Sade yaşam
Türçemizde ne güzel sözcükler vardır. Az sayıda harfl e dünyalar anlatılabilir, iletişim kurulabilir.
Örneğin "Sade" dediğimizde ve onu tanımlamalarda kullandığımızda basitlik, yalınlık, safl ık, anlaşılırlık, süslenmemişlik, gösterişsizlik ile anlaşılabilirliğin verdiği güçle "Sadelik" betimlenebilir. Sade ve sadelik tanımında çoğunlukla zarafet gizli bir göndermedir.
"Sade pirinç zerde olmaz, bal da gerek kazana; ata malı tez tükenir, evlat gerek kazana" atasözümüzde sözcük tam anlamını bulurken Leonarda da Vinci’nin ünlü "Sadelik ustalığın, bilgeliğin en üstün mertebesidir" sözü ise sadeliğin yüceliğini vurgulamaktadır.
Günümüzde sade yaşam çok konuşuluyor, üzerine kitaplar, bloglar yazılıyor ve kampanyalar yapılıyor. Sade yaşam mühim bir değişimi, yalınlaşmayı, kişisel en az tüketim ile en az sayıdaki eşya kullanımıyla geleceğe ilerlemeyi kapsıyor. Burada bir azaltım vardır.
Kesinlikle vaz geçme, kaçıp gitme yoktur. Mevcut yaşamımızı giderek arındırma, sadeleştirmedir.
Eşyalarımıza veda etmeyiz. Seçeriz. Gereklileri belirleriz. Karar veririz. Azaltırız. Eşyalarımızı paylaşırız. Yaşam ömürlerini uzatırız. Yenisini alırken ciddi ciddi düşünürüz. Sade yaşam ille de bir Ege köyüne yerleşmek değildir. İstanbul'da çok katlı binanın bir dairesinde de sade yaşam kolayca yaratılabilir. Bu seçim kişiseldir. Evimizde, ofisimizde sade yaşamımız olabilir. Yeter ki başlayabilelim.
Başlangıç için çoğunlukla giysileri ayıklama öneriliyor.
İşlevsel mobilyalar, doğru seçilmiş beyaz eşyaelektronik-bilişim-mutfak-banyo ürünleri, çok sevilen aksesuarlar ile yaşam sadeleştirilebilir. Yeni bir ürünü ancak gerektiğinde almak gerekir. Sadeleşme günlük tüketimimizde de azalmaya neden olurken, az eşya kolay yaşam ve kazanılan serbest zaman da demektir.
Bir de kişisel tedarik zincirimizi, alışverişlerimizi iyi yönetir, enerji-su-atık yönetimi yaparsak sürdürülebilir sade yaşamımız olur. Tüketim alışkanlıklarımızı değiştirilebiliriz. Harika olur. Sahip olmayı seçtiklerimiz ile bilinçli tüketim dünyamızda ışıldarız. Kendimize saygımız artar. Ve de yaşam daha keyif i olur. Mavi gezegenimiz bizi daha çok sever. Çünkü sade yaşam iklim dostu yaşamaktır.
Sade yaşam tasavvufi yaklaşımla "Bir lokma, bir hırka" ve "Nefis kontrolü" kavramlarını akla getirmektedir. Ancak ille de abartılı bir sade yaşam yaklaşımı yapmamız gerekmez. Sade yaşam için seçimler bütünüyle kişiseldir. Bize yeten bizim kararımızdır.
Gerekliden vazgeçilmez. Bir de kişinin eşyasına kıyamaması vardır. Bir tarafta dursun demek çözüm değildir. Kıyamamak olmaz. Seçememek olur. Şöyle bir hayal edelim. İstanbul’da Maslak'tan Zincirlikuyu'ya kadar yer alan kule işyerlerinin birkaçında bile sade yaşama geçiş sosyal sorumluluk projeleri yapılsa, binlerce üniversite öğrencisinin başta giysi ve ayakkabı olmak üzere nice gereksinimleri olan ürünler paylaşılabilir. Müthiş olur. Orta Asya'dan Rumeli'ye ulaşan kültürümüze bu pek yakışır. Bu yazının sonuna gelince, bir sade kahve de hepimize yakışır.