Rusya, Kırım ve yaptırımlar
Batı dünyası Kırım referandumu için sert çıkıyor. Ukrayna’nın toprak bütünlüğünün korunması önde gelen konudur diye Kırım’ın Rusya Federasyonu’na bağlanması için yapılan referandumun sonuçlarını tanımayacağını ilan ediyor. Rusya ise kendi bildiğini okuyor. Nüfusunun büyük çoğunluğunu Rusların oluşturduğu ve özellikle Rusya için stratejik konumunun öneminin yadsınamaz bir gerçek olduğu Kırım’ı, Rusya Federasyonu’na dahil etmek için “Yan Cebime Koy” taktikleri sergiliyor.
Karşı çıkabilir misiniz veya kınamanız bir işe yarar mı?
ABD ve AB karşı çıkıyorlar ki menfaatleri gereği böyle yapmak zorundalar. Zaten olayların başlamasının nedenleri, AB ile Ukrayna arasındaki bütünleşme çalışmaları değil mi? AB’ye katılma taraftarları ile karşıtlarının çatışması sonucunda Rusya, “ Benim çıkarlarımın tehdit edilmesine karşı önlem alırım” davranışıyla, Kırım’ın Rusya Federasyonu’na katılması konusunun referandum sonucuna bağlanmasını destekliyor. Zira çıkarları Kırımda çünkü orada donanma üssü var, Rusya’nın Akdeniz’e açılabilmesi yönünden bakınca konum çok stratejik vesaire, vesaire...Pazar akşamı itibariyle, Kırım Tatarlarının boykot ettiği referanduma katılımın %80 ve Rusya’ya katılma yönündeki oyların da katılanların %93’ü olduğu, Rus ajansları tarafından bildiriliyordu. Haberlerin ne kadar güvenilir konusunu açmayacağız.
Batı yaptırım yaparım diyor da ne kadar yapar ve bu yaptırımlar ne kadar da başarı sağlar orası kocaman bir soru işareti. Gazetemizde yer alan bir habere ve Eurostat’a dayandırılan verilere göre, 2012’de Rusya AB’ye 123 milyar euro ihracat yapmış ve yaklaşık 213 milyar euroluk mal ithal etmiş. Rusya’nın ihracatının yüzde 76’sı petrol ve doğalgazdan oluşuyor. Yaptırımların uygulanması sonucunda, küresel ekonomik krizle sarsılan AB’nin üçüncü en büyük ekonomik ortağı ile ilişkilerini askıya almasının büyük sorunlar doğuracağı tahmin ediliyor. Rusya’dan gaz ithalatının tamamen durdurulması söz konusu olabilir mi? Ya da Rusya bu doğal gazı vermemezlik edebilir mi? İhracatının büyük kısmı petrol ve gazdan oluşan Rusya’nın kayıplarını diğer ülkelerle ticaretini artırarak telafi edebileceği tahmin ediliyor. Bizim için önemli olan ise “Fillerin kavgasında, arada k alıp ezilmemek.”
Gelelim bizim nasıl bir tutum takındığımıza. Türkiye, Kırım’ın Rusya Federasyonu’na katılmasını kabul etmeyeceği biliniyor. Öte yandan enerji konusundaki sıkı bağlılığı ve Rusya’nın Türk malları için önemli bir alıcı olması nedeniyle de yaptırımlar konusunda destek vermemesi bekleniyor.
Doğru olan da budur. Kulaklarımızda hep çınlayan, “Uluslararası ilişkilerde dostluk değil menfaatler vardır” diyen bir deyiş vardır. Türkiye’nin takınabileceği en akıllıca tutum, Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü desteklemek, öte yandan da Rusya ile olan ekonomik ilişkilerini de buna kurban etmemek. Zira Rusya, ne Türkiye’nin enerji kaynağı olarak ne de müşterisi olarak gözden çıkartabileceği bir ülke değildir.