konuya devam edersek sadece kârların payının arttığını değil kâr marjlarının da yükseldiğini görüyoruz. Şu anda geçmiş dönem marjlarının yüzde 30 üzerinde kâr marjlarından söz ediyoruz. GMO şu soruyu soruyor. Pek çok gösterge gibi kâr marjları da ortalamaya dönen bir özellik taşır. Neden bu defa dönmüyor? Soruya birkaç madde ile cevap verilmiş:

1. Globalleşmenin yarattığı etki ile marka değerinin yükselmesi. Sadece Coca Cola değil, Tesla-Facebook-Amazon-Apple da ABD markaları ve Uzakdoğu'da ucuz üretim markanın gücü ile birleşince kâr marjı artıyor. Zamanla değişecektir ancak ABD bu konuda açık ara önde bir ekonomi.

2. Şirketlerin monopolleşmesi. Aslında Marx'ın da kapitalizmin zayıf noktalarından birisi olarak paylaştığı bu duruma GMO yeni kurulan şirket sayılarına bakarak değiniyor.

Yeni şirket sayısı giderek azalıyor (ki bu ekonomik büyüme açısından negatif). Bu sayede cari şirketlerin kâr marjı büyüyor. Şirketler büyüdükçe lobi güçleri artıyor. Güçleri artıkça piyasaya girişi zorlaştıracak regülasyonları geçirmek kolaylaşıyor ve bir kısır döngüye giriliyor. Son olarak göz ardı edilemeyecek kadar önemli bir anomali söz konusu; faizler çok düşük seviyelerde. İlk paragrafa geri dönelim; şirket bilançoları zayıf bir birinci çeyrek büyümesine rağmen son derece iyi gidiyor. Trump vergi indirimleri gerçekleştiğinde şirket kâr marjları daha da artıyor olacak. Yine Trump iddia ettiği gibi de-regülasyon politikası güderse durumları daha da iyi olacaktır. Reel faizlerin hızlı bir şekilde artması da şu anda söz konusu değil gibi. Hisse piyasası standart metriklere bakanları şaşırmaya devam ederek bir süre daha "balon" davulunu çaldırmaya devam edecek ve bu sırada dolar lehine de 3 gelişme yaşanacak.

1- Eğer gerçekleşirse uzun vadeli bonoların ihracı. Hazine şu anda 50 ve 100 yıl vadeli bonoları tartışıyor. Hazine geleneklerine aykırı bir uygulama olacaktır ama Trump'ın standart bir başkan olmadığı net

2- FED bilançosunun küçülmesi

3- Yurtdışı kârların ABD'ye kalıcı olarak gelmesi.

Kârlar zaten dolar olarak tutulduğundan sıfırdan oluşabilecek bir dolar talebinden bahsetmiyoruz. Sorun söz konusu kârların ABD bankacılık sistemine dönmesi ile diğer bölgelerde oluşacak fonlama problemi. Bu maddeler doğrudan dolar dinamikleri, Euro'nun halen kârşı kârşıya olduğu sorunlar Fransa seçimleri vb geçici heyecanlar bittiğinde yeniden tartışılacaktır. Kısacası ABD endeksleri pahalı ancak ayı piyasasına girmek için de henüz erken. Bilanço döneminin sona ermesi ile bir düzeltme yaşanması durumunda alım fırsatı olarak değerlendirilmeli. 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Dijital Paraya Geçiş 27 Eylül 2019
ECB’nin alternatifleri 26 Temmuz 2019