Rusya krizinin plastik sektörüne etkileri
Rus savaş uçağının düşürülmesi sonucu iki ülke arasında yaşanan gerginliği, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın “Diyalogla çözelim” çağrısını karşılıksız bırakan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in gerginliği ekonomiye yansıtan kararları iş dünyasını tedirgin ediyor.
Önceki gün birlikte olduğumuz Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER) Başkanı Reha Gür’e “Plastik Sektörü”nün bu krizden hangi ölçülerde etkileneceğini sordum...
Reha Bey, İTÜ ve İstanbul Üniversitesi İşletme İktisadı Enstitüsü mezunu.
Yönetim Kurulu üyeliğini yaptığı şirket ise 40 ülkeye ihracat yapıyor.
Plastik sektöründe dünyayı yakından izleyen, alanında başarılı kişilerden, bu bağlamda da söyleyecekleri önemli...
“Soğukkanlı biçimde haklarımızı korumalıyız” sözleriyle başladığı değerlendirmesinde şu sözleriyle olası gelişmeleri özetledi:
“Rus tarafının yaptırımlarının ekonomimizdeki etkisi elbette olumsuz olacaktır... Bu etkinin ülke ekonomisine boyutunu henüz bilmiyoruz, hesaplamalar yapılıyor.
Bunları bilmeden, hatta henüz gerçekleşmemiş kararları olmuş bitmiş gibi konu etmek, haberleştirmek anlamlı bir davranış değil.
Kaldı ki yaptırımlarda, sektörümüzü de kapsayan sanayi sektöründe şu ana kadar ciddi bir yansıma olduğunu söylememiz için henüz erken. Gelişen süreçten tedirgin olmakla birlikte, Hükümetimiz soğukkanlılığını yitirmeden yaşanılacak olumsuzlukları minimize edebilecek bir dizi kararlar alacak, stratejiler geliştirecektir. Biz de her yurttaş gibi şahsen ve işletmelerimizle birlikte ülkemizin karşılaştığı her zorluğa göğüs gereceğiz.
PAGDER olarak üyelerimizin yaşayacağı olası sorunlarda yanlarında olacağız. Bu bağlamda oluşturduğumuz birimle hükümetimizle ilgili bakanlıklarımızla ilişkiyi sağlayarak çözümler üretmeyi planladık.”
“Yaptırımlardan bu günlerde etkilenen üyeleriniz var mı? Hangi sorunlar size iletildi?” sorumaysa Reha Bey şöyle yanıt verdi:
“Rus tarafının sanayi ürünlerine yaptırım yok demesine rağmen; bazı gümrük zorlukları, kötü davranışların işaretleri gelmeye başladı. Sektör mensuplarımızdan hammadde satın almak için avans gönderenlerin avanslarını iade alamadıkları gibi mallarını da alamadıklarını duyuyoruz.
Bazı üyelerimiz maalesef Rus müşterilerinin siparişlerini iptal ettiklerinden bahsediyorlar. Bazıları ise gönderdikleri kamyon / konteynerlerin sınırda beklediği için işlerin bloke olduğunu bildiriyorlar.”
“Sektörünüzün, Rusya ile olan ticari ilişkisini daha somut anlatabilirmisiniz?” soruma yanıt olaraksa şunları belirtti:
“Enerjide dünyanın en zengin ülkeleri arasında bulunan Rusya, hammaddede de güçlü bir oyuncu olmak için yatırımlar yapıyordu.
Mühendislik plastikleri konusunda yavaş yavaş ilerlerken, polimerizasyon bazında üretimlerini güçlendiriyordu.
Ülkemiz ihracatı açısından Rusya bizim için önemli pazardı, ancak ekonomik kriz ve rublenin devalüasyonu nedeniyle zayıflama işaretleri zaten vardı.
İnşaat plastiklerinde de Rusya’nın alımları zayıflıyordu.
Şimdi vereceğim sayılar, doğrudan risk analizi değil, sadece sektörümüz açısından Rusya pazarının mevcut görünümünü içeriyor.
Yani bunları 'kayıp' diye görmek doğru olmaz. Risk detaylarına bakarsak, doğrudan plastik mamul ihracatımız yanında, gıda ihracatçılarına ambalaj veriyoruz.
İnşaat sektörümüz için elektrik malzemelerinden boru ve profillere, tekstildeki her türlü ürüne kadar geniş bir yelpazede tedarikçiyiz.
Dolaylı ihracat ile birlikte yıllık yaklaşık 600 milyon dolar dolayında bir pazardan söz edebiliriz.
Görünen o ki yıllık doğrudan 400 milyon, dolaylı olarak ise 600 milyon dolarlık bir pazarda 'mevcut seviyelerden aşağı yönlü bir risk' taşıyoruz.
Makine, aksam ve parçaları dahil geniş anlamlı olarak sektörümüz açısından bakarsak; Rusya’nın mevcut 2014 yılında Rusya plastik işleme makinaları ihracatımızın 1 numaralı pazarıdır. Rusya’nın yerli sanayinin makine parkının yüzde 60’ı eski teknoloji ve yenilenme ihtiyacı göstermektedir.
Dolayısıyla, makine sanayinde modernleşme ve yenileme yatırımları artacaktır.
Rusya’da plastik ürünleri üretimi artmaktadır. 2014 yılında 7,3 milyon ton plastik mamul üretilmiştir. Kişi başı plastik tüketimi 51 kg’dir ve gelişme potansiyeli yüksektir. Plastik ve kauçuk üretim kapasitesi 8,6 milyon ton olup 2018 yılında 11 milyon tona ulaşacağı öngörülmektedir. Plastik ve kauçuk ürünleri tüketimi ve üretimindeki artış plastik ve kauçuk makineleri talebini de artırmaktadır. Plastik ve kauçuk makineleri ihtiyacının yüzde 70’ine yakını ithal makineler ile karşılanmaktadır. Rusya toplamda 1 milyar dolara yakın plastik işleme makinası ithal etmektedir.
2014 itibarıyla Türkiye, Rusya’nın plastik işleme makinası ithalatında 16,5 milyon dolar ve yüzde 1,6 payla 12. sırada yer almaktadır.”
Bu sözlerle PAGDER başkanı Reha Gür, Rusya krizinin plastik sektörüne olası etkilerini anlatmış oldu.