Riskler ve trendler
Önceki hafta Cumhurbaşkanı’nın Afrin’e yönelik bir operasyon olabileceği mesajını vermesinin ardından, geçtiğimiz hafta Rusya’da gerçekleşen Türkiye, İran ve Rusya’nın katıldığı üçlü konferansta Suriye konusu görüşüldü. Cuma günü ise ABD Başkanı Trump ile cumhurbaşkanı arasında bir telefon görüşmesi gerçekleştirildi. Görüşme sonrası yapılan açıklamada Türkiye’nin PYD/YPG konusundaki hassasiyetlerinin dile getirildiği ve ABD Başkanı Trump’ın PYD/YPG'ye bundan sonra silah verilmeyeceği sözü verdiği ifade edildi ancak çok kısa bir süre sonra ABD Savunma Bakanlığı’ndan gelen açıklamada bölgedeki güçlerle işbirliğinin sürdüğü vurgulandı. Türkiye’nin bölgedeki hassasiyetleri ve son dönemde gerçekleşen görüşme trafiği bölgede yeni hareketlilikler olabileceğini işaret ediyor. Son zamanlarda dikkatini ABD’de devam eden davaya çeviren piyasalarımız için, Afrin’e yönelik bir operasyon beklentisinin artması risk iştahının düşmesine neden olabilir. Bu konudaki gelişmeleri yakından takip etmek gerektiğini düşünüyoruz.
Bu haftanın ekonomik takviminde bugün açıklanacak olan ABD’nin üçüncü çeyreğine ilişkin büyüme verisi ön plana çıkıyor. GSYH’nın yılın üçüncü çeyreğinde %3,4 artması bekleniyor. Bununla birlikte senatoda devam eden vergi reformu görüşmeleri de en az büyüme verisi kadar önemli olacaktır. Türkiye’de ise Perşembe günü açıklanacak olan Finansal İstikrar Raporu ile verilecek mesajlar, başta faizler ve kurlar olmak üzere tüm TL varlıklar üzerinde etkili olabilir. Bu iki başlıklar piyasalarımız için önemli olmakla birlikte bir süre daha ABD’deki görüşülmeye başlayan dava ve Suriye konusundaki gelişmeler piyasalardaki trendi belirleyen ana etkenler olacak. İran’a yönelik yaptırımların ihlali gerekçesiyle devam eden dava ile ilgili teyide muhtaç birçok bilgi piyasalarımızdaki dalga boylarını daha da yükseltebilir. Bu tür zamanlarda önceden belirlenmiş seviyelere ve stratejilere sadık kalmak ve yüksek getiri peşinden koşmak yerine önceliği portföyleri korumaya vermek daha doğru bir strateji olacaktır. BIST 100 Endeksi’nde ekim ayında başlayan düşüş trendi etkinliğini korurken, fiyatlar kısa ve orta vadeli ortalamaların altına yerleşmiş durumda. Bu durum değişmediği sürece BIST’te aşağı yönlü stratejilerin daha cazip olacağını düşünüyoruz. Dolar/TL’de ise BIST’in aksine eylül ayından beri devam eden güçlü yükseliş trendi ve kısa-orta ve uzun vadeli tüm ortalamaların üzerindeki hareket devam ediyor. Bu durum değişmediği sürece Dolar/TL’de de yukarı yönlü stratejilere ağırlık vermeye devam edilmesi gerektiğini düşünüyoruz.