Rüzgar dindi mi?

Otomobil alma rüzgarı dindi mi? Hiç sanmıyorum. Nüfus oranı Türkiye’ye yakın olan Almanya ve nispeten daha düşük nüfusa sahip Fransa’daki yıllık otomobil satışı rakamlarına bakınca; Türkiye’de bu sene güç bela milyonu aşması beklenen piyasamızın hala gideceği çok yolun olduğunu görebiliyoruz. Kredi zor, fiyat yüksek, vergiler acımasız, benzin çılgın ama bu da otomobil…

Yaşadığımız dünyada tıpkı buzdolabı, cep telefonu gibi otomobil de temel ihtiyaç. Hükümet fiyatlar konusunda baskıcı, fakat ihtiyaçların yanıtı ortada. Piyasa yine akıyor kendini buluyor. Rüzgâr azaldı evet, ama ‘otomobil satışları durdu’ demek mantıksız olur. Öte yandan satışlar artmaya devam ederken, başka sorunlar baş gösteriyor. Mesela elektrikli otomobillerin sayısı artıyor doğru, uzun yolda DC (hızlı şarj) sayıları da artmaya devam ediyor. Ama mesela wallbox (elektrikli otomobil duvar şarj ünitesi) için bir ay süre veren markamız var.

Elektrikli otomobil kullanımının artması için el birliğiyle çalışıyoruz. Fakat geçen hafta 53 dakikada toplam 3 kW şarj eden bir istasyonla tanıştım. Mutlu mesut aracım şarj oluyor sanırken, 53 dakikada toplam 20 km’lik şarj eden AC (duvar tipi şarj ünitesi) ünitesine yumurta gelmedi değil. Markaların müşterileri bu işten soğutmadan tedbir almaları kendilerini geliştirmeleri şart. Tabii onlara da şans vermek lazım ama biraz hızlanmasak mı artık.

Son olarak da eylül ayında Almanya’daki fuar benim ve sektör açısından oldukça önemli. Bu fuarların akıbeti / geleceği aslında biraz da şova bağlı. En son Çin’deki fuarda olayın yönünün Asya kıtasına kaydığından bahsetmiştik. Otomotivin beşiği Avrupa tekrar “sahnede ben de varım” diyecek mi çok merak ediyorum. Umarım der, çünkü ben güzel fuarları çok özledim.