Sabit Disklerin Felaketi
Yakın zaman içerisinde birkaç sabit diskimi toprağa vermiş biri olarak artık ciddi anlamda sıkıntı yaşamaya başladım. IT dünyasının en korkutucu senaryolarından biri kuşkusuz veri kaybı. Devasa kurumlar bu tarz sıkıntıların yaşanmaması için milyonlarca liralık yatırımlar yapıyorlar. İş sürekliliğinden felaket çözümlerine kadar hemen hemen çoğu sürecin en önemli parçalarından biri veri yedekleme ve güvenliği. Ancak bu kadar bütçe ayıramayacak olan son kullanıcı ne yapsın?
Daha önceden hemen hemen tüm önemli verilerimin bulunduğu harici diskim bir anda çalışmamaya karar verdi. Daha sonradan medya çalarım için kullandığım 2.5 inçlik harici disk, içerisindeki nefis bir arşiv ile vefat etti. Ve son olarak evdeki masaüstü bilgisayarımın birincil diski lokomotif gibi tangırdamaya başladı. Hatırlayabildiğim kadarıyla yalnızca programların ve işletim sisteminin kurulu olduğu, dosya ve dokümanlardan bağımsız bir diskti. Ancak yıllar boyunca "acaba masaüstünde önemli bir dosya var mıydı?" sorusunu kendime soracağım.
Klasik sabit disklerin bu kadar güvensiz oluşu çözüm olarak akla SSD'leri getiriyor. Ancak yakın birkaç arkadaşımın deneyimleri o kadar parlak değil. Verilerin kaybolması ile ilgili benzer sorunları yaşadıklarına şahit oldum. Ancak en azından donanımsal olarak bir sıkıntı olmadığı müddetçe, farklı kurtarma yazılımları ile dosyalarınıza tekrar kavuşabilmeniz mümkün. Çok daha güvenlisi ise artık son kullanıcıların da, kurumlara yönelik servisleri kullanmaya başlamaları. Bu sebeple ben de kesinlikle kaybolmaması gereken verilerimi artık bulut bilişim servislerine yüklemeye başladım. Dosyalar için ilk deneyimlerimi Amazon Cloud Drive üzerinde yapıyorum. Ücretsiz olarka sunduğu 5 GB depolama alanındaki ilk testlerimde hız ve erişim konusunda sıkıntı yaşamadım. Ancak dosya yönetiminin biraz daha gelişmesi gerekiyor. Sayısı on bini bulan e-postalarımı ise şimdilik Gmail'e taşıdım. Şimdilik çünkü yıllardır halen arabirimine ve kullanımına alışabilmiş değilim. Outlook üzerinden IMAP ile kullanmak bir nebze rahatlatıyor. Ancak ülkemizde hizmet vermeye başladığında Office 365'i deneyeceğim. Muhtemelen alışkanlıklarımı sürdürebileceğim daha rahat bir ortam olacaktır.
Bulut bilişim servisleri gittikçe gelişiyor ve son kullanıcıların veri güvenlikleri için büyük kolaylıklar sunuyor. Elbette her an erişememe durumuna önlem olarak tüm dosyalarımın birer yedeğini yine lokal disklerimde saklıyor olacağım.
Son olarak, bir önceki yazımın başlığı "IT'cinin Tatil Yolluğu" idi. Sizlere tatile giderken yanınıza almanız gereken cihazlar konusunda tavsiyelerimi aktarmış, ilk defa iPad ile tatile gideceğim için tecrübelerimi paylaşacağıma söz vermiştim. 3G'li iPad'ime ilk defa Vodafone sim kart takarak kullanmış oldum. Gerçekten de hem anlık olarak e-maillerin kontrol edilebilmesi, TiViBu üzerinden sürekli TV kanallarına ulaşılabilmesi, GPS fonksiyonunun ve haritaların rahatlıkla kullanılabilmesi ile iPad tatilcinin en büyük yardımcısı oluyor. Bu konuda elbette Android tabanlı bir tablet ile de aynı başarıyı elde edebilirsiniz. Cep telefonlarının fotoğraf makinası yerine geçmesi meselesini ise revize ediyorum. Eğer çok özel fotoğraflar (gece, günbatımı, uzak mesafe) çekecekseniz, yarı profesyonel bir makinanın bile yokluğunu hissediyorsunuz. Genel tatil anıları için cep telefonları yeterli ancak her ihtimale karşı bir fotoğraf makinası bulundurmak halen zaruri.