Robert Litan: Finans kuralları yeniden yazılacak
ABD'nin kurtarma planı çok tartışıldı. Birçok kişi bunu "finansal sosyalizm" olarak değerlendirdi. White House'da farklı görevlerde bulunmuş olan ekonomist ve hukukçu Robert Litan ise, yakın dönemde benzer bir durumun yaşanmaması için, finans kurallarının yeniden yazılması gerekeceğini söylüyor.
Bankacılık, internet politikalara, finans düzenleme konularında uzman bir isim olan Brookings Institute Kıdemli Üyesi Robert Litan, kurtarma planının ABD'de genel olarak nasıl algılandığına yönelik soruma, "bu plan birçok ABD vatandaşı ve siyasi lideri gerçek anlamda rahatsız etti" şeklinde cevap veriyor. "İşler iyi gittiğinde özel sektör şirketlerden kâr sağlarken, işler kötü gittiğinde tüm kayıpları devlet üstlendi" diyor Litan ve aynı durumun yeniden yaşanmaması için finans kurallarının yeniden yazılması gerektiğini söylüyor.
Litan'a göre krizin sonu geldi demek için henüz çok erken. Piyasanın yeniden işlemeye başlaması bir yana, tüketici ve iş dünyasının kaybettiği güveni yeniden kurmanın uzun bir zaman alacağını söyleyen Litan'ın görüşleri şöyle: "Hükümetin finans sistemini tamir etmesi için önünde uzun bir görev listesi var. Fakat hepsinden önemlisi mortgage'ların; bunların desteklediği menkul kıymetlerin ve bu menkul kıymetleri derecelendiren kredi derecelendirme kuruluşlarının şeffaflığını sağlamak için bu için yeni yasalara ihtiyacımız var. Ticari ve yatırım bankalarına yönelik daha net resimlere sahip olmamız lazım."
"Türkiye üzerinden daha fazla petrol ve gaz taşınabilir"
Uzun yıllar boyunca Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve NATO bünyesinde askeri ve sivil görevler alan Dr. Peter Hazdra, Kamboçya, Rwanda, Sierra Leone gibi demokrasi kavramının çok yeni olduğu ülkelerde bulunmuş ve bu ülkelerin demokratikleşme sürecine şahit olmuş bir isim.
İnsanların, hiç bilmemelerine rağmen demokrasi kavramından çok fazla heyecanlandıklarını görmek Hazdra'yı her defasında çok etkilemiş. Aynı zamanda bir savaş yönetimi uzmanı da olan Hazdra, son dönemlerde meydana gelen çatışmaların büyük bir bölümünün "asimetrik savaşlar" olduğunu söylüyor. Bunlar, devletlerin dışında gelişen ve devletlerden daha az askeri kapasite ve potansiyele sahip olan militarist diktatörler, milisler, paramiliter gruplar, uluslararası şirketler ve güvenlik şirketlerinin arasında gelişen savaşlar. Hazdra, geleneksel olmayan bu savaşların uzamasının devlet kurumlarının çökmesine, yasaların ve düzenin bozulmasına, mülteci hareketlerin artmasına kadar varabildiğini söylüyor.
Hazdra 1998 yılından bu yana, Avusturya Milli Savunma Akademisi bünyesindeki Barışı Destekleme ve Savaş Yönetimi Enstitüsü'nde görevli.
Rusya'nın yeniden güvenilirlik kazanması zaman alacak
Rusya-Gürcistan çatışmasının ardından çok sayıda uzman eski Rusya'nın geri geldiğini, komşuları ile ilişkilerine müdahale edeceğini düşünüyor. Bölgedeki gerilim ortamının arttığını kaydeden Hazdra ise, çatışmanın ardından Rusya-AB ilişkilerinde bir değişim beklemiyor. Bunun nedeni ise her iki tarafın da gerek enerji arzı, gerekse petrol ve gaz altyapısına yönelik yatırım gereklilikleri gibi bağımlılıkların farkında olmaları.
