Rusya ile tarımda yeni dönem...
Tarımsal dış ticarette Türkiye’nin en önemli partnerlerinden birisi Rusya Federasyonu. Türkiye, yaptığı tarım ürünleri ihracatının ortalama yüzde 7’sini Rusya’ya gerçekleştiriyor. En fazla ihraç edilen ürün grubu ise yaş meyve ve sebze.
Yaş meyve ve sebze ihracatında Rusya’nın payı yüzde 40 seviyelerinde seyrederken bazı ürünlerde yüzde 60 düzeyinde. Türkiye, Rusya Federasyonu’ndan tarım ürünü olarak en çok buğday ve ayçiçeği ithal ediyor. İki komşu ülke arasındaki bu önemli tarımsal ticaret, Türkiye’nin Suriye sınırında Rusya’ya ait bir savaş uçağını 24 Kasım 2015’te düşürmesi sonucunda kesintiye uğradı. Rusya’nın bu krizi bahane ederek uyguladığı gıda ambargosu ile ihracat büyük oranda durdu.Şimdi bu kriz aşılıyor ve 8 ay sonra Rusya pazarı yeniden açılıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Federasyonu Başkanı Vladimir Putin’in görüşmesi ile başlayan bu yeni dönemde tarım ve gıda ürünleri ticaretinde de yeni bir sayfa açılıyor.
Öncelikle krizin yarattığı tahribata bakalım. Akdeniz Yaş Meyve ve Sebze İhracatçılar Birliği’nin (AKİB) verilerine göre, Rusya ambargosunun resmi olarak başladığı 1 Ocak 2016’dan 30 Haziran 2016’ya kadar yaş meyve ve sebze ihracatı miktar bazında yüzde 81, değer bazında ise yüzde 80 oranında azaldı.
Ocak-Haziran 2015 döneminde Rusya’ya 642 bin ton yaş meyve ve sebze ihraç edilerek 451 milyon dolar döviz geliri sağlandı. Ambargonun başladığı 1 Ocak 2016’dan 30 Haziran 2016’ya kadar ihracat miktar olarak 122 bin tona, değer olarak ise 92 milyon dolara geriledi.
Geçen yıl ilk 6 aylık dönemde Türkiye’nin yaş meyve ve sebze ihracatında ilk sırada yer alan Rusya, bu yılın aynı döneminde 3. sıraya düştü.
Rusya’ya ihracat yüzde 80 oranında düşerken yaş sebze ve meyve ürünleri nereye ihraç edildi?
Akdeniz İhracatçılar Birliği verilerine göre, Rusya’nın uyguladığı ambargo sonrasında yaş meyve ve sebze ihracatında miktar bazında yüzde 100’ün üzerinde artış sağlanan 7 ülke var. Beyaz Rusya’ya ihracat yüzde 479, İtalya›ya yüzde 251, Azerbeycan- Nahçivan’a yüzde 168, Polonya› ya yüzde 159, Avusturya’ya yüzde 150, Gürcistan’a yüzde 126 ve Ukrayna’ya da yüzde 111 artış sağlandı. Bu ülkeler bir anlamda alternatif ihraç pazarları oldu. Dikkat çekici bir başka nokta bu ülkelerin çoğunun Rusya’ya yakın komşular olması.
Peki bundan sonra ne olacak?
Rusya pazarını çok iyi bilen ve sektör adına gelişmeleri izleyen Narenciye Tanıtım Grubu Başkanı ve Türkiye Yaş Meyve ve Sebze İhracatçıları Sektör Kurulu Başkanı Ali Kavak, üreticiden ihracatçıya herkesin çok umutlu olduğunu ve Rusya ile ilişkilerin krizin çıktığı 24 Kasım 2015 öncesinden daha iyi olacağını düşünüyor.
Üretici ve ihracatçı hazır
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Putin görüşmesinin normalleşmenin en önemli adımı olduğunu anımsatan Ali Kavak’a göre, ambargonun kalkmasından sonra ihracat hemen başlayabilir. Üretici ve ihracatçı buna hazır. Rusya’ya ihracatın başlaması ile iç piyasada fiyat artışının olacağı yönündeki endişeleri sorduğumuz Ali Kavak bu endişeyi kesinlikle paylaşmadığını belirterek şu değerlendirmeyi yaptı:” Rusya’ya ihracat yapılınca iç piyasada fiyat artışı olacak görüşünün ekonomik bir karşılığı yok. Çünkü, ihraç ettiğimiz yaş sebze ve meyve zaten Türkiye’de yeterince olan ve ihraç edilmediği zaman iç piyasada tüketilen ürünler değil. Narenciye, üzüm, domates zaten yeterli miktarda üretilen ve hem iç piyasaya hem de ihracata yetecek düzeyde olan ürünler. Bu nedenle, Rusya pazarı açıldı diye fiyatın artması için bir neden yok. Böyle bir fiyat artışı çok yanlış olur.”
Rusya ile yaşanan kriz sonrasında tek pazar bağımlılığı konusunda herkesin gereken dersi aldığını anlatan Ali Kavak; “İhracatçılar, nasıl olsa Rusya pazarı açılıyor diye rehavete kapılmamalı. Yeni pazarlardaki çalışmalar aynen devam etmeli. Yarın, öbür gün Rusya veya başka bir ülke ile yine bir sorun yaşandığında aynı sıkıntıları yaşamamak için tek pazara bağımlılığı aşmamız gerekiyor. İhracatçılar kendi üzerine düşeni yaptı. Rusya ihracatı 6 ayda yüzde 80 azaldı ama biz mevcut pazarları değerlendirerek toplam ihracatı geçen yılın seviyelerinde tutabildik. Rusya krizi olmasaydı ülke olarak yaş meyve ve sebze ihracatımız yüzde 15 belki de yüzde 20 artmış olacaktı. Ama bu krizin yaralarını kısa sürede sardık.
Rusya ile yaşanan kriz döneminde de hep söylediğim gibi iki ülke halkı arasında, işadamları arasında çok sıkı bir işbirliği var. İlişkilerimiz ve ticaret hacmimiz krizin başladığı 24 Kasım öncesinden daha iyi olacak” bilgisini verdi. Rusya ile başlayan bu yeniş dönemde, Rusya gıda ambargosunu kaldırsa da ürün alırken bu krizi bir koz olarak hep kullanmak isteyecektir. Erdoğan-Putin görüşmesi öncesinde Rus yetkililerin açıklamalarına bakılırsa yerli üretimin artırılması konusundaki stratejilerini sürdüreceklerdir. Ayrıca, Türkiye’den ihracatın başlaması ile Rusya’da yaş meyve ve sebze fiyatının düşmesi, Türkiye’de ise psikolojik olarak artması beklenebilir.
Özetle, Rusya ile yeni bir dönem başlıyor. İlişkilerin, tarımsal ticaretin 24 Kasım öncesinden daha iyi mi, daha kötü mü olacağını yaşayıp göreceğiz. Görünen o ki, iki tarafta bu krizden önemli dersler çıkardı. Yeni dönem bu dersler ışığında yapılanacak.