Riskler azalsa da belirsizlikler sürüyor...
Murat AKYOL / Finansinvest
Euro Bölgesi Maliye Bakanları ve IMF arasında uzun süredir Yunanistan'a sağlanacak desteğin koşulları üzerinde devam eden pazarlık süreci hafta içinde tamamlandı. Buna göre, borçların sürdürülebilirliği ve özel sektörün alacaklarının garanti altına alınması için uzun vadeli bir destek mekanizması oluşturulacak. Üzerinde anlaşılan planın detaylarına göz atarsak, Yunanistan'ın uzun vadeye yayılan borçları nominal 40 milyar euro azaltılacak, bugüne kadar sağlanan ve sağlanacak olan yardım kredisinin faizi %1,5'ten %0,5'e düşürülecek, kredi 10 yıl geri ödemesiz olacak, Avrupa Merkez Bankası ve bölge merkez bankaları Yunan tahvillerinden sağladıkları 11 milyar EUR'luk kazancı yardım programı kapsamında Yunanistan'a geri aktaracaklar, borç/GSYH oranı hedefleri 2020 için %124, 2022 için ise %110 olacak ve sonuç olarak Yunanistan'a 34,4 milyar euro kredi sağlanacak. Bundan sonraki takvim ise şu şekilde: 30 Kasım'a kadar parlamento onayları tamamlanacak, 13 Aralık'ta resmi olarak kredi programı onaylanacak ve 2013'ün başında ise üç dilim halinde serbest bırakılacak. Her bir dilim ise IMF tarafından ayrı bir pazarlık bahanesi olarak kullanılabilir, böyle bir durumda Ocak ayında yeniden Yunanistan'ı konuşmaya başlarız. Yine de taraflar arasındaki uzlaşma Yunanistan riskinin en azından bir süreliğine rafa kalkmasına neden olacak. Bu geçici rahatlama sonrasında ise İspanya ve İtalya odaklı risklerin biraz daha ön plana çıktığını görebiliriz. Özellikle İspanya önemli. Ülkenin Ocak ayında 28 milyar euro itfa yükü bulunuyor. 2013 yılı toplam borçlanma ihtiyacı ise 207 milyar euro.
Avrupa'nın yanı sıra yatırımcıların önünde ABD mali uçurum endişesi de bulunuyor. ABD'de Başkan Obama'nın ve Temsilciler Meclisi'nin Cumhuriyetçi Başkanı Boehner'in hafta içindeki açıklamaları çözümün Aralık bitmeden netleşebileceğine işaret ederek piyasalara moral verdi. Ancak genel olarak mali uçurum 1-1,5 aylık süre içerisinde çözüme ulaşacak bir konu olarak görülüyor. Şimdiye kadar oldukça yavaş ilerleyen görüşmelerin önümüzdeki üç haftada yoğun şekilde sürdürülmesi bekleniyor. ABD ekonomisini durgunluk riski ile karşı karşıya bırakabilecek olan yaklaşık 600 milyar dolarlık harcama kesintileri ve vergi artışları 2013 başında devreye gireceğinden politikacıların Aralık ayını verimli bir şekilde değerlendirmeleri gerekiyor. Demokrat ve Cumhuriyetçi kanatların karşılıklı pazarlıkları ile geçecek süreçte zaman zaman ipleri kopma noktasına getiren uzlaşmazlık mesajları ve daralan zamanı koz olarak kullanma çabaları görebiliriz. Ancak, bunların politik manevralar olarak kalacağını ve ABD'li politikacıların ülkeyi tarihinin en büyük ekonomik krizi ile karşı karşıya bırakmamak için sonunda bir uzlaşmaya varacağı ihtimali biraz daha ağır basıyor.