Rusya… savaş ekonomisi…
Tony BARBER (Financial Times gazetesi yazarı)
Rusya'nın resmi istatistik kurumuna göre; taşıt, römork ve yarı römork üretimi haziran ayında 2022'nin aynı ayına göre yüzde 50'den fazla arttı. Oysa Rusya Merkez Bankası raporları ise bu yılın ilk çeyreğinde endüstriyel işletmelerdeki işçi sayısında “kıtlık” yaşandığını gösteriyor.
Merkez Bankası ayrıca son üç ayda yıllık enflasyonun yüzde 7.6 olarak tahmin edildiğini, bunun da yıllık hedef olan yüzde 4'ün oldukça üzerinde olduğunu belirtti.
Tabii ki, Başkan Vladimir Putin'in Rusya'sındaki resmi ekonomik verilere oldukça dikkatli yaklaşmamız gerekiyor. Ancak bu üç göstergenin çizdiği tablo muhtemelen gerçeklerden çok uzak değil. Rusya, Ukrayna'nın geniş çaplı işgalinden on sekiz ay sonra, enflasyon, iş gücü kıtlığı, artan hükümet harcamaları ve açık finansman gibi savaş zamanı ekonomisinin birçok klasik belirtisini sergiliyor.
Vergiler artırılabilir...
Batılı yaptırımlar, özellikle Rusya'nın petrol ve gaz ihracat gelirlerini keserek, şüphesiz baskı yaratırıyor. Ancak Kremlin’in savaş ekonomisini sürdürmek için hâlâ önlemleri var. Örneğin, altın ve Çin renminbisi de dahil olmak üzere bir tür likit varlık rezervi olan Rusya Ulusal Refah Fonu'ndan çekilen para miktarını artırmak mümkün olabilir. Yetkililer ayrıca yurtiçi tahvil ihracını da genişletebilir.
Sermaye kaçışı ve rublenin düşmesi sorunlarına çözüm getirebilecek diğer seçenekler arasında sermaye kontrollerinin uygulanması ve ihracatçıların döviz kazançlarını Rus para birimine çevirme zorunluluğu yer alıyor. Son olarak, hükümet vergileri artırabilir, askeri olmayan devlet harcamalarını kesebilir veya her ikisini birden yapabilir.
Ukrayna ile kıyaslanamaz
Milyonlarca mülteci Ukrayna'yı terk etti. Ülkenin güney ve doğusunun büyük bir kısmı Rus işgali altında. Moskova, Ukrayna'nın sanayi ve tarım ürünlerinin ihracatını büyük ölçüde sekteye uğrattı ve şehirleri, altyapıyı ve diğer varlıkları fiziksel olarak yok etmesi yüz milyarlarca dolarlık hasara neden oldu. Rusya ekonomisinin yaşadığı zorluklar ne olursa olsun, bunlar Ukrayna'dakilerle kıyaslanamaz.
Durum da daha önceki Rus savaşlarındaki kadar da ciddi değil. Birinci Dünya Savaşı'ndaki hiper enflasyon, Şubat 1917 devriminde çarlığın çöküşünü tetikleyen iç huzursuzluğun ardındaki faktörlerden biriydi. İkinci Dünya Savaşı'nda, Nazi işgali Sovyetler Birliği'ne sarsıcı ekonomik ve insani kayıplar verdi ve savaşı varoluşsal bir hayatta kalma mücadelesi haline getirdi.
O gün hâlâ çok uzakta
Ukraynalılar için mevcut savaş aynı şekilde bağımsız bir devlet olarak ve Rus olmayan ayrı bir kimliğe sahip bir ulus olarak hayatta kalma mücadelesidir. Ruslar için savaşın ulusal hayatta kalmayla uzaktan yakından alakası yok. Bir gün bu konu Putin rejiminin hayatta kalması konusuyla ilgili olabilir ancak tamamen ekonomik açıdan bakıldığında o gün hâlâ çok uzakta.