Risk yönetimi rekabet avantajı sağlar

Dr. Bertan KAYA
Dr. Bertan KAYA YENİ DÜNYADA YÖNETİM [email protected]

Risk yönetimi iş dünyasında gelecek 20 senenin en önemli meselelerin­den biri olacak. Oynak, muğlak, karma­şık ve belirsiz bir gelecekte, riskleri ön­görmek ve tedbir almak, en az fırsatla­rı görmek ve strateji geliştirmek kadar önemli.

Daha ileri giderek şunu söyleye­bilirim: Risk yönetimi şirketlere rekabet avantajı sağlıyor. Tedarik zinciri, satış, finans ya da üretim süreçlerinizde risk­lerin proaktif yönetimi ile rakiplerinize göre daha verimli olabilir, kayıp kaçakla­rı azaltabilir, beklenmedik zararları ön­leyebilirsiniz. Gerek uluslararası araş­tırmalar gerekse de şirketlerde kendi tecrübelerime dayanarak şunu söyleye­bilirim ki, etkin risk yönetimi şirketlerin EBITDA’larına fark edilir katkı sağlıyor.

Risk yönetimi nasıl yapılıyor?

Risk yönetimi, strateji ve operasyon seviyesi olmak üzere iki seviyede ya­pılıyor. Strateji seviyesinde, stratejik riskler ele alınıyor. Yani şirketin strate­jik hedeflerini tehdit eden ve alınacak tedbirlerle azaltılması mümkün risk­ler ile şirketin her an karşı karşıya ka­labileceği beklenmedik jeopolitik geliş­meler, makroekonomik kararlar, siyasi hamleler, yeni rakipler, yıkıcı teknolo­jiler ve benzeri dış riskler ele alınıyor.

Bu riskler şirketin tepe yönetiminin katılacağı, iç uzmanlar ya da dış danış­manlarca yönetilen çalıştaylar ile de­ğerlendiriliyor, analiz ediliyor ve ön­celiklendiriliyor. Bu risklere yönelik eylem planları oluşturuluyor. Eylem planları için sorumlular atanıyor. Şir­ketlerin risk komiteleri bu riskleri ve eylem planlarını takip ediyor.

Operasyon seviyesinde ise operasyo­nel, yasal ve finansal risklerden bahse­debiliriz. Bu riskler şirketin iş süreçle­rinde, iş akışları esnasında karşı karşıya kalabilecekleri riskler. Stratejik riskle­rin aksine alınacak tedbirler ile bu risk­leri kontrol altına almak, yani şirkete za­rar veremeyeceği seviyeye indirmek çok daha kolay. Sadece farkındalık, tespit ve analiz sürecini sıkı tutmak gerekiyor. Bu işi yaparken, şirketin tüm süreç sa­hipleri kendi risklerini kendileri analiz ediyor ve risklere karşı eylem planları geliştiriyorlar. Elbette bu süreçte, iç ve­ya dış uzmanlardan destek almak süreci daha başarılı kılıyor. Tüm süreç sahiple­ri, süreçlerini etkileyen ve önemli ma­li, operasyonel, yasal ya da itibar kaybı ile sonuçlanma olasılığı taşıyan riskle­ri analiz edip, kontrol altında tutuyorlar.

Risk yönetimi neden başarısız oluyor?

Sürecin yukarıdaki gibi yürütülme­si gerekiyor ancak şirketlerimizin yüz­de 90’ında olgun bir risk yönetimi siste­mi yok. Bunun ilk sebebi, risk yönetimi­nin bilinmemesi ve gereksiz görülmesi. İkinci sebep, iç veya dış uzmanlardan faydalanmama. Üçüncü sebep, bu süre­ci yönetsel süreçler ile entegre etmeme. Yani yönetsel karar alma, icra ve perfor­mans değerlendirme süreçlerine enteg­re kullanılmaması. Dördüncü sebep ise risk yönetiminde teknoloji çözümlerin­den (GRC yazılımları) faydalanmama.

Risk yönetimine nereden başlanmalı?

Tavsiyem, işe şirket içinde bir risk komitesi oluşturmakla başlayın. Yöne­tim kurulunuzun icracı olmayan üyele­ri ile icrada risk ile doğrudan yüzleşen finans, İK, hukuk, BT gibi bölümlerin yöneticilerini bir araya getirip bir risk komitesi oluşturun. Sonraki adım, ko­mitenize bu konuda bir eğitim aldır­mak olsun. En son aşamada ise risk yö­netimi politikanızı ve prosedürünüzü belirleyin. Bu ve bundan sonraki adım­larda, ya içeride bir uzman ekip istih­dam edin ya da dışarından danışman­lık alın. Sonraki aşamada riskleri hem strateji hem de operasyon seviyesinde belirleyin, analiz edin, tedbir alın ve iz­leyin. Bu iş için teknoloji çözümlerin­den faydalanmak işi kolaylaştırır ve risk yönetimini yönetsel faaliyetler ile entegre eder. En önemlisi de bu işi tepe yönetim olarak destekleyin.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Strateji nereden nereye! 22 Ağustos 2024