Rusya ile ciddi işler
Önce bir saptama yapmakta yarar var. Türkiye ekonomisi nasıl çeşitli çalkantılara karşı geçmişe göre çok dirençli hale gelmişse, siyasetimiz de gönül ilişkilerine dönük dedikodulara karşı olgunlaştı. Öyle ki Türkiye Cumhuriyeti'nin en muhafazakar hükümetinin bir bakanı hakkında ileri sürülen uluslararası çaptaki gönül ilişkisi bile "sıradan, normal ve adeta her bakanın başına gelebilecek olağan" bir durum gibi algılandı. AKP'de kimsenin kılı kıpırdamadı. Bir dönem, Amerikan cep telefonu şirketini dolandıran siyasetçiye oy verirken "Helal olsun, Amerikalıları bile dolandırmış" diye övgü düzen seçmenler olmuştu. Şimdi de Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen'e, gönül ilişkisi yaşadığı ileri sürülen Rus yıldızın güzelliğine bakıp, "Helal olsun bakanımıza" diyen AKP'li seçmen olmuş mudur, bilinmez. Ama kesin olan şu; gönül ilişkisi iddiaları, yan yana çekilmiş fotoğraflar bile neredeyse kimsenin umurunda olmadı. Olmalı mı, tartışılır. Ama böyle iddialar, dünyanın her yerinde dikkat çeker, hele hele bizim gibi ülkelerde. Hükümetin yapısı itibariyle bu iddianın çok daha fazla irdelenmesi, didiklenmesi, ses getirmesi beklenirdi ama bunun olmadığını görüyoruz. Belki gündemin çok yoğun olmasındandır.
Gönül ilişkisi iddiası bir tarafa... Biz Bakan Tüzmen'in iddia hatırlatıldığında dile getirdiği görüşlerin üstünde durmak istiyoruz.
Ne diyor Kürşat Tüzmen basın mensuplarına: "Siz beni tanıyorsunuz, o konuda kim ne düşünürse düşünsün. Biz şimdi gelin ciddi işlerle uğraşalım. Türkiye ve Rusya arasındaki ticaret hacmi 2003 yılında 7 milyar dolar iken, geçen sene 28 milyar dolara gelmiş, bu sene 36 milyar dolar ticaret hacmine ulaşacağız, ben buna bakarım, gerisini boşver." AKP hükümeti açısından baz yılı olması için biz 2002 rakamlarını da verelim; söz konusu yıldaki ticaret hacmi 5 milyar dolardı. Yani, AKP'den önce 2002'de 5 milyar dolar olan Rusya ile ticaret hacmi, Tüzmen'e göre bu yıl 36 milyar dolara, bizim tahminimize göre 39 milyar dolara çıkacak.
İyi güzel de, ticaret hacmi tek başına çok mu önemli? 2002-2008 döneminde acaba ihracat nereden nereye geldi, işalat kaç milyardan kaç milyara çıktı?
Rusya'ya ihracatımız 2002'de 1.2 milyar dolar ve o yılın toplam ihracatındaki pay yüzde 3.3 düzeyindeydi. Bu yıl ihracatın 6.7 milyar dolayına çıkacağı, payın da yüzde 5 düzeyinde oluşacağı tahmin ediliyor.
Peki ya işalat? Rusya'dan 2002'de 3.9 milyar dolarlık işalat yaptık ve bu rakam, toplam işalatımızın yüzde 7.5'i kadar bir büyüklük oluşturdu. Bu yıl ise işalatımızın 32 milyar doları aşacağı, toplam içindeki payın da yüzde 16'ya yaklaşacağı tahmin edilmekte.
2002-2008 döneminde milyar dolar olarak ihracat 1.2'den 6.7'ye, işalat 3.9'dan 32.4'e... Böylece ticaret hacmi 5'ten, 38'e... Ticaret açığı 2.7'den 25.7'ye... İhracatın işalatı karşılama oranı ise yüzde 31'den, yüzde 21'e...
"Ciddi işlerle uğraşmak, buna bakmak lazım"; doğru, ama ticaret hacminin biraz da detayına inmek lazım, değil mi.
Peki, Rusya ile olan ticarette işalat neden ihracattan çok hızlı artıyor? 2002-2008 döneminde ihracat yaklaşık beş kat artarken, işalatın yedi kat artış göstermesinin temel nedeni, doğalgaz ve petrol işalatı. Rusya'dan yapılan işalatta 2005'e kadar yüzde 62-69 arasında payı bulunan bu iki kalem, 2006'dan sonra toplamda yüzde 70'in üstünde paya sahip olmaya başladı. Türkiye Rusya'dan 2002'de 2.7, 2003'te 3.7, 2004'te 5.6, 2005'te 8.8, 2006'da 12.6, 2007'de 17.1, bu yılın ilk beş ayında da yaklaşık 10 milyar dolarlık doğalgaz ve petrol aldı.