Hazdra her iki tarafın da yumuşamaya çalışacağını ve bu kapsamda, Rusya'nın Nicolas Sarkozy ile oluşturulan anlaşmaşmanın gereklerini ne şekilde yerine getireceğinin önem taşıdığını kaydediyor. "Değişecek olan ilişkilerden çok, uluslararası toplumun Rusya'ya duyacağı güven. Rusya'nın çatışma öncesinin güven ortamını ve ilişkilerini yeniden oluşturması biraz zaman alacak. Rusya'nın tavrı mevcut olumsuzlukların üstesinden gelmesi ve barışçıl ve yapıcı ilişkiler oluşturması yönünde olmalı" diyor Hazdra.
Kremlin'in en güçlü baskı aracı, enerji
Peki Rusya sahip olduğu enerji kaynaklarını AB'ye karşı bir güç unsuru olarak kullanmaya devam edecek mi? Hazdra'ya göre Rusya'nın mevcut gücü büyük ölçüde enerji kaynaklarına dayanıyor. "Son yıllarda, sadece Ukrayna ve Beyaz Rusya gibi ülkeler değil, Avrupa Birliği de, Rusya'nın enerji arzını uluslararası ilişkilerinde güçlü bir araç olarak kullanmaktaki kararlılığını gördü. Sınırlı olan askeri kapasitesinin yanı sıra, Kremlin'in en güçlü baskı unsuru enerji. Yine de, olumsuz etkilere yol açmamak için bu araçların son derece dikkatli bir şekilde kullanılması gerekli" diyen Hazdra, Rusya'nın "enerji-silahını" çok sıklıkla ve yoğun bir şekilde kullanmasını beklemediğini de ifade ediyor ve "Eğer durum çarpıcı bir şekilde değişiklik göstermezse, Rusya geçmişte Beyaz Rusya ve Ukrayna'ya karşı uyguladığı tavırlara benzer tavırlar içine girebilir. Fakat bunun ötesine geçmesini beklemiyorum" yorumunda bulunuyor.
Tüm bu gelişmeler yaşanırken, Türkiye'nin bölgedeki konumu ne şekilde boyut değiştiriyor, diye sorduğumuzda ise Hazdra Türkiye'nin bölgedeki istikrara katkı sağlayabilecek stratejik bir oyuncu olabileceğini söylüyor. Hazdra'nın yorumları şöyle: "Türkiye boyutu ve coğrafi konumu açısından çok önemli bir oyuncu. İçinde bulunduğumuz mevcut duruma benzer kritik dönemlerde, Türkiye, çatışmaların sıklıkla yaşandığı bu bölgede istikrara katkı sağlayarak stratejik bir oyuncu rolü üstlenebilir. Bu sadece AB için değil, aynı zamanda Türkiye'nin uluslararası toplumdaki siyasi duruşu için de son derece yararlı ve gerekli bir rol. Enerji geçişi konusunda ise, Türkiye'nin rolü en azından şimdiki kadar önemli olmaya devam edecek. Bu rol, değişen bölgesel ortamda daha da önem kazanabilir"
Türkiye'nin stratejik rolü artacak
Şu anda Doğu Kafkasya'da farklı bir stratejik konumun söz konusu olduğunu söyleyen Hazdra'ya göre kimse Rusya'nın Abhazya ve Güney Osetya yoluyla daha fazla etki sahibi olup olmayacağı konusunda bir görüşe sahip değil. Moskova- Gürcistan ilişkilerinin orta vadede nasıl gelişeceği konusunda öngörüde bulunabilen de yok. Tüm bunların bölgeden geçen enerji yolları üzerinde önemli bir etki yaratabileceğini kaydeden Hazdra, "Bu kapsamda istikrarsız bölgeler by-pass edilerek Türkiye üzerinden daha fazla petrol ve gaz taşınabilir. Diğer yandan Irak'taki güvenlik durumu olumlu yönde gelişiyor. Bu da, Irak'tan daha fazla petrolün Ceyhan Limanı'na gelmesi ve buradan Avrupa'ya gitmesi anlamına gelebilir. Her şartta, Türkiye enerji oyununda önemli bir rol oynayacak" yorumunda bulunuyor.