Rusya taze sebze, meyve alımı artıyor mu?
Akdeniz Yaş Meyve ve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Sayın Ali Kavak Rusya Federasyonu'na yapılan ihracatımızın geçen yıla göre arttığını belirtmiş.
TUİK rakamlarına baktığımız zaman 07 GTİP pozisyonundaki " Yenilen sebzeler ve bazı kök ve yumrular " sınıfındaki ürünler için, 2010 yılı Rusya ihracatımızın 301.161.425.- ABD Doları olduğu görülüyor. Bu sene için TUİK sitesinde yer alan ve Mayıs sonu itibariyle verilen rakamlara baktığımızda 222.594.317.- ABD Doları ihracatımız olduğu görünüyor. Bu da geçen yıl aylık ortalama 25 milyon ABD Doları çerçevesinde seyreden sebze ihracatımızın, bu yıl aylık ortalama 44,5 milyon ABD Doları çerçevesinde oluştuğunu görüyoruz.
Bu rakamlar % 56 civarında ciddi bir artışı gösteriyor ki önümüzdeki günlerde bu rakamların oldukça memnuniyet verici seviyelere geleceğini ümit ediyoruz.
Ancak 0807 GTİP pozisyonundaki "Yenilen meyveler, kabuklu yemişler, turunçgil ve kavun kabuğu " sınıfında yer alan meyve ihracatımız için aynı şeyi söylemek mümkün görünmüyor. Geçen yıl bu pozisyonda yer alan meyvelerin Rusya ihracatının TUİK rakamlarında 566.142.425.- ABD Doları olduğunu görüyoruz. Bu yılın ilk 5 aylık rakamları ise 188.925.972.- ABD Doları olarak verilmiş. 2010 yılı ortalama 47 milyon ABD Doları olarak gerçekleşmiş. Bu yılın ilk 5 ayı ise 37,8 milyon ABD Doları olarak görünüyor. Bu rakamın yaz ve turunçgil sezonu ile daha makul rakamlara geleceğine inanıyoruz.
07 pozisyonundaki sebzelerin ihracatının artış nedenlerinin altına baktığımızda Sayın Ali Kavak, DTM ve Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı destekleri ve koordinasyonu ile sürdürülen, bilinçlendirme ve eğitim çalışmaları sonucu, ilaç kalıntı seviyelerinin en alt düzeylere çekildiğini belirtmiş. Ayrıca 07 GTİP pozisyonundaki " Yenilen sebzeler ve bazı kök ve yumrular " sınıfındaki ürünler için yapılan ve bazı menfaat grupları tarafından tahrik edilip yönlendirildiğini belirttiği olumsuz propagandaların sonuçsuz kalamaya başladığı beyanında da bulunmuş.
Sayın Kavak'ın bu tespitlerine katılıyoruz ancak ufak bir derkenar yazarak.
Bizim ihracatımızdan rahatsız olan rakiplerimizin, zirai ilaç kalıntısı olayını abarttıklarını biliyoruz çünkü hep birlikte olayları izliyoruz. Ancak bu demek değildir ki biz sütten çıkmış ak kaşık gibiyiz. Alıcı ülkenin standartları net ve anlaşılır bir biçimde uygulama ve denetleme taraflarına aktarılırsa ve üreticimiz yapması gerekeni yapar, denetleme tavizsiz olur ve hepsinin önünde " idare eder " mantığı sözlüğümüzden çıkartılırsa, sorunlar kolaylıkla çözülür. Bu ifademiz, yapılanları yadsımak gibi alınmasın lütfen. Ancak kalite sorunlarının tarım sektöründe yerleşmesinin ne kadar zor ve zaman alıcı olduğunu sanırım bu sektöre ucundan bucağından değen herkes takdir edecektir.
Hatırda tutulması gereken başka bir nokta da Rusya Federasyonunun Batılı tedarikçilerden uzaklaşmaya başlamasının, bizim daha iyi olmamızın yanı sıra, Batıda yaşanan EHEC olayı sonucu olduğudur.
Onlar için kötü, bizim için iyi bir olay.
Biz hazır ayağımıza gelmiş olan bu şansı, rehavete kapılmadan kullanmalı ve Rusya'nın istediği standartları, kesin ve tavizsiz bir şekilde yerine getirmeliyiz. Unutmayalım ki, Batılı tedarikçilerin yaşadığı EHEC olayının etkileri uluslar arası piyasalarda azalmaya başladığı an, biz yine eski şarkıları dinlemek zorunda bırakılacağız.
Ancak ve ancak alıcının istediği koşullar tam anlamıyla yerine getirildiğinde, rakiplerimiz bu piyasaya ne güçle dönerlerse dönsünler, biz de tam donanımlı bir rekabet gücüyle mücadele edebiliriz.