Saatte 9.6 milyon sterlin
1 sterlin= 4.5 TL. Başlıktaki rakam, ediyor 43.2 milyon TL. Bu para, İngiliz “yaratıcı endüstrisi”nin her saat başında İngiliz ekonomisine kattığı gelir. Yine sterlin olarak söylersek, yaratıcı endüstrinin sağladığı kazanç 2014’te 84 milyar 100 milyon oldu.
Yaratıcı endüstri: “Bireysel ve kişisel yaratıcılığa, beceriye, yeteneğe dayanan, fikri mülkiyetin işlenip kullanılmasıyla parasal kazanım ve istihdam sağlama potansiyeli bulunan üretim sanayileri.” Bu tanımı 1998’de yapan İngiltere, o gün bu gündür, bu yaratıcı endüstrinin memlekete parasal katkısını istatistik olarak izliyor. Hesaplıyor. Bunu her yıl açıklıyor.
Yaratıcı endüstri: Reklamcılık ve pazarlama. Mimarlık. Sanat ve antika piyasası. Tasarım. Moda. Film, fotoğraf, video. Eğlence amaçlı etkileşimli (oyun) yazılım. Müzik. Performans sanatları. Yayıncılık. Yazılım ve bilişim hizmetleri. TV ve radyo. Müzeler. Galeriler. Görsel sanatlar.
İngiltere’de bu endüstri, 2014 yılında %8.9 büyüdü. Hesaba göre İngiliz milli gelirine, zenginliğine her saat başında trink 9.6 milyon sterlin kazanç sağladı.
Kazancın en büyük hissesi reklamcılık ve pazarlamanın: 13 milyon 250 milyon sterlin. Onu, mimarlık izliyor: 4 milyon 326 milyon sterlin.
Uzun lafın kısası: İngiliz yaratıcı endüstrisinin “değeri” 133 milyar 300 milyon sterlin ediyor. Bu da İngiliz ekonomisinin %8.2’si demek. (DSMS Creative Industries Economic Estimates: January 2016)
Bu tanımların nasıl yapıldığı, hesapların nasıl tutulduğuna dair meraklı sorular, aslında, “Bilgi ve veri temelli bir ekonomi nasıl çalışır? Kayıtdışılık nasıl azaltılır? Her şeyin hesabı nasıl tutulur? Yani acaba aslında bilgi toplumu denilen şey nedir?” sorularıyla aynı. Bu soruların hepsinin bilimsel yanıtı var. İstatistik ve matematik, yanıtları doğru vermeyi sağlıyor. Bütün mesele, bu soruları sorduktan sonra, yanıtlarını doğru vermeyi istemek veya istememekte.
Gelecek yıl bu zamanlar, İngiliz Hükümeti yine bu konudaki yeni rakamları açıkladığında, rakamların arttığını göreceğiz. Çünkü yaratıcı endüstri, bir ekosistem; Eğer uygun koşullar varsa, hükümetler bunları sürdürmek için çaba harcıyorsa, o ekosistem daha da coşuyor... Ya da tam tersi; Hükümetler ilgisiz kalıyorsa, yaratıcı değil yıkıcı ekosistem “coşuyor.” Kayıtdışılar, mafyalar v.b.
İşin magazin tarafına da bakalım: Bu yılı İngiliz ekonomisi için “coşturacak” ürünler arasında Stephen Spielberg’den bir film, ayrıca iki İngiliz bilim fantazi yazarı Tolkien ile C.S.Lewis arasındaki rekabetçi ahbaplığa dair bir film var. TV drama üretimi sürecek: Daha çok Anglosakson piyasası için tasarlanan diziler. Video oyunları apayrı bir âlem: Her biri tuhaf isimli, tuhaf senaryolu, ama gençleri ekrana çivileyen türden.
İşin bir de dijital ekonomi boyutu var. Bunun tanımı da OECD kaynaklı. 2014 yılında İngiliz dijital sektörünün sağladığı katma değer 118 milyar 300 milyon sterlin etti. Bir önceki 2013 yılına göre artış %7.2. Bu haliyle İngiliz ekonomisinin %7.3’ü oluyor. Yaptığı ihracatın tutarı 15.9 milyar sterlin.
Dijital sektör ve dijital ekonomi diye iki ayrı kategoriye de ayırabiliyorlar. 2014’te dijital sektörde (bizim, bilişim sektörü dediğimiz) 1 milyon 400 bin kişi çalışıyor. Toplam ülke istihdamının %4.4’ü. Daha geniş kapsamlı dijital ekonomi kategorisinde ise 2 milyon kişi sayılıyor. Bu da bir önceki yıla göre %1.7 artmış. (Digital Sector Economic Estimates. January 2016)
Bütün bu rakamlar bizi şundan ilgilendirsin: Olsa-olsa tahminleri yapmadan, anket uygulamak yerine, zoru seçerek somut veri toplayan, bunun uğruna gerekli istatistik altyapıyı bilim ve teknikle sabırla inşa edenler var. Örnek alabiliriz.