Risksiz kazanmak zafersiz kazanmaktır
Gülay Ünlü ÇORUK / Yatırım Finansman
Sanayi üretiminin ve vergi gelirlerinin artması, ihracatın %34 oranında güçlü bir şekilde büyümesi, hazinenin ilk çeyrekte nominal yıllık %8,06 faizle borçlanması, mart ayında şimdiye kadarki en yüksek aylık elektrik enerjisi tüketiminin gerçekleşmesi, işsizlik oranlarında toparlanmaların görülmesi, yeni kurulan şirket sayılarının artması, tüketicilerin satın alma gücünün artması, yabancı sermaye girişlerinin artması, konut satış fiyatlarının artmaya başlaması, bütçe açıklarının azalması, geçen yıla göre protestolu senet sayısının %31 oranında düşmesi, imalat sanayinde kapasite kullanım oranlarının ilk kez krizden bu yana %70'in üzerinde gerçekleşmesi ve özellikle İMKB'de yabancı yatırımcıların portföy değerlerinin kriz öncesi düzeyini yakalaması, Türkiye'de ekonomik canlanmanın hız kazanmaya başladığını ve krizin etkilerinden yavaş yavaş kurtulmaya başladığını göstermektedir.
Bununla birlikte Yunanistan, Portekiz, İspanya, İtalya, İrlanda gibi ülkelerdeki borç durumları ve Euro bölgesindeki sorunlar, Avrupa Birliği'ne ihracatının % 50'sini gerçekleştiren Türkiye'nin, cari açığının büyüme olasılığını artırmaktadır. Bu durum kısa ve orta vadede piyasa tarafını olumsuz olarak etkileyebilecek konular arasındadır.
Dünyadaki ve ülkemizdeki gelişmelere bağlı olarak, altın fiyatlarının
1.150-1.350 dolar/ons seviyesinde, dolar/TL kurunun 1,45-1,55 aralığında, euro/dolar paritesinin 1,25-1,35 bandında hareket etmesi ve petrol fiyatlarının 70-75 dolara düşmesi tahmin edilmektedir.
Amerikan Merkez Bankası FED'in ve Türkiye Merkez Bankası'nın yılın son çeyreğine kadar faiz artırımına gitmediği taktirde Dünya'da ve Türkiye'de ucuz para, bol likidite başta bankalar olmak üzere şirketlerin karlılıkları açısından olumlu olmaya devam edecektir. Dünyada mart 2009'da dip yapan hisse senedi piyasaları, bugün itibariyle o seviyenin %83 üzerinde olmasına rağmen, krizden önceki seviyeye dönmesi için %33 daha değerlenmesi gerekmektedir. Amerikan borsası dünyadaki toplam hisse senetleri büyüklüğünün %30'unu oluşturduğu için, Amerikan Ekonomisi'ndeki gelişmeler, Dünya'daki borsalar arasında
29. sırada yer alan ve dünya sıralamasında 16. büyük ekonomi özelliğini koruyan Türkiye'deki İMKB'yi ilk sırada etkilemeye devam edecektir.
İMKB açısından değerlendirme yapıldığı zaman kısa vadede özellikle euro bölgesi sıkıntılarına bağlı olarak, endeksin bir miktar geri çekilmeler yaşayabileceği 56.000 puan seviyeleri muhtemel gözükmektedir. Geri çekilmeler olmasına rağmen beklentilerin üzerinde bir bozulma olmadığı sürece 2010 yılı içinde, başta Dünya'daki küresel büyümenin devam etmesi ve Türkiye'deki ekonomik iyileşmelere bağlı olarak endeksin yeni rekorları kırması ve 65.000 puan seviyeleri süpriz olmayacaktır.