Riski göğüsleyerek büyüdük amma

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan [email protected]

Türk yatırımcıları ve müteahhitleri geçen yüzyılın son çeyreğinden başlayarak, Batılıların risk almak istemediği coğrafyalarda risk alarak hem yeni ticaret ve yatırım alanları buldular, hem de önemli taahhüt işlerinde yer aldılar. Ancak, pazarlar oturdukça bir yandan riski sigorta sistemleriyle en aza indirebilen, banka teminatıyla rekabette güç kazanan Batılılar ve devlet destekli Uzakdoğulu'lar bu ülkelerde bizim işadamlarımızdan daha rekabetçi imkanlara sahip oldular. O nedenle yeni Hükümet kurulurken yatırımcılarımız ve müteahhitlerimiz bu ülkelerde riski azaltacak sigorta sistemlerini geliştirmek ve rekabet gücünü artıracak imkanlar sağlamak için isteklerini dile getiriyorlar.

Geçen yüzyılın son çeyreğinden başlayarak Türk yatırımcılar ve müteahhitler hep Batılı ülkelerin riskli gördüğü ülkelere riski göze alarak onlardan önce girdiler, bir nevi batıllılara yol açtılar.

Türk müteahhitleri önce Libya'da geçen yüzyılın son çeyreğinde boy gösterirlerken, yasal güvenceden çok söze dayalı hareket ettiler. Zaman zaman da bundan kaynaklanan sorunları yaşadılar. Aralarında hapse girenler oldu. Ortadoğu'da İran Irak savaşı yaşanırken, Türk tüccarlar yine yasal altyapısı olamadan, banka sistemlerine dayalı olmayan, gönderilen malların paralarının elden alındığı riskli bir ticari modeli geçen yüzyılın son on yılında sürdürdüler. 1980'ler sonrasında daha Sovyetler Birliği dağılmadan önce, Özal döneminde Türkiye devletlerarasında takasa mal değişimine dayalı bir ticareti başlattı. Doğal gaz alımına dayalı ürün satışını hayata geçirdi. Bu Sovyetler Birliğinin dağılmasının ardından Rusya ve Türki devletlerle ilk ticareti başlatan ülke olmamız sonucunu beraberinde getirdi. Türk müteahhitleri  de bu ülkelerde ilk iş alan yabancılar oldular. Ancak, yasal altyapı hazır olmadığı için risk alınan bui ticaret ve taahhüt işlerinde de zaman zaman sorunlar yaşandı.

Ama bütün bu risk alan girişimler hem Türk işadamlarının tüccarlarının yeni pazarlar kazanmalarında önemli fırsatlara neden oldu. Hem de Türk müteahhitlerinin dış pazarda hızla büyümelerine, yıllık 20 milyar doları aşan iş üstlenmelerine yol açtı. Riskli olan alanlarda yapılan işlerin karlılıkları da yüksek oldu.

Ancak, bizim arkamızdan aynı ülkelere giren Batılı tüccar, yatırımcı ve müteahhitleri kendilerine daha az riskli ortamlar hazırlamakta başarılı oldular. Hem devletlerarası ilişkileri daha sağlam tuttular. Hem riski azaltıcı sigorta sistemlerini işlettiler, hem taahhüt işlerinde bankacılık sektörlerinin gücüyle, teminatlar konusunda, bizim müteahhitlerimizin yaşadıkları sorunları yaşamayarak daha iyi imkanlara sahip oldular. Aynı pazarlara giren Çin ve Kore gibi ülkeler ise, kendi işadamlarına ve müteahhitlerine çok önemli destekler verdiler.

Bütün bunlar riskli dönemlerde çoğunlukla o ülkelere ilk giren Türk işadamları olmasına karşın, Batılıların ve Uzakdoğulu'ların rekabetleri karşısında bizim işadamlarımızın ve müteahhitlerimizin iş kaybetmeleri sonucunu beraberinde getirdi.

Bunda hem riskli bölgelerde, işadamlarımızın riskini azaltacak devlet destekleri ve sigorta sistemlerinin geliştirilememiş olması rol oynadı. Hem de fiyat artışına sebep olan yerli banka teminat mektuplarının üstüne yabancı banka teminatı almak zorunluluğunun doğurduğu rekabette bizi geri düşüren  unsur etkili oldu.

Arkadaşımız Yurdagül Uygun'un haberi, 2010 yılında sadece müteahhitlerimizin 13 Afrika ülkesinde 78 projede 3 milyar 897 milyon dolarlık, 10 BDT ülkesinde 203 proje ile7 milyar 973 milyon dolarlık ve 4 Ortadoğu ülkesinde 142 projede 6 milyar 707 milyon dolarlık iş üslenmiş durumdalar. Bu da toplam 27 ülkede 523 projede 18 milyar 577 milyon dolarlık iş üslendiklerini ortaya koyuyor. Ne yazık ki, önemli bölümü hala riskli olan bu ülkelerde, bu işleri üslenen müteahhitlerimiz, ne riskleri en aza indirecek sigorta sistemlerine, ne uygun teminat mektuplarına, ne de uygun işçi çalıştırma koşullarına sahipler.

O nedenle DEİK'te son yaptıkları toplantıda, yeni Hükümetin kurulmasının hemen ardından risklerini azaltacak, sigorta sistemini geliştirecek yeni önlemler alınmasını, yeni düzenlemeler yapılmasını isteyecekler.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar