Riskler kamu maliyesi etrafında şekillenecek

Burcu KÖSEM
Burcu KÖSEM [email protected]

Bu yılın sonunda küresel kamu borcunun tamı tamına 100 trilyon dolara ulaşacağını düşündüğümüzde Georgieva’nın açıklamalarının önemi daha da anlaşılacaktır.

Ardında bıraktığımız hafta­nın gündemi sanki birkaç yıla sığacak türden. Tam yozlaş­mış bir çetenin yol açtığı hazin bebek cinayetleri, bir anda Sayın Bahçeli’den gelen bir açıklama ile siyasi gündemin öne çıkması ve ardından ülkemizin en önem­li savunma sanayi kurumların­dan biri olan Tusaş’a düzenle­nen alçakça terör saldırısı… Bu arada İsrail, İran’a saldırır ki; ar­tık iş, vekalet savaşlarından çı­kıp, devlet savaşlarına bürün­müştür ve ABD’de başkanlık seçimine günler kala AB’de de Trump’a karşı önlemler konusu ile hummalı bir toplantı silsile­si başlar…

Söz konusu vatansa gerisi teferruattır!

Nereye dönsek bir acı nereye dönsek bir risk etrafımızı çevre­lemiştir çevrelemesine… Ama ül­kemiz bu idealist mühendisleri, teknisyenleri ve emekçileri ol­duğu sürece asla teröre boyun eğ­meyecektir. Dolayısıyla İsrail ile onun ipini tutanlar da ülkemizin bir karış toprağına bile saldıra­mayacağını, çünkü sonuçlarının çok ağır olacağını gayet iyi bilir. Bu nedenle özellikle terör saldırı­ları yüreğimizi dağlasa da tek yü­rek tek bilek olarak hareket ede­cek ve bugünleri de geride bıra­kacak ve daha da güçleneceğiz. Bu kadar çok seslilikte nasıl tek yü­rek olacağız diyenleriniz var, du­yar gibiyim. Cevabım şudur ki; Türk milleti için söz konusu vatansa gerisi teferruattır!

Georgieva’dan önemli açıklamalar

Bu kadar olay olurken küresel ekonomide de sular durulmuyor pek tabii ki. Dolayısıyla ben de kü­resel ekonomide önemli bir risk unsuru olarak karşımıza çıkan ko­nuyu da ele almak istiyorum:

IMF ve Dünya Bankası geçtiği­miz hafta yıllık toplantılarını dü­zenledi. Toplantı öncesinde ise, küresel ekonominin içinde bu­lunduğu duruma yönelik bir ta­kım açıklamalar yapıldı. IMF başkanı Georgieva’nın yaptığı açıklamalarda çok önemli vurgu­lar vardı:

-Tahminlerimiz düşük bü­yüme ve yüksek borcun affedil­mez bir kombinasyonuna işa­ret ediyor.

-Pandemiden önce oldu­ğundan çok daha yüksek, yük­sek ve artan kamu borcuyla karşı karşıya kalındı.

-Yüksek faiz oranları ABD’yi daha çekici kılıyor, yani finansal akışlar buraya geliyor. Bu da dünyanın geri kalanını biraz zor durumda bırakıyor. Yüksek faiz oranları doların da güçlü olması anlamına geliyor. Bu diğer ülkelerin daha zayıf olduğu anlamına geliyor. Eğer uzun süre devam ederse, tüm bu nedenlerden dolayı finansal istikrar açısından biraz endişe verici hale gelebilir.

Türkiye kamu borcu tarafında en az riskli ülkelerden

Bu yılın sonunda küresel ka­mu borcunun tamı tamına 100 trilyon dolara ulaşacağını dü­şündüğümüzde Georgieva’nın bu açıklamalarının önemi daha da anlaşılacaktır.

Ülkelerin bu veriye dayalı ge­nel durumlarına bakmadan önce memnuniyetle söylemem gereki­yor ki; Türkiye, bu konuda en az riskli ülkelerden… G20 ülkeleri arasındaki 2023 yılı Kamu borcu/ GSYH sıralamasında borçlulu­ğu en düşük Rusya’nın ardından yüzde 29,5 ile sondan ikinci ülke.

Sıralamada en yüksek kamu borcu olan ilk beş ülke; Japonya, Singapur, İtalya, ABD ve Fransa olup, İngiltere’nin de GSYH’sının yüzde 100’üne yaklaştığı bir gö­rünümde fakat daha alt sıralarda yer aldığını söyleyebilirim.

ABD’de kamu borcu seçimden sonra da artış kaydedecek

Bütçe açıkları açısından bakıldı­ğında ise, dünyanın iki büyük eko­nomisi olan ABD ve Çin’in küresel ekonomiyi yönlendirdiği bilinmek­te olup, bu iki ülkedeki manzarada özellikle ABD’nin 36 trilyon dolara varan kamu borcunun artışının se­çimden sonra da artış kaydedeceği kaygısı küresel piyasalara şimdi­den yansımış durumda.

Çin’de ise bir türlü artırılama­yan iç tüketimi desteklemek adı­na, kamu adeta ekonomiye borç pompalıyor. Ülkenin 2023’te ge­lirinin yüzde 5,8’ine ulaşan bütçe açığının bu görünümde daha fazla artması bekleniyor.

Tüm bu faktörler dolar ve altını daha da yukarı doğru iterken var­lık balonları açısından da piyasa riski yaratacak cinsten.

Son olarak ise, ülkemizde açıklanan 2025 bütçesini de­ğerlendirerek yazımı tamam­lamak istiyorum:

Bütçeye baktığımızda; gider­lerin 2024 yılına göre yüzde 31.7 artırıldığı halde bütçe gelirleri­nin yüzde 51.7 artırıldığını, dola­yısıyla; -kamu tasarruf paketine uygun olarak- gider kompozisyo­nundan ziyade gelirleri daha fazla artırmayı öngören bir resim görü­yoruz. Bu ise, önümüzdeki yıl enf­lasyonda hedeflenen düşüşle be­raber azalması muhtemel gelir­lerle bir tezat oluşturuyor. Ancak benim buradan çıkarttığım so­nuç, vergi artışından ziyade top­lanamayan kayıp kaçak verginin, vergi denetimleri yoluyla sisteme dahil edileceğinin hesaba katıl­mış olmasıdır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar