Riskten kaçınma olasılığı güçleniyor!..
Kısa vadeli gelişmelere bakıp bazılarını abartarak çok farklı iddialar ortaya sürülebilir, istenmeyen eğilimleri durdurmak veya yönünü değiştirmek amacı ile bilinçli olarak bilgi kirliliği yaratılabilir. Bu gibi durumlarda gerçeği bulmak adına orta vadeli eğilimlere bakmak daha yararlı olabilir. Arap Baharı sonrasındaki son iki yılda küresel ölçekte piyasalarda yaşanan eğilimlere baktığımızda ilginç bir görüntü ile karşılaşıyoruz. Euro/dolar paritesi ve emtia fiyatları ayvaş bir şekilde daralan bant içinde dalgalanıyor, bu süreçte gelişmekte olan ekonomilerin kademeli olarak daraldığı dikkat çekiyor; sermaye piyasaları ise parasal genişleme ve tarihi düşük faizler sayesinde kısmen olumlu fakat oynak bir görünüm sergiliyor. Sürdürülebilir olmayan eğilimler nedeniyle yatay dalgalanmaları dengeye gelme şeklinde algılamak da pek mümkün olamıyor…
İşin tuhafı euro/dolar paritesi ile emtia piyasalarının daralan bant içinde dalgalanmaya devam etmesi veya bunu aşağı ya da yukarı yönde kırması durumunda riskten kaçınma eğilimi dalgalı bir şekilde güçlenecek gibi görünüyor. Yukarı harekette enflasyon ve faiz beklentilerinin bozulması, tersine aşağı kırılmada ise deflasyonist endişelerin tırmanması sıkıntı yaratacak; iki yıldır devam eden yatay salınım ise kısa vadede bir rahatlama sağlasa da orta vadede azalan hareket nedeniyle yine riskten kaçınma eğilimini destekliyor. Tüm olasılıkların eninde sonunda riskten kaçınmayı destekliyor olması doğal olarak tüm piyasaları, dengeleri ve birikmiş sorunları olumsuz yönde etkileyecek. Konuya bu açıdan baktığımızda Federal Reserve'nin neden parasal genişlemeyi kısmak zorunda kalmasını bu aşamadan sonra merkez bankalarından neden mucize beklememek gerektiğini daha iyi anlayabiliyoruz. Hatta Ukrayna konusundaki karşılıklı itişmenin arı kovanına çomak sokmak anlamına gelebileceğini görebiliyoruz…
Bu aşamadan sonra oyuncuların her biri kendi risklerini öncelkile azaltmalarını mümkün kılacak hamleler yapma veya hikayeler yayma konusundaki birbirleri ile yarışmaya devam edebilir. Bunları doğru algılayıp yorumlayamayanlar kaş yapayım derken göz çıkarmak ve başlarını daha büyük belalara sokmak durumunda kalabilir. Riskten kaçınma eğiliminin kademeli olarak artmasına alerjisi olan ekonomilerin kırılganlıkları ise giderek büyüyen algılama körlüğü nedeniyle artışını sürdürebilir.
Ukrayna'da yaşananların yansımalarını ve gelişmelere katkı yapanları yukarıdaki bakış açısı ile irdeleyebilirseniz daha gerçekçi olabilirsiniz. Sınırdaki tatbikata son verenin mi yoksa onlarla inatlaşmanın kendi aleyhlerine olduğunu gözleyerek blöf yapanların mı eğilimlerde belirleyici olduğu tartışma konusu olabilir. Fakat önceki dönemlere göre piyasalar üzerinde belirleyici olan hamlelerin farklı yerden geldiği ihmal edilmemeli!..