Rus Lada’ya Türk yönetici

Son dönemde Türk otomotiv sanayisi yurtdışında yönetici ihraç etmeye başladı. Eylül ayında dünyanın en büyük otomotiv şirketlerinden Fransız Renault’nun, Avrupa’daki en önemli üretim tesislerinden birini Türk CEO’ya emanet ettiğini, Slovenya’daki Revoz fabrikasının başına Türk CEO Kaan Özkan’ın atadığını duyurmuştuk. İşte o listeye bir yenisi daha eklendi ve Renault’dan yurtdışına bir yönetici daha gönderildi.

Sovyetler’in efsane markası

Sovyetler Birliği döneminin efsane otomobil markası Lada’nın geleceğini Türk mühendis Selçuk Cura şekillendirecek. Cura, yılbaşından itibaren Rus otomobil şirketi AvtoVAZ’ın Başkan Yardımcısı koltuğuna oturacak. Cura, Lada’nın mühendislik biriminden sorumlu olacak. AvtoVAZ Genel Müdürü Nikolas Moure, “Cura’nın profesyonelliği ve deneyiminin bize büyük katkı sağlayacağına inanıyorum” açıklamasında bulundu.

***

Ekonomi Bakanlığı’ndan Gulfood haberlerine yanıt

4 Nisan’da buradan Dubai’de düzenlenen Gulfood Fuarı’na katılmak isteyen şirketlerin yaşadığı sıkıntıları paylaşmıştık. “Türk fuarcı şart koşunca ihracatçı Libya’ya yöneldi” başlığıyla yer alan, internet sitesinde ise “Türk fuarcı şart koşunca ihracatçı çözümü Libya’da buldu” şeklinde yayınlanan haberde, Türk şirketlerinin Dubai’deki fuarda ücra ve kötü yerlere yerleştirildiğini, bazı firmaların ürünlerini teşhir etmekte zorlandığını, hatta stant önlerini kapattıklarını konu etmiştik. Türk şirketlerinin bu ve benzer sorunları aşmak için Libya ve Ürdün üzerinden fuara katılım gösterdiklerini dile getirerek, firmalarımızın ilgili yetkililer tarafından dinlenilmesi gerektiğini kaydetmiştik. Fuara ilginin bu ve benzer nedenlerle düştüğünü dile getirmemizin ardından Ekonomi Bakanlığı’ndan aldığımız yazılı metini sizlerle paylaşıyoruz. Bakanlığın gönderdiği metinde bazı hususlar kaleme alındı.

Yazıda “04.12.2017 tarihli DÜNYA Gazetesi’nde yayımlanan ‘Türk Fuarcı Şart Koşunca İhracatçı Libya’ya Koştu’ başlıklı yazınızla ilgili olarak aşağıda belirtilen hususların açıklığa kavuşturulması zarureti doğmuştur” denildi.

İşte o metinde yer alan bazı konularla ilgili Ekonomi Bakanlığı’nın görüşlerini sizlerle paylaşmak isteriz.

- Organizasyonun düzenlendiği World Trade Center fuar alanının etkin olarak kullanılan birden fazla girişi bulunması ve fuar alanının ziyaretçilerin hızlı ve kolay bir şekilde holler arasında hareket edebileceği şekilde tasarlanmış olması sebebiyle bahse konu fuarda ‘ücra’ olarak nitelendirilebilecek bir alan bulunmamaktadır.

- Fuarlar katılım sağlayan firmalara ait ürünlerin en iyi şekilde sergilenmesi için düzenlenen ticari organizasyonlar olup, dünyanın herhangi bir yerindeki bir fuarda, katılımcı firmaların stantlarının önüne sergilemeye engel teşkil edecek reklam materyalleri konulması fuarcılığın işleyişine ve doğasına aykırılık teşkil edecek, dolayısıyla da rastlanılması mümkün olmayan bir uygulamadır.

- Gulfood Fuarı’nda 2016 yılında 93’ü milli ve 31’i bireysel olmak üzere 124 katılımcımız toplam 2.574 metrekarelik stant alanında faaliyet göstermiştir. 2017 yılında ise 97’si milli ve 19’u bireysel olmak üzere 116 katılımcımız toplam 2.038 metrekarelik bir alanda iştirak organizasyona etmiştir.

- Anılan ülkede gerçekleştirilen 115 fuara katılan 1.421 firmamıza 2017 yılı başlangıcından 05 Aralık 2017 tarihine kadar toplam 35.906.939 TL tutarında destek ödemesi yapılmış olduğu ve bu rakamların 2016 yılında 113 fuar için 1.391 başvuru ve 29.602.656 TL destek ödemesi; 2015 senesinde 114 fuar için 761 başvuru ve 14.021.140 TL destek ödemesi; 2014 senesinde ise 100 fuar için 663 başvuru ve 10.688.650 destek ödemesi şeklinde gerçekleştiği ortaya konulduğunda bakanlığımızca ihracatçılarımıza yönelik verilen desteğin giderek arttığı açıkça görülmektedir.

Yazdığımız haberde de belirttiğimiz üzere Dubai yönetiminin Türk şirketlerine negatif ayrımcılık yapması daha önce de defalarca çeşitli gazetelerde yer almış, fuara katılan şirketler, birlikler bu sorunun çözülmesini talep etmişlerdir.

Biz gazetecilerin işi var olan sorunları belirlemek, çözüme de gerektiğinde destek olmak…
Yani sorunun değil, çözümün parçası olmaya çalışmak…

Biliyoruz ki “Çözümde görev almayanlar sorunun birer parçasıdır...